“OpenAI” tarafından geliştirilen ve ChatGPT tarihindeki en önemli güncelleme olan “GPT-4o” geçtiğimiz hafta duyuruldu.
Öncekiler gibi “GPT-3”, “GPT-3.5” adıyla değil. Bu defa “GPT-4o” versiyon numarasıyla çıktı.
Şu an size çok bir anlam ifade etmeyebilir ama birazdan söyleyeceklerimden sonra “Yok daha neler” diyeceksiniz eminim. Çünkü ilk duyduğumda ben de aynı tepkiyi vermiştim.
Neredeyse gerçek zamanlı “Ses, Görüntü ve Metin” bilgilerini kullanıyor ve bunlar arasında mantık yürütüp sizinle çok doğal bir şekilde konuşabiliyor.
Herkesin bildiği harita uygulamalarından alışık olduğumuz “yol tarifi yapan” ve bizi sıkça yanlış yollara sokan ya da anlık tepki veremeyen yapay zeka ve programlardan bahsetmiyorum.
Hatta “Apple” tarafından geliştirilen “Siri”,
“Google” tarafından geliştirilen “Google Asistan” ve
“Amazon” tarafından geliştirilen “Amazon Alexa” bile birazdan anlatacağım buluşun yanından geçemez diyebilirim.
Abarttığımı düşünüyorsanız, “OpenAI” kendi “YouTube” kanalında yayınladığı duyuru videolarını ve testleri izleyebilirsiniz.
Hepsinin kullanım amaçları farklı olabilir ama benim söylemek istediğim.
Yapılan bilimsel araştırmalara göre insanın verdiği anlık tepki süresine oldukça yaklaşmış, sizinle sanki bir arkadaş gibi konuşan, konuşmaya başladığı anda insan olmadığını unutturabilen, kıkırdayıp kahkaha atan, espri yeteneği oldukça gelişmiş ve duygusal konuşabilen, bir şey anlattığı sırada, sözünü kestiğinizde ya da konuşmaya başladığınızda susup sizi dinleyen bir güncellemeden bahsediyorum.
İnsan, makine hatta hayvan etkileşiminde bile çok önemli bir adım.
Evet hayvan.
Çünkü evcil bir hayvanınız varsa ve görüntülü bir şekilde gösterirseniz aynı bir insan gibi duygu dolu tepki verip, bizim gibi seviyor ve iletişim kurabiliyor.
Kameradan gördüğü hayvana heyecanlanabilen bir “Yapay Zeka”dan bahsediyorum.
Eski GPT’den farkı ise tam da bu. Sadece yazıyla karşılık vermiyor, sesiyle veriyor. Hem de en duygusal haliyle.
Açıkçası ben duyuru videolarını izlediğimde şaşkınlığımı gizleyemedim.
Neden “4o” adıyla çıkardıklarına gelecek olursam da şöyle anlatayım.
Öncelikle “o” harfinin anlamı da yukarıda söylediklerimle aynı aslında. Geliştirilen bu versiyon numarasındaki “o” aslında “Omni” demek.
“Omni” ise “her şey” demek.
“Her” deyince de aklımıza ilk gelen o film…
“Her” filminden bahsediyorum. Ülkemizde “Aşk” adıyla yaklaşık 10 yıl önce gösterime girmişti.
Başrolünde, son çıkan “Joker” filminde de başrol alan, herkesin tanıdığı, oyunculuğuyla büyük beğeni toplayan “Joaquin Phoenix” var.
Peki neden bu film?
Çünkü bu filmde yalnız bir adamın gelecek yıllarda, teknoloji ve yapay zekanın hemen hemen şu an ki haline gelmesini ve filmdeki ana karakterimiz gibi “duygusal boşlukta” olan insanların yapay zeka yoluyla “kişinin ihtiyacına göre kişiselleştirilebilen hayat arkadaşı” edinmesini konu alır.
İzlemediyseniz, “Romantik Dram ve Bilimkurgu” gibi türlere ilginiz de varsa şiddetle tavsiye ederim.
Ayrıca “OpenAI”ın CEO’su “Sam Altman” bile, “GPT-4o”nun duyurulduğu gün X’ten “her” diye bir paylaşımda bulundu.
OpenAI, bilinçli bir şekilde yeni yapay zeka modeliyle bu filme göz kırpmış.
Filmde, “akıllı, sezgisel ve empatik” yapay zeka olarak karşımıza çıkan bu karakter, “OpenAI” tarafından geliştirilen yukarıda bahsettiğim “GPT-4o”ya olan benzerliği beni hem heyecanlandırdı hem de düşündürdü.
Sizce “GPT-4o” da bizim her şeyimiz olmaya mı geliyor?
Bu tarz yeniliklerin her geçen gün arttığını bilmeme ve az çok tecrübe etmeme rağmen, beni hala oldukça şaşırttığını söyleyebilirim.
Bu yapay zeka çılgınlığının nereye gittiğini ve “GPT-4o” kullanıcılarının ne tür deneyimler yaşayacağını önümüzdeki günlerde daha sık göreceğimizi tahmin edebiliyorum.
Umarım “Yapay Zeka”, duyuru videolarında ve yukarıda örnekte verdiğim filmdeki gibi masum ve dost canlısı kalır.
Ünlü fizikçi “Stephen Hawking”in de dediği gibi,
“Yapay zekanın tam anlamıyla geliştirilmesi, insan ırkının sonunu getirebilir. Kendi kendine hareket edebilen ve kendini yeniden tasarlayabilen yapay zekalar, insanları hızla geride bırakabilir.”
Yorumlar
Kalan Karakter: