Ooof of…
Şiddet her yerde almış başını gitmekte…
Gazetecilere, sağlıkçılara, kadınlara, çocuklara, can dostlarımıza…
Sokakta, evde, iş yerlerinde…
Kimin gücü kime yeterse…
Kimi sözel, kimi fiziksel…
Vurun abalıya gitsin!
Bu ne be!
***
Nasıl anlatsam nereden başlasam…
MFÖ’nün yorumladığı “Bodrum Bodrum” şarkı sözlerindeki birkaç kelimeyi değiştirerek paylaşıyorum…
“Duygu biraz duygu/Biraz huzur biraz empati/Bütün istediğimiz bu…”
Bunu istiyor sağlık çalışanları…
Yanlış sağlık politikaları ve söylemler yüzünden yıllardır sağlık emekçileri hasta ve yakınları tarafından şiddete maruz kaldılar, kalıyorlar…
Kimi yaralanıyor, kiminin psikolojisi bozuluyor ve kimileri de maruz kaldıkları şiddeti hayatıyla ödüyor…
Amma…
Çalıştığı kurumun yöneticileri ve idarecileri tarafından uğradıkları sözel şiddet personelin motivasyonunu bozuyor, adeta hayattan bezdiriyor…
Görüştüğüm sağlıkçılar, “Hasta ve hasta yakınlarının bize yönelik uyguladıkları şiddetin kabul edilebilir bir tarafı yok ama yönetici, idareci ve birim sorumlularımızın yani, birlikte çalıştığımız insanların bize yönelik sözlü şiddetin hasarı çok ağır…” diyorlar.
Sağlıkta devrim bu olsa gerek!
Evet, dönelim yazımızın başlığına…
Haydi buyurun…
***
Anımsayacaksınız geçtiğimiz hafta Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi’nde çalışan 4-d’li bir genç kızımızın sıkıntılarını gündeme taşımıştık…
İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz’ın konuya el atmasıyla sorun çözüldü…
Eyvallah!
Yazımızın yayınlanmasının ardından tabiri caizse sorunlar “çorap söküğü” gibi akmaya başladı…
Şimdiye kadar haber değeri olmayanları, bireysel problemleri, özel yaşantıları köşemize taşımadık, taşımıyoruz, taşımayacağız da…
Ancak konu şiddet, mobing olunca…
İşte buna tahammülümüz yok artık!
***
Yer maalesef yine Ali Osman Sönmez Onkoloji Hastanesi, yine 4-d’li sürekli işçi statüsünde çalışan bir personel…
Bütün “sorunlular” orada mı toplandı Allah aşkına!
İçlerinde elbette işini hakkıyla yapanlar var. Lafımız bunlara değil…
Ama çalışan personele idari amirinin “Beni zıvanadan çıkartmayın, beni çıldırtmayın!” deyip bağırıp çağırması, hatta çalışanın üzerine telefon fırlatması…
Olacak iş değil…
Öğrendiğim kadarıyla müdür beyi bu kadar “celallendiren” olay da hastanenin kreşinde görev yapan öğretmenin maaş ödemesiyle alakalıymış…
Konu resmi kayıtlara geçti…
***
Şimdi…
Hepimizin maddi ve manevi sıkıntıları var ve yaşıyoruz…
Hepimiz de farklı iş kollarında çalışıyoruz…
Ve…
Biliyorsunuz çalışma psikolojisinin en temel konuları arasındadır motivasyon. Bireylerin işinde başarılı olabilmesi, kaliteli ve nitelikli hizmet üretebilmesi motivasyon ile çok yakından ilgilidir.
Hal böyle iken:
Canı sıkılan yöneticilerin hepsi bağırıp çağırmaya ellerine geçirdiklerini üzerimize fırlatmaya kalkışırsa…
Bunun yöntemleri var…
Eğer bir yanlışlık, bir usulsüzlük söz konusu ise…
Ya savunma istersiniz, ya uyarırsınız, ya da kınama cezası verirsiniz…
Bağırıp, çağırıp bir kadının üzerine telefon fırlatmakta nedir yahu!
Çalışanlar; yöneticilerin, idarecilerin kölesi değildir!
Yasalar, kanunlar ortada…
Yanlış giden bir şey var ise, kurumun zarara uğratılması söz konusuysa gereği ne ise yaparsınız!
Ha bu arada başhekim bey nasılsınız?
Yorumlar
Kalan Karakter: