“Nöbetçi Gazete”nin dünkü ilk sayısında paylaştığımız “Bu kadar da olmaz, yazıktır günahtır!” başlıklı yazımız kamuoyunda büyük yankı uyandırdı…
Tabiri caizse arayan arayana…
Sağlık çalışanlarından telefonlar, mailler su gibi aktı…
Kimileri “Konuşacak o kadar çok şey var ki… Bir anlatsak bu konu devede kulak kalır…” derken, kimileri de “Yapılan işlemlerde herhangi bir yolsuzluk, usulsüzlük yok…” şeklinde ifadeler kullandılar…
İyi de…
Yazımızda” yolsuzluk”, “usulsüzlük” yapılıyor demedik ki…
Her şey yasalara uygunsa…
O zaman suçlu sistem!
Hani bir söz var ya!
“Hırsızın hiç mi suçu yok be kardeşim!” diye…
Neyse…
***
Bir ampul, bir musluk, bir lavabo takmak için yüzlerce kilometre uzağa araçla ekip göndermenin israf olduğunu anlatmaya çalıştık.
Veya toplu talepler biriktirilerek ekip gönderilse mesela…
Bu kadar efelenmeye, ahkam kesmeye hiç gerek yok!
Öncelikle bir yöneticiye efelenmek, bağırmak- çağırmak yakışmıyor!
Çalışanlar sizin köleniz veya kapıkulu askeriniz değil!
Böyle hava yaramaz Bursa’ya, çarpar adamı sonra…
Cadı avı başlatmaktan da vaz geçin artık!
Bizden söylemesi!
Anlayan anlamıştır herhalde…
“5- 10 TL’ye yapılacak bir işi yüzlerce liraya yapmak uygundur!” diyorsanız söylenecek söz yok!
Sırf “yasaldır” diye; Birilerine yaranmak, koltuğu muhafaza etmek için “Baş üstüne!” lerin vicdanlarda yeri yok!
Koltuk sevdasına, her gelen talebe çakın en afili imzayı gitsin!
Üstelik güzel, cennet yurdumda kaynak sıkıntısı çekilirken…
O yollara akıtılan paralar hepimizin…
***
Şimdi…
100- 200 kilometre yol yapan bir araç günde kaç litre benzin yakar?
Günde veya haftada kaç araç yollanıyor ilçelere, köylere?
Devletin kasasından bu “Gayduru kubbak!“ işler için ne kadar harcanıyor?
Günlük, aylık, yıllık bu işlerin devlete maliyeti kaç paradır?
Vatandaş olarak bunu bilmek hakkımız değil mi?
Ha bu arada keyfiyete fazla girmedik…
O konuyu, ilerleyen günlerde kimin oturduğu, lojmana keyfi olarak neler yapıldığını aktaracağım…
Genelge ya da yönetmelik ise mutlaka bir düzenleme yapılmalı bence…
Ekonomik krizlerin yaşandığı ülkemizde bu israf gereksiz ve keyfidir. Nokta.
İnsanlar evine ekmek götürmek için kırk dereden su getiriyor…
İsteklerini karşılayamayan anne ve babalar çocuklarının yüzüne bakmaya çekinirken…
Çeşmem bozuldu, tesisat su akıtıyor, musluğun göbeği değişecek, ampulüm yanmıyor…
Hadi ordan be!
***
Konunun muhatapları ne yapar, ne eder…
İnceleme başlatıldı mı, başlatılır mı bilemeyiz…
Egolar fazla şişik olunca…
Hani, “Dondurmam Gaymak” filminde Ali Usta’nın filme damgasını vuran bir cümlesi vardı…
“Bir cinnet her şeyi halleder!” diye…
Ha işte!
Bazı yönetici ve idarecilerinin “şişik egolarının inmesine bir iğne ucu yeter!”
İğnenin cinsini ise size bırakıyorum…
Bu kadar basit işte!
Lale cim kalemine sağlık.Basarılarının devamını diliyorum
Teknik başkan getirdi yaninda o ne iş yapıyormuş.