Malumunuz bu günlerde sağlık ortamı son derece gergin ve kırılgan...
Herkesin derdi kendine ama sıkıntılar geniş bir kitleye yayılınca, ortak olunca...
Ne iş huzuru ne iş barışı ne de motivasyon kalıyor çalışanlarda...
Ek ödemelerde iddia edilen haksızlıklar, enflasyon karşısında mum gibi eriyen maaşlar, aylardır bir türlü sonuçlanamayan promosyon ihaleleri...
Derken...
Kamu sağlık kurumlarında yeniden “güncellenen” mobingler...
Çalışanların canına “tak!” dedi artık!
Sağlıkçılar; sözleşmeli yönetici ve idarecilerin, sendikacıların köleleri değil!
İş yoğunluğundan başlarını kaldıramayan, nöbetten nöbete koşarken çoluk çocuğunu, anne, babasını, sevdiklerini göremeyen sağlık personeli yapılan bu “zulmü” hak etmiyor, nokta.
***
Günlerdir Kestel Devlet Hastanesi’ndeki bazı çalışanlar adeta isyan ediyor kurumlarında yapılan haksızlıklara...
Duyan var mı acaba?
Hem de hiç çekinmeden “Artık ip nereden koparsa kopsun!” misali her şeyi göze almış bir vaziyette yaşadıklarını açık açık anlatmaya başladılar sosyal medyada...
Ali Osman Sönmez Onkoloji, Dörçelik Çocuk Hastanesi ona keza...
İlçe devlet hastanelerinin hangi birini sayayım...
Bugüne kadar hangi siyasi veya ilin müdürü çekilen bu sıkıntıların nedenini yerinde öğrenmek, problemleri çözmek için çaba gösterdi veya gösteriyor?
Bize gelen birçok mailler siyasilere de sağlık üst düzey yöneticilerine de gidiyordur mutlaka...
CİMER’e şikayet eden çalışanların sayısı ise günden güne artmakta...
Kısacası birçok hekim, hemşire, sağlık memuru, teknisyen, tekniker, güvenlik, veri elemanları...
Ez cümle sağlıkta çalışanlar mutsuz, huzursuz ve bazı idarecilerin keyfi uygulamalarından yılmış haldeler...
Mevcut bu durum bu şekilde devam ederse sağlık hizmeti alımı ve sunumunda kaos yaşanması olası...
***
Yazımızın başında bazı hastanelerin isimlerini verdik ve çalışanların durumunu anlattık...
Sağlık üst düzey yöneticilerimiz nerede ve ne yapıyor mesela?
“Her yerdeler, hep koşturuyorlar, o hastaneden bu hastaneye hep sahadalar...” falan
imajına, görüntüsüne artık kimse inanmıyor...
Sahalarda gezerken mangalda kül bırakmayanlar, ortalıklarda hava atıp dolaşanlar...
Biraz da Bursa sağlığının gerçek meseleleriyle ilgilensinler...
Sağlımız hiç ama hiç iyi değil, psikolojimiz de yerlerde...
Bunu hem hastalar, hem de sağlık çalışanları için söylüyorum...
Hastanelerin fiziki koşullarını iyileştirmek, bilgi almak, çalışanlarla beraber olmak yerine...
Gücü gücü yetene...
Üst düzey yöneticilerin hastanelerde esip gürlemeleri, efelenmeleri, sanki her şeyi onlar çok iyi biliyor, onlara kimse dokunamaz tavırları...
İyice bıktırmış halde...
Benden söylemesi...
***
Defalarca yazdık, çizdik...
Ülke genelinde yüzbinlerce, ilimizde binlerce sağlık çalışanı aylardır promosyon ihalesine kilitlenmiş vaziyette.
Ses seda yok!
İl Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz!
Biz gazetecilere değil, kurumun resmi sitesinden:
“Promosyonlarla ilgili bakanlığımızla irtibat halindeyiz... Çalışanlarımız lehine sonuçlanması için uğraşıyoruz... Görüşmelerimiz devam ediyor... En kısa zamanda sonuçlanması için mücadele ediyoruz “şeklinde “yalandan da” olsa bile bi açıklama yap bari...
Çalışanlara bir umut verin, onların yanlarında olduğunuzu hissettirin!
Tıpkı hastanelerden randevu alamayan hastalar gibi, sağlık çalışanları da sizden randevu almakta zorlanıyormuş...
Hayırdır!
Sağlık müdürü ve akrabası olduğunu iddia eden, köylüsü olduğunu söyleyen ondan destek alan ismini kullanan, kurumlarda yalan yanlış iftiralar ve dedikodu ile namuslu liyakatli kişileri karalayan mobbing uygulayan tüm kalıntıları gitmeli.
Aklınıza kaleminize sağlık.. Sesimizi duyan bu mesleği sevgi ve özveriyle yapmaya çalışan meslektaşlarımı dikkate alan birileri var demek ki..Bizlere reva görülen maddi ve manevi bu muameleyi hiç bir zaman haketmiyoruz ve hakkımızı helal etmiyoruz.. Gözlerini ve kulaklarını kapatmış siyaset meydanı ve sendika başkanlarını Allah'a havale ediyoruz.. Teşekkürler
Ağzını yüreğinize sağlık enazindan korkmuyorsunuz yazıyorsunuz bursayi ağlatan müdür hala görevde akp sahip çıkıyor neden dir bilinmez kişi isdedigi şekilde oynuyor ve bütün herkes susuyor neden bu korku neden mi oğlu siyasette özgüven ondan sanırım
Lale hanım zaman zaman okuma fırsatı buluyorum sizleri sağlık alanında o kadar çirkin olaylar var ki akıllara durgunluk verecek şekilde baktılar ki haklı kişiyi baskılamak için iftiralar havada uçuşuyor ama kimin umurunda kimsenin özellikle bayanlara yapılıyor ki kadın hele ki evli ise susmak zorunda kalıyor onlar haklı çıkıyor ama bunların kişiliği belli bunları idareci yapanlardan Allah sorsun başka diyecek ya da yapıcak bir şeyimiz yok çünkü onların siyasi gücü var özellikle K.D.H de yaşanıyor
Bilgi, beceri, yetenek vb özelliklere sahip değilseniz, despotlukla üstünlük sağlamaya çalışırsınız. (Kesin bilgi)
Promosyonu haram diye almayan ama yılarca sınavsız puansız idareci olanlara ne denir?!
Sosyoloji bilmeyen müdür, psikoloji bilmeyen müdür yardımcısı, iletişimden bir haber iletişim ve medya başkanı aynı zamanda sendika baskan yardımcısı, kafa kafaya verip güzelim hastaneyi bellediler. Kemiklerim sızlıyor...
Sınav yapılmadan, en yüksek puanı almadan idareci olanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Haram zıkkım olsun hak etmeden fazladan aldığınız para ve mevkiler...
Sayın yetkili sendika; hep aynı kişileri idareci yapıp durmaya devam edersen yetki gidecek bilgin olsun.. Kişisel çıkarlara değil, toplumsal taleplere odaklan.
Sendikacısı, siyasetçisi, sözleşmeli yöneticisi... Reis bile kendine 2 dönem biçti yav.. Yılardır aynı kişiler hak etmediği makamları "işgal" ediyor. Bu liyakatsız idareciler sayesinde koskoca parti kan kaybetmeye devam ediyor.
Şimdi, asıl kadro karşılığı olan ücreti yerine, "adamını" bulduğu için (sınavsız, puansız) sözleşmeli idareci olup fazladan yıllardır aldığı para haram olmuyor mu?!
Lale hanım, zulmün kralı Gürsu da, biraz araştırmanızı tavsiye ediyorum.
teşekkürler lale hanım
Kim gelirse gelsin başa, gelene göre tavır alırız merak etmeyiniz...
Ey idareciler! Güvendiğiniz dağlara "kırağı" düştü. Kar 'da yağacak az kaldı, bilgilerinizi ve gereğini arz ederiz....
Liyakat liyakat liyakat........
Kimin ahı kimde kalmış ki, Allah yarına bırakır ama kimsenin yanına bırakmaz. Şimdilik o koltuklarda derin hülyalara dalsınlar bakalım... Yarın amel defterini eline aldığında ona bugün bu sana yeter denilecek ve kişi ne yapmış ne etmiş bilecek... Anlayana.