Pazar günkü yazımda Kıbrıs gezimden bahsetmiştim.
Bugün ise ağırlıklı olarak Kıbrıs’ın tarihi mekanlarına değineceğim.
Biz kalmak için Girne’yi tercih ettik ama Gazimağusa’yı tek geçiyorum tatil için.
Siz giderseniz o bölgeyi seçin.
Turumuza Lefkoşe şehrinde bulunan Büyük Han ile başladık, adadaki Türk mimari eserlerinin en başta gelenlerinden.
Kıbrıs fethinin arkasından buraya tayin edilen ilk Türk beylerbeyi olan Muzaffer Paşa tarafından 1572 tarihine doğru yaptırıldığı ileri sürülmekte.
İngiliz yazar G. Jeffery de kaynak göstermeksizin G. Mariti’nin, bu hanın Muzaffer Paşa evkafından olduğunu yazdığını bildirir.
Güney Anadolu’daki Alaiye (Alanya) ile Kıbrıs arasında yapılan ticarette tüccarlar bu handa konakladıklarından buraya Alaiyeliler Hanı denildiği gibi o zaman Anadolu’nun güney kıyıları Karaman eyaleti sayıldığı için Karamanlılar Hanı da denilmiştir.
Büyük Han, klasik dönem Osmanlı-Türk hanları tipinde, kesme taştan inşa edilmiş iki katlı bir yapı.
Bursa’daki Kozahan’a benziyor.
Büyük Han’ın avlusu ortasında, namaz mekanına iki taraflı merdivenle çıkılan sekizgen planlı bir mescid var.
Etrafındaki dükkanlardan biri restaurat olarak hizmet veriyor. Orta kısmı olabildiğince boş bırakmışlar.
Rahat rahat gezebiliyorsunuz.
Üst katlarda hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar mevcut.
Kıbrıs Lefkoşa’da bulunan ve muazzam görselliğe sahip olan Selimiye Camii ise, Kıbrıs’ın en gösterişli ibadethanesi konumunda.
Lüzinyan döneminde yani, 1209-1326 tarihlerinde gotik formunda inşa edilmiş ve zamanında katedral olarak kullanılan St. Sophia’ya Selimiye Camisi adı verilir ve Osmanlılar tarafından camiye çevrilmiştir.
Daha sonra yapıya iki minare, bir minber ile bir mihrap ilavesi yapılmıştır.
Lefkoşa Selimiye Camii’nin yapımına ise 1209 tarihinde Ayasofya kilisesi olarak başlatılmıştır.
Önceleri katedral olarak kullanılan Selimiye Camii Kıbrıs adasını Türklerin almasıyla camiye döndürülerek camii olarak kullanılmaya başlanılmış.
Tadilatta olduğundan içini gezemedik.
Girne biliyorsunuz eğlencesi ve gece hayatı ile meşhur.
Gazimağusa’nın ise sahilleri sizi kısa sürede etkisi altına alıyor.
Bembeyaz kumdan oluşan berrak denizden hiç çıkmak istemiyorsunuz. Arkın Palm Beach Hotel’e özellikle gidin.
Şeftali kebabını, Kıbrıs tatlısını arıyorsunuz ama bulamıyorsunuz.
Kaldığımız otel bile her gün Kemalpaşa tatlısı çıkarmayı tercih etti.
Türkiye’den gidince yabancılık çekmedik ama keşke gelen turistler Kıbrıs lezzetleri ile buluşabilseydi.
Yorumlar
Kalan Karakter: