Defalarca yazdık...
“Sağlık alanında sözleşmeli yöneticilik dönemi başladığı günden bu yana ne tat kaldı ne huzur!” diye.
Ve...
“Eğer vicdan bir organ olsaydı hepiniz vicdan kanseri olurdunuz” bu böyle biline.
Elbette ki bazı idareci ve yöneticileri tenzih ediyoruz...
Şimdi bir çok sağlık emekçisi “Çok haklısınız!” derken...
Özellikle üst düzey sağlık bürokratlarının ve yöneticilerinin “Ne oldu yine?” dediğini duyar gibiyim...
Çok şey oluyor, çok olaylar yaşanıyor beyler bayanlar!
Devran sizin “Oynayın!” efendiler!
Eee...
Vicdan sahibi olmadan güç sahibi olunca böyle oluyor işte!
Şimdi dönelim konumuza...
***
Efendim yıllardır Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi için “Değişmedi gitti bu hastanenin makus talihi!” deyip durduk...
Gerçekten de öyle...
Atanan bir çok torpilli yönetici ve idareci egolarını şişirmek için sanki getirildiler, geldiler bu makamlara...
Öncelikle Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yükü çok ağır...
İlimizin farklı ilçelerinde 6-7 ek hizmet binası var...
Binlerce hasta hizmet almakta, binlerce personel de bu kurumlarda çalışmakta...
Hizmet ağı geniş olunca elbette ki bazı aksamalar ve eksikliklerin yaşanması doğal...
Eyvallah!
Amma!
Bazı keyfi uygulamalar hastalara ve çalışanlara adeta “Zulüm”, “İşkence”, “Çile” şeklinde geri dönüyorsa...
Burada çok ciddi bir sorun var demektir ve bir an önce çözülmesi gerekir...
***
Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hastalara çile çektiren, canından bezdiren, çalışanları ise çaresiz bırakan olay yaşanmakta.
Ve...
Bu film hastanede her gün oynanmakta!
Ne acı!
Sizi daha fazla merakta bırakmadan hemen paylaşayım...
Şimdi...
Allah korusun!
Anneniz, babanız, eşiniz, çocuğunuz, dostunuz, sevdiğiniz...
Gece veya gündüz hiç fark etmez...
Birden hastalandı, fenalaştı...
Hemen apar topar Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin aciline götürdünüz.
Hastanızın yürüyecek hali yok!
Doğal olarak tekerlekli sandalye isteyeceksiniz personelden...
Gelin görün ki tekerlekli sandalye yok!
Var da yok yani!
Hadi o gün şanslısınız tekerlekli sandalye buldunuz ve hastanızı hemen sandalyeye oturtarak acilin ilgili alanına götürmek için sürmeye başladınız.
Aaa...
Sandalyenin tekerleği kırık gitmiyor, hastanız düşme tehlikesi ile karşı karşıya...
Ya Allah Bismillah!
Hasta düşse de düşmese de personelin ya da hasta yakının kucağında hasta muayene odasına taşınmakta.
Bu gibi olayların hastanede sıklıkla yaşandığına dikkat çekiliyor...
Tekerlekli sandalyeler kırık dökük...
Ya halatla bağlanmış ya da telle...
Niye?
Soruyorum hastane yönetimine:
Bu eziyeti neden yaşatıyorsunuz hastalara!
Amacınız ne?
***
Eveet...
Şimdi sıkı durun!
İster skandal deyin, ister “vicdansızlık” deyin...
Ne derseniz deyin hepsi uyar...
Yorum sizin...
Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hasta yakınları inim inim sandalye ararken, bulamazken...
Ya da bulduğu sandalye kırık dökükken...
Hastane idaresi yepyeni, sıfır, gıcır gıcır tekerlekli sandalyeleri yangın merdiveni boşluğuna zincirle kilitletmiş.
Çok merak ettik!
Ne yapacaksınız, nerede kullanacaksınız bu tekerlekli sandalyeleri acaba?
Neden zincire vurmuş bekletiliyorsunuz?
Size buradan bir emoji göndermek isterdim ama...
Dünkü yazımızda belirtmiştik.
“Bir el var Bursa sağlığının üzerinde ve bu el sağlık hizmetlerinin başarılı olmasını istemiyor galiba!” diye...
Yoksa niye tekerlekli sandalyeler verilmesin hastaların hizmetine...
Yorumlar 13
Kalan Karakter: