Önceki yazımda da söylediğim gibi “Yapay Zeka” kaçınılmaz bir gerçek.
Peki son yıllarda tüm dünya devi şirketlerinin de uygulamaya geçirdiği yapay zeka işimizi gerçekten de elimizden alabilir mi?
Özellikle son bir senedir hayatımıza entegre olan ya da olmaya çalışan yapay zeka araçlarını biliyoruz. Sempozyumlarda, teknoloji fuarlarında ve toplantılarda son zamanların en önemli konularından biri olan bu konu muhtemelen her meslek grubunu da etkileyecek gibi görünüyor.
Çalışan ve iş verenler gergin…
Çünkü her geçen gün yeni bir yapay zeka aracı kullanıcılara sunuluyor.
Peki biz bu hızlı gelişimi hayatımıza ve sistemlerimize nasıl dahil edeceğiz?
Kafalardaki en büyük sorulardan biri de bu.
Aslında senelerdir üstünde çalışılan “Yeni Çağın Gerçeği” son zamanlarda firmaların ve teknoloji şirketlerinin oldukça dikkatini çekiyor ve çoktan kullanılmaya başlandı bile.
Bundan birkaç yıl önce bu kadar problem olmayacağını söyleyebilirdim fakat yapılan önemli gelişmelere ve buluşlara şahit oldukça, özellikle “GPT” sonrası bu kadar atılım olması, beni de biraz düşündürdü diyebilirim.
GPT’den önce uçuk kaçık, niş yapay zeka gelişmelerinin yapıldığını biliyorduk ama bu kadar hızlı gelişip çalışma ve sosyal hayatımızı etkileyeceğinden haberdar değildik.
Örnek verecek olursam;
“Deep Blue” adındaki yapay zeka, satrançta “Dünya Satranç Şampiyonu” Rus satranç ustası “Garry Kasparov”u yendi.
“AlphaGo” adındaki yapay zeka “GO” adlı zekâ ve strateji oyununda birçok insanı yendi.
“AlphaFold” adındaki yapay zeka hiçbir kimyagerin hayal bile edemeyeceği hızda yepyeni proteinler tahmin ederek yepyeni ilaçlar ve moleküller keşfetti.
“Tesla”nın arabalarında kullandığı yüksek teknoloji ve yapay zeka otonom sürüşünün ne kadar başarılı olduğunu birçok viral olan videolarda ve haberlerde gördük.
Son zamanlarda oldukça yaygınlaşan ve bence en korkutucu olanlardan biri “ses ve yüz klonlama” araçlarını birçoğumuz biliyoruz.
Ve daha sayamadığım birçok örnek…
Belki de önümüzdeki senelerde yeni mezun ya da okula yeni başlayan birçok öğrenci daha diplomasını eline alamadan okudukları ve hayal ettikleri mesleklerine ulaşamadan işsiz kalacak.
Özellikle ülkemizdeki gibi zaten kısıtlı olan iş piyasasında ve yeni mezunlardan mecburi iş koşulları altında çalışanlar bile çok yakında elindeki işten olabilir.
Hatta işinin garanti olduğunu düşünenlerin birçoğu şu an farkında olmasalar da hali hazırla geliştirilmekte olan yapay zeka sistemleriyle rekabet edememeye başlayacaklar ve büyük olasılıkla işsiz kalacaklar.
Tabii buradaki niyetim felaket tellallığı yapmak değil ama mesela ABD’de 2023’te sadece Mayıs’ta yüzde beş yani “4000” küsur insan işten çıkartıldı. Yapılan araştırmalara göre ise 2024’ün sonlarına doğru her 3 iş verenden birinin işçi çıkarması bekleniyor.
Raporlar gösteriyor ki, birçok teknoloji şirketinin Covid-19’dan bu yana aldıkları işçilerden daha fazlasını işten çıkarttı ve çıkartmaya da devam ediyorlar. Hem de karlarını arttırmış olmalarına rağmen.
Artık çoğu şirkette iş görüşmeleri ve toplantılar bile yapay zeka ile yapılıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, “Eskiden yapılan önemli sanayi devrimleri de vardı. O zaman etkilemediyse şu an neden etkilesin?”
İnsanlar genelde “Yapay zeka işlerimizi elimizden alacak.” Derken toplumda zaten pek de saygı görmeyen, daha düşük seviyeli olarak algıladıkları mesleklerin yok olacağını zannediyorlar. O nedenle de bu konuya çok da kafa yormuyorlar.
Artık birçok meslek dalını günümüzde görmediğimiz doğru. Mesela “Kumaş Dolamacıları”, “El Tezgâhı Dokumacıları”, sokaklarda bağıran “Şehir Habercileri”, insanları belli bir saatte uyandıran “Çalar Saatçiler”, buzdolabı öncesinden kalma “Buz Kesiciler”, sokak lambalarını yakmaktan sorumlu “Lamba Yakıcılar” gibi meslekler artık yoklar ama gerçekten bu teknolojik gelişmeler yok ettiğinden çok daha fazla iş alanı ve üst düzey meslek gruplarının önünü açtı.
Eskiden teknoloji ve bilimsel anlamda yapılan birçok önemli gelişme ve devrim insanların işini elinden almak için değil “insanın fiziksel anlamda yetemediği ve daha fazla güce ihtiyaç duyulan işlerde” yapıldı ve bu sayede çok daha hızlı geliştik.
Önemle altını çizmem gerekirse eskiden birçok gelişme, insanların "Fiziksel" kabiliyetini aşmak için yapıldı. Ama bahsettiğim bu konu insanın "Zihinsel" kabiliyetini aşmayı hedefliyor.
Yani problem çözme, matematik, hipotez üretme, mantık yürütme, analiz yapma…
Ülkemizde bu devrime önem veren ve üstünde durulması gerektiğini düşünen çok az sayıda insan olduğunu tahmin edebiliyorum fakat yaklaşan teknolojik devrim, belki de dönüşü olmayan bir yola girdiğimizin habercisi.
Tarihte ilk kez “Yapay Zeka”, insanın fiziksel kabiliyetini değil, zihinsel kabiliyetini aşmaya geliyor!
Yorumlar
Kalan Karakter: