Ölübotlar…
Adı ne kadar iğreti edici olsa da aslında tam olarak amacı şu şekilde…
“Sosyal medya ve diğer platformlarda ölmüş kişilerin hesaplarını ve varlıklarını idare eden ya da bir başka deyimiyle simüle eden yazılım hizmetidir.”
Bu botlar genellikle bir kişinin “Dijital Miras”ını sürdürmek veya yas tutanlar için bir anı oluşturmak amacıyla kullanılır.
Ama bu iş sandığımız kadar masum olmayabilir…
Ölümden korkmayan yoktur sanıyorum.
Evrenin oluşumundan bu yana dünya üzerindeki tüm canlılar için geçerli olan en büyük 4 kural:
1.Doğum ve Gelişim
2.Olgunluk ve Üreme
3.Yaşlanma ve Düşüş
4.Ölüm
Bu kurallar, tüm canlılar için genel bir yaşam döngüsünü temsil eder ve her canlının yaşam süresi ve evreleri, türüne, çevresine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Ölüm korkusuyla baş edebilmemizin en yaygın yolu, ölümün bir son değil de, bir başlangıç olduğuna kendimizi inandırmak.
Ama şimdi bir yol daha var gibi gözüküyor…
Yapay zeka, ölmüş sevdiklerimizin dijital kopyalarını yaratabiliyor.
Tıpkı yüzyıllardır “Bilim-Kurgu” kitaplarında ve “Hollywood” filmlerinde işlendiği gibi…
Ama “Cambridge Üniversitesi“nde yapılan bir araştırmaya göre, bunun kötü sonuçlar doğurabileceği de söyleniyor.
Öyle ki gelecek nesillerin psikolojisi sırf bu nedenle altüst olabilir.
İlk önce şunu anlamamız gerek…
Yapay zeka diye bir şey hayatımızda hiç olmamış olsaydı bile şu anda yaşayanların bundan birkaç nesil öncesine göre inanılmaz bir farkı olurdu.
Günümüzdeki insanların internet üzerinde ya da şirketlerin kısmen korunan veritabanlarında bulunan çok fazla yazısı, fotoğrafı ve videosu var.
Mesela Facebook’un ya da Instagram’ın sürekli geçmişinizi hatırlatan “10 yıl önce bugün” özelliğini düşünün. Senelerce X’e attığınız fikirlerinizi ve yorumlarınızı düşünün…
Buna ek olarak “DeepFake”in ne kadar gerçekçi bir şekilde kullanabildiğini görmüşsünüzdür…
Bu teknoloji, statik yani olduğu yerde değişmeyen video, ses kaydı ve yazıları alıp içinde bulunmayan yeni cümleler, sesler ve görüntüler yaratabiliyor.
“ElevenLabs” gibi yapay zeka sistemleriyle gerçeğinden ayırt edilemeyecek düzeyde sesler üretilebiliyor.
Ölübotlar da bunların hepsini tek bir arada toplayıp geçmişte yaşayan ve gerçek dünyada yaşamını yitiren insanların, yakınlarıyla ve sevdikleriyle irtibat halinde kalmalarını sağlamak.
Dijitaldeki verilerini kullanıp yapay zekada ölümsüzlüğü amaçlıyor…
Bu sayede acılarını bir nebze olsun dindirebilmek…
Bu nedenle onlara endüstride “Grief Bot” yani “Keder Robotu” da deniyor.
Sadece ölen kişilere görsel ve işitsel olarak benzemekle kalmıyorlar.
Aynı zamanda bir önceki yazımın konusu olan “GPT-4o”daki gibi sanki onlara aitmişçesine yeni düşünceler üretip, kendilerine sorulan sorulara daha önce hiç verilmemiş cevaplar verebiliyorlar.
Yani bu “Ölübotlar” biz gittikten sonra da bizi yaşatmaya devam edecekler…
Hatta şimdiden bu uygulamalar halihazırda geliştirilmeye başlandı ve dijital ölümsüzlüğü vaad ediyorlar.
“Hereafter”, “Project December” ve “Story File” gibi birçok firma bu hizmeti sağlamak için çalışmalarına çoktan başladı bile...
Yalnızca ölen yakınlarınız için değil, şu an hayatta olan ister kendiniz ister başka bir yakınınız için kayıtlar üretmenizi sağlıyor.
Buna en yakın örneği verecek olursam…
“Marina Smith” adında bir kadın bundan birkaç yıl önce hayatını kaybetti…
Hayatını kaybeden bu kadının oğlunun çalıştığı şirket tarafından geliştirilen yapay zeka destekli hologram sayesinde, kendi cenaze töreninde ailesiyle sorulara yanıt verdi ve veda konuşmasını yaptı.
Rüzgar gibi hayatımıza giren bu teknoloji hakkında üretilen onca teori ve felaket senaryosu olmasına rağmen halihazırda yaşamımızda var olan ve yakın zamanda daha da iç içe olacağımız bu yeniliklere ve teknolojiye kendimizi hazırlamamız gerekiyor.
Bu yazımı Amerikalı Psikiyatrist “Irvin D. Yalom”un düşündürücü şu alıntısıyla bitirmek istiyorum.
“İnsanlar iki kez ölür derler…
İlki son nefeslerini verdiklerinde…
İkincisi, onları tanıyan son kişi son nefesini verdiğinde…”
Yorumlar
Kalan Karakter: