Ne tuhaf değil mi?
Bazıları hep haklı ve hep edecekleri bi kamyon lafları var!
Bıdı bıdı da bıdı bıdı...
“Deprem, mahkeme, imar hukuku, tarım arazisi, toprak kayması tanımam... Bana ne bana ne... Ben aldım o arsayı dikerim ortasına yüksek katlı hastane binasını...” diye tutturup...
Mahkeme “Olmaz öyle şey!” deyince...
CHP’ye, Mudanya Belediyesi’ne , demediğini, etmediğini bırakmayıp, hızını alamayınca açlık grevine başlayan bir Ortopedistten, Op. Dr. Kayhan Turan’dan söz ediyoruz...
***
Sırf “Hastalar tedavisiz kalmasın, onun sahibi olduğu hastanesi olmazsa, turist müşteriler tedavisiz, sakat kalır sonra” diye...
Sahibi olduğu tarım arazisine bir villa ve bahçesine çiçekler dikmek yerine...
“Gökdelen” gibi bina dikmek için açlık grevi bile yapan bir doktorumuz bu arkadaş.
(Villa billa sadece vatanı milleti geçtim... Tüm dünya hastalarına hizmet içinmiş ha!)
Söylenenlere göre o toprak iki kat bile bina yapılamayacak durumdaymış...
Doktor bey 12 kat özel hastane dikmeye kalkmış o arsaya...
Her şey hastaları için be ya!
Neyse...
***
Açlık grevi bu “komikliğe” yetmeyince...
Şimdi de öz sermayesi ile işçi olarak çalıştığı hastanenin borçlarını ödemeye girişmiş...
Yine bir büyük iyilik aşkı!
İnanılmaz bir yardımseverlik!
Bi düşünün bakalım kim yapar bunu?
Çalıştığı, ancak çalışanının maaşını bile ödeyemediği öne sürülen, bir yandan da ne hikmetse başka bir hastane inşaatına hızla devam eden hastanesine...
Çalışan değil de ak sakallı, himmet sahibi bir dede gibi borçlarını üstlenip ödemekteymiş...
Nasıl, ağlamaktan okuyamaz haldesiniz değil mi?
İnanın ben de yazarken çok zorlanıyorum!
“Küpünü” hayır için boşaltan, “iyilik küpü insanlar"ın kıymeti hiç bilinmiyor işte!
Şimdi de bir yemek firması, alamadığı uzun süreli alacağını tahsil etmek için iki gün süre bile vermemiş bu işçi olduğu kurumun borcunu üstlenen muhteşem “varlığa!”
“Varlık” bunun için işte!
Varlığım feda olsun maaş için çalıştığın hastanenin borçlarına!
***
“Bizim doktorumuz zaten ne yiyor ki...Günlerce hiçbir şey yememiş, bir uzun boylu melek! Neden bu iyiliğe engel oluyorsun kelek!” diyecekmişiz biz de alacağını isteyenlere...
Söz konusu firmayı şikayet ediyor, adını, ticari unvanını kirletmeye çalışıyor bu önlüklü cerrah bey!
Hiç empati kalmamış bu ‘para göz!’ ticaret erbabında!
Ne hayırdan anlıyor, ne hatırdan! Haciz de neymiş biraz borç birikti diye...
Bundan böyle;
Hepimiz evlerimizde yemek yapıp bu öz sermayesini başkasının borcuna feda ettiğini iddia eden cerrahın “Maaş için çalışıyorum!” dediği hastanenin müşterilerine ellerimizle mi yedirsek ne!
Şu gazeteciliğin en kötü yanı nedir, biliyor musun..Şu gazeteciliğin en kötü yanı nedir, biliyor musunuz, gündeme dair yazacak bişey bulamayınca bir tarafın söylemi ile hemen bir yazı yazıp servis edersiniz, ne de olsa ben yazdım yanlışsa da beni ilgilendirmez , muhatabı temize çıksın, bana ne dersiniz, hani çamuru karşıya at, o temizlesin misali, karşı tarafla bir görüşme de yok, bir iddia var, onu bi soralım da değil, günümüzün sözde aydın...