Güçlendirmeye mi önem vermek lazım, yoksa yıkıp yeniden mi yapmak gerekiyor?
Zemin mi, malzeme mi önemli?
Bu kenti yönetenlere sesleniyorum:
Bursa’yı elden geçirin!
Kırık dökük, dayanıksız ve yorgun binaların tespitini yapın.
Ardından da, riskli yapıların derhal tahliyesini sağlayın.
Yarın değil, hemen bugün!
Çünkü;
Deprem geliyor!
*
Evet;
Arkadaşımız Nur Hasan’ın bir hafta önceki özel haberinde Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Engin Er’in sözleri unutulmamalı.
Başkan Er;
Nöbetçi Gazete muhabirine yaptığı açıklamada Kuzey Anadolu Fayı’nda 160 yıllık bir enerji biriktiğini söylüyor.
Ve uyarıyor:
“Bursa’yı büyük bir deprem bekliyor! Bu fay enerji birikimini tamamladı.”
Sözleri çok net:
Deprem artık kapıya dayanmış durumda!
*
Önümüzde;
Bursa’nın kıpkırmızı bir haritası var.
Yerel yönetimlere, akademik odalara, dahası hepimize büyük sorumluluk ve görevler düşüyor.
10 ili yerle bir eden Kahramanmaraş merkezli deprem unutulacak gibi değil.
Türkiye’deki bütün etkinlikler, faaliyetler ertelendi.
Deprem haberlerine kilitlendik.
Televizyon kanallarının tümünde felaket görüntüleri var.
Sosyal medya da ona keza.
Psikolojimiz iyice bozuldu.
Milletçe terapiye ihtiyaç hasıl oldu.
Artık şapkayı önümüze koyup, ciddi ciddi düşünme zamanı.
Mesela…
Gördük ki;
Son depremde yeni binalar da yıkıldı.
Hiç mi ders alınmadı geçmişte yaşanan acılardan?
Yazımın başında da belirttim.
Sorun zeminde mi, kullanılan malzemede mi?
Bursa’da “kentsel dönüşüm” adı altında yenilenen binalar var.
Bir o kadar da “yap-sat” modeliyle dikilen inşaatlar.
Bunlarda mı güvensiz acaba?
Ekranlarda gördükçe, duydukça o yeni binaların yıkıldığını endişe ediyor insan.
Kontrol çok önemli.
Kurumlar, yeni inşaatlar yapılırken denetim görevini layıkıyla yerine getirdi mi?
Yazık etmeyin bu millete!
Can söz konusu, can…
Soruyorum:
Bursa’daki yapıların kaçı incelendi, kaçı denetlendi?
Var mı bu soruya yanıt verecek kimse acaba?
Mutlaka elden geçmeli, gözden geçirilmeli, kontrol edilmeli Bursa’daki tüm yapılar.
Hem de, eski yeni demeden.
Yaşadığımız bu kentte, ne kadar riskli bina varsa bilmek herkesin hakkı.
Belediyeler;
Kendi bölgelerindeki binaları mutlaka denetlesin.
Bir envanter çıkartıp açıklasın kamuoyuna…
*
BİR ÖNERİM VAR!
Araba alırken “Kazası, çarpığı, çürüğü, boyalı parçası var mı? diye titizlenen bir milletiz.
Peki;
Ev alırken ne gibi malzeme kullanıldı, depreme sağlamlığı ve dayanıklılık gücünü kaçımız sorguluyoruz acaba?
Yada;
Otopark, dükkan ve bodrum katlarına girip “Kolonlar sağlam mı, kesilmiş mi?” diye bakanımız var mı?
Oysa;
Ne kadar mühim tüm bunlar değil mi?
Hepimiz işittik!
10 ili yerle bir eden yüzyılın felaketinde çöken birçok binanın kolonlarının kesildiğine ilişkin ortaya atılan iddiaları.
Öneriyorum…
Belli bir yaşa ulaşmış binaların kontrolü, tıpkı araç muayenelerinde olduğu gibi zorunlu tutulsun.
Zorunlu araç muayenesini yaptırmayanların trafiğe çıkmalarına nasıl izin verilmiyorsa…
İkamet ettiği binanın kontrolünü yaptırmayanların da elektrik, su, doğalgazı kesilsin!
Herkes kendi evini kontrol ettirirse, o mahallede hatta şehirdeki binaların sorunu ortaya kalkar.
Bu da;
Yaşanabilecek bir depremde minimum can kaybı demektir.
Şunun gibi;
Herkes evinin sokağını süpürürse, o mahalle tertemiz olur!
*
AFAD NEDEN KAYIT ALMIYOR?
Depremin vurduğu illerde, şu sıralar göç başladı.
Depremzedelerin çeşitli sebeplerden dolayı tercih ettiği şehirler arasında Bursa da var.
Mağdur olanların, misafirhane ve yurtlara yerleşimini AFAD sağlıyor.
AFAD’a, bir de kayıt yaptırmak gerekiyor.
Bu kayıt;
Yakınlarının depremzedelere ulaşmasını sağlamak için önemli.
Ancak;
Birkaç muhtardan zorunlu misafirlerimiz için sıkıntı yaratıldığına ilişkin duyumlar aldık.
Kayıt için AFAD’a gidenler geri çevrilince muhtar dostumuza bakın WhatsApp’tan neler yazmış:
“Bursa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğüne gittik. Ama, oradaki görevli sadece kalacak yer organize ettiklerini, herhangi bir kayıt almıyoruz diyerek bizi geri gönderdi.”
Yorumlar
Kalan Karakter: