1998 yılında muhabirliğe başladığım zaman gazetelerin adı, mesleğin tadı vardı.
Elimizde büyük fotoğraf makinaları ile çekime giderken kendimizi farklı ve güçlü hissederdik.
Habere gittiğimiz yerlerde kapılarda karşılanırdık.
Yazdığım ilk imzalı haberimde gazetede adımı gördüğüm gün heyecandan uyuyamamıştım.
Özel günlerle ilgili gelecek davetiyeleri merakla bekliyorduk.
Ödül aldığımızda validen, belediye başkanlarından tebrik mektupları alırdık.
Hele ki, festivaller...
Hepimiz o etkinliklerin başlangıcını iple çekerdik.
Festival davetiyeleri gazetelere ismimizin yazıldığı zarflarla ulaştırıldı.
Gitmeyeceğimiz konser varsa davetiyeleri gazetedeki arkadaşlarımız ile değiştirir, paylaşırdık.
Açıkhava tiyatrosunda buluşup rakip gazete temsilcileri ile seyrederdik konserleri, etkinlikleri.
Yıllar içerisinde her şey değişti, değişiyor.
Artık gün içerisinde gideceksek festivale, belediyeye isim yazdırıyormuşuz!
Kültür sanat yazsanız da davetiyeniz olmayabiliyor.
Aslında önemli olan davetiye istemek, isim yazdırmak değil.
Önemli olan davetiye ile bir yere çağrılmak.
Çünkü davetiye; “Sizi aramızda görmek istiyoruz” demektir.
Çünkü davetiye “Gelirseniz mutlu oluruz” demektir.
61. Uluslararası Bursa Festivali Karsu Konseri ile cuma günü start aldı.
Bursa’ya yakışan coşkulu bir açılış olmuş, muhabir arkadaşlarımızdan bilgiler aldım.
Bu tarz organizasyonlar hazırlarken, misafirler çağrılırken ikili ilişkiler önemlidir.
Ben geleneklere, adetlere, nostaljiye hayranım.
Bir kuruma hiç davetiye gelmezken, diğer kurum çalışanlarına onlarca davetiye verilince haksızlık oluyor diye düşünüyorum.
Sponsor firmalara tabii ki yüzlerce davetiye verilir.
Ama festivaller tüm gazetecilerindir, Bursa’nındır.
Uluslararası Bursa Festivali gururumuzdur.
Sayın Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Alinur Aktaş, değerlere sahip çıkan bir başkan olduğu için beni anlayacaktır.
Eminim.
Başkanım ve ekibi gerekli düzenlemeleri yapacaktır.
Festivali hazırlayan herkesin emeklerine, yüreklerine sağlık.
Yorumlar 2
Kalan Karakter: