Bazı kitapları okurken keşke film ya da dizi olsa diye düşünüyorum.
Oyuncuları hayal ediyorum.
Çekimler için mekanları kafamda belirliyorum.
Kendimi bir anda yönetmenlik koltuğunda buluyorum.
En son Haruki Murakami’nin “Kumandanı Öldürmek” kitabı için aynı duygular, hayaller içindeydim.
Hepimiz hiç kimseye açamayacağımız sırlarla yaşıyoruz...
Dünya edebiyatının tartışmasız en büyük yazarlarından olan Haruki Murakami’den ilmek ilmek örülmüş bir gizem hikâyesi.
“Kumandanı Öldürmek” yalnızlığı bir yük olarak görmeyen, yeri geldiğinde yalnızlığını bir madalya gibi göğsünde taşıyanlar için yazılmış bir roman.
Tıpkı bir dağ başında yalnız bir hayat süren, bu yalnız varoluşuyla gizemli bir şeyleri hayatına davet eden roman kahramanı gibi.
Kumandanı Öldürmek 848 sayfa olmasına rağmen kapılıp gidiyorsunuz.
Merakla karakterlerin hayatını, duygularını ve garip olayları okuyorsunuz.
Murakami’yi büyük romancı kılan en önemli noktalardan biri de sadece olayların değil, karakterlerin de muazzam bir gelişim ve değişim sergilemesi.
Sanki karakter ile daha önce tanışmış gibi hissediyorsunuz.
Haruki Murakami, ilk romanı Rüzgarın Şarkısını Dinle ile 1979 yılında edebiyat dünyasına giriş yaparak Gunzou Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.
1987 yılında yayımlanan "Norwegian Wood" (İmkansızın Şarkısı) romanıyla uluslararası şöhrete kavuştu.
Ülkemizde asıl başarısını ise 2009 yılında yayımlanan Sahilde Kafka yakaladı.
2006 Franz Kafka ve 2016 Hans Christian Andersen adına verilen uluslararası edebiyat ödüllerini kazanan Japon yazarın adı Nobel Edebiyat Ödülü için de sıkça anılıyor.
Kyoto doğumlu 74 yaşındaki Japon yazarın eserleri dünya genelinde 50 dile çevrildi.
Japonya’nın aksine diğer ülkelerde oldukça iyi eleştiriler alan yazar disiplinli bir yaşamı olduğunu sürekli yazmasıyla da belli ediyor.
Bir yazar ile tanışma hakkın var deseler Haruki Murakami’yi tek geçerim.
Yorumlar
Kalan Karakter: