Hani hep yazıp çiziyoruz ya!
Dilimizde tüy bitti...
“Sağlığın çivisi çıkmış!” diye...
Kamu sağlık kurumlarında hekimden hemşiresine, sağlık memurundan ebesine, temizlik hizmetlisinden güvenlik görevlisine kadar herkes mutsuz, yorgun ve ruh sağlıkları iyice bozulmuş halde...
Sağlık personeli mali ve özlük haklarındaki yetersizliklerden, yönetici ve idarecilerin keyfi uygulamalarından, mobingden yakınıp dururken...
Hekimler ise kötü çalışma koşullarından, 5 dakikada bir verilen muayene randevularından, bir de 5 dakikanın içine yerleştirilen ek muayenelerden, uzatılmış mesailerden, itibarsızlaştırılmaktan dert yanmaktalar...
Vatandaşı hiç sormayın bile...
Hala telefon ve bilgisayarlarının başında randevu alabilmek için büyük mücadele içindeler... Bekliyorlar...
***
Hekimler demişken...
Yukarda hekimlerin sıkıntılarının sadece bir bölümünü paylaştık sizinle...
Hekimler gerçekten çok yorgunlar...
Mevcut sistem nedeniyle bazı hekimler yurtdışına, bazıları da özel sağlık kurumlarında çalışmak için ayrılıp gittiler ve gidiyorlar...
Evet öncelikle yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen bizleri sağlığımıza kavuşturan, şifa dağıtan hekimlerimize, hemşirelerimize kısacası tüm sağlık çalışanlarına sonsuz teşekkürler.
Ancak “Kurunun yanında yaş da yanar” sözü var ya!
Bu “yaş!” hekimler, bazen insanı isyan ettirme noktasına getiriyor...
Gerçi sayıları bir elin parmağını geçmez ama yine de can sıkıyor işte!
Adı bende saklı bir vatandaş geçtiğimiz hafta Dörtçelik Çocuk Hastanesi’nde yaşadığı talihsiz olayı hem telefonla arayarak anlattı hem de mesaj gönderdi.
Aynen paylaşıyorum...
***
“Sayın Lale Hanım... Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastanesi acilinde yaşadığım bir rezilliği anlatmak istiyorum. Yayınlarsanız çok sevinirim. Çocuğumu eşimle birlikte sabaha karşı yüksek ateşle Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastanesinin aciline götürdük. Saat sabahın 04.00 civarları idi. Hastane boş, bir iki hasta var sırada... ‘Beklemeyeceğiz’ diye sevinirken doktor bir hastane çalışanı personeline ‘Neden klavyeye sert basıyorsun’ diye çok yüksek sesle bağırmaya başladı. ilk duyduğumuzda eşimle şaşırdık biz de birbirinize baka kaldık. Etmediği hakaret kalmadı. Olay bir anda o kadar şiddetli ve uzun cereyan etti ve ses tonu o kadar yüksekti ki çocuklarımız korktu ağlamaklı bir şekilde acilden gitmek istediler. Çocuklarımızı muayene ettirmeden Uludağ üniversitesine götürmek zorunda kaldık. Sağlık personellerinin kendi içlerinde yaşadıkları buhrana bizzat tanık olduk ve bu bizi çok üzdü. Bir doktor altında çalışan bir başka sağlık personeline insanlar içinde psikolojik baskı uygularsa ve bunu alenen çocuklarımızın korkacağı seviyede yaparsa... Güçlünün güçsüzü ezdiği bir hiyerarşi kurulmuş hastanelerde... Psikolojisi bozuk insanlara çocuklarımızı muayene ettiriyoruz. Umarım yazdıklarımı yayınlarsınız...”
Mağdur olan aile, hekimin poliklinik numarasını da yazdı gönderdiği metinde...
Şayet ilgilenen yetkili olursa veririz bilgileri seve seve...
Ama nerde...
Herkes kendi derdinde...
***
“Birbirimizin yüzüne bakıyoruz ayıp olmuyor mu?”
Ortalık bir anda gerilmiş...
Bağrışmalar, tartışmalar şiddetlenince güvenlik görevlileri girmiş hemen devreye...
Ortam karışmış...
Olaya şahit olan hasta annesi devam ediyor yazmaya, anlatmaya...
“Yıldırım ilçesinden taksi tutup yüksek ateşle çocuğumuzu Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne götürdük ama maalesef çocuklarımızı o ortamda muayene ettirmedik. Çocuklar bağırışlardan çok koktuğu için tekrar taksi ücreti verip Tıp Fakültesine gitmek zorunda kaldık... Konuyu CİMER’e şikayet edeceğim. Çocuklarım iyi olsun diye o saatte hastane yollarına düşüyorum ama çocuklarım hastanede travma yaşıyor... Biraz daha detaylı bilgi vereyim... İçerde hasta vardı. Bizde kapının hemen önünde bekliyorduk hasta çıksın diye... O sırada bir bağrışma çıktı. ‘Çık dışarı geri zekalı! Neden klavyeye sert basıyorsun?’ diye sekretere ağıza alınmayacak hakaretler savuruyordu. Sekreter, doktora bakarak, “Birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Ayıp olmuyor mu doktor bey?” diyordu... Resmen çalışanların psikolojisi bozulmuş...”
***
Şimdi...
Hekimlerin çalışma koşulları kötü, ağır...
Eyvallah!
Amma!
Ne olursa olsun ne yaşanırsa yaşansın hiçbir gerekçe bu şekilde hele hekimin birlikte çalıştığı personele bağırmasını ve hakaret etmesinin üstünü örtemez...
Kendinize gelin lütfen!
Sekreter yanlış yapmış, o klavyeyi alıp onun musanip bir yerine.... 6 yıl okuyorlar diye herseyi bildiklerini saniyorlar, kendilerini birşey zannediyorlar... Evet biliyorlar, bıçak parası almayı iyi bilirler, reprezantlar ile çalışmayı iyi bilirler. Diplomalı hırsızlar...
O konuda hastanemızın doktorlar mücevher değerinde, hastalara çalışanlara kısacası insana yaklaşımları davranışları mükemmel derecede hepsı ayrı bır güzel insan. Özellikle urolojı göz dahılıye genel cerrah enfeksıyon psıkatrı kadın doğum çocuk KBB doktorlarımı var bunları yetiştiren ülkeye hayırlı bırey kazandıran ailelerıne ayrı ayrı teşekkür ederim iyiki varsınız
Öncelikle geçmiş olsun yıldırımdan taksiyle dörtçeliğe gittik demişsiniz dörtçeliğe göre ihtisas çocuk acil daha yakın değilmi keşke oraya gitseydiniz ordada çocuk uzmanları var doktorun bu şekilde davranışıda aslaa kabul edilemez
Elif keleş antibiyotik iyi bişeymi de yazmasını istiyorsunuz... Doktorlardan daha ıyı bılıyorsunuz hastaneye gıtmeyın o zaman
Yüksek ihtisas ateş düşürücü verip yolluyor antibiyotik istiyoruz vermiyor.dörtčelik çocuk hastalıkları konusunda daha deneyimli diye oraya gittik.hangi hastaneye gideceğimizi de bırakın biz karar verelim
benzer şeyi malesef sağlık çalışanı olarak yaşıyoruz lavobaya gittim hiçbir hasta yoktu ki bu arada biz ilçe sağlık müdürlüğü hasta değil danışan vatandaş gelir cepten aradı beni sorumlu hekim deskin başında fırça atmak için beklşyor sırada bekleyen bey çok nazik. Orada temizlik personeli ve vatandaşın yanında yüzü göxü kaymış vaziyette azarladı ve o psikoloji ile ben vatandaşın kaydını yaptırdım. Kesinlikle böyle sorunlu birimlerde çalıltırışacak personeller bu şekilde baskı ve mobbing ile mucadelesinde tek kalmammalı bu birimlerde rotasyon şeklinde personel görevlendirilmeli. İdari katta adam serçe parmağını bile kıpırdatmayıp sakin bir şekilde mesasini dolduracak, idarecilerle sohbet muhabbet. Diğer birimde 10 parmağı ile çalışan çay almaya, yada lavobaya gidemeyecek gitsede fırçasını herkesin içinde yiyecek. Dönüşümlü çalışılmalı herkes herşeyi yaşamalı ve görmeli. Bir taraf rehabilite merkezleri gibi sessiz sakin huşu içinde diğer taraf curcuna. Adalet sağlanmalı.
Torpilin varmı yok tabi ki acilde kalıcaksın başhekim müdür yada bazı onların yamaları var onlara olmazsa olmaz unut ve nöbet tutmaya devam
Kestel devlet hastanesinde mesala acilde çalışanlar hep aynı serviste poliklinikte çalışanlar aynı idari işlerde çalışanlar aynı rotasyon şart
Silahla dolaşan müdür ve başkan olunca
Oyüzden mi kendi atamasını yaptığı idarecileri bu kadar dinliyor müdür beyi?
Yazıklar olsun gerçekten, orada başına bir şey gelse ilk önce o personel koşacak sana be, şu kibirden bir kurtulun artık... Sabahları ne bir günaydın iş çıkışı ne bir iyi akşamlar var istisnalar olsa da geneli böyle bunların. Evet iş yoğun ama ay sonu karı koca dr maşallah çuvalla para alıyorsunuz. Evet hak ediyorsunuz ama biraz mütevazi olun be kardeşim.
Bursa'da merkez hastanelerden randevu almak deveye hendek atlatmaktan zor Dr yetersizliği hasta yoğunluğunu karşılamada çaresiz kalıyor durum vahim acil çözümlenmesi lazım