Uzaylılar…
Yıllardır dünyalılar yani insanoğlunun merak konusu olan dünya dışı varlıklar sence var mı?
Bazıları tarafından saçmalık olduğu düşünülse de bazıları tarafından da oldukça kabul görülmüş bir gerçek.
Yıllardır üzerinde yapılan araştırmalar, üretilen teoriler, çekilen filmler, yazılan makaleler, kitaplar ve senaryolar…
Mısır Piramitleri’nin uzaylılar tarafından yapıldığı…
Güney Peru’daki Nazca Çölü’nde bulunan Nazca çizgileri…
UFO olduğu kameraya alınanlar tarafından, kesin gözüyle bakılan binlerce video...
Ve dahası…
Öncelikle biraz sayılardan bahsedeyim.
Samanyolu Galaksisi’nde yaklaşık 100 ile 400 milyar arası yıldız bulunduğu bilimsel kaynaklarda geçiyor. Bunlardan 50 milyar tanesi güneşe benzer olduğu biliniyor. Ancak aklınıza hemen bizim güneş sistemimizdeki gibi yaşamın oluşması için gereken güneş olması gerekmiyor.
Ama biz yine de güneş benzeri yıldızları ele alalım…
Bunların arasında ise yaklaşık 10 milyar tane gezegenin her birinin etrafında en az bir tane kayalık gezegen ve 5 milyar tanesinde ise en az 5-6 tane gezegen olduğu hesaplanıyor.
Ve bu veriler sadece içinde yaşadığımız “Samanyolu Galaksisi”ne ait. Gözlenebilir evrenimiz içinde en az 100 milyar galaksi olduğu varsayılıyor…
Ama bu sayının 300 milyara kadar çıktığı da söyleniyor. Hele hele buna cüce galaksileri de dahil edersek bu sayı 7-8 trilyona kadar çıkıyor. İnanılmaz bir sayı değil mi?
İnsanın böyle bir şeyi aklı almıyor. Saydığımız o kadar sayıların sadece bir tanesinin içinde yaşıyor olmak ve halen kendi galaksimizi tam olarak keşfedemediğimizi varsayarsak diğer milyarlarca galakside neler olduğunu merak etmemek imkansız…
Evrende, bırakın farklı yaşam formlarını, dünya gibi benzer yaşam formlarını içinde barındırabilecek katrilyonlarca gezegen var ve dünya bunlardan sadece bir tanesi…
Ve yapılan bilimsel araştırmalarda dünyamızın 4.6 milyar yıllık ömrünün daha ilk birkaç yüzyıllık ömrü içinde cansız moleküllerin kimyasal evrim yoluyla karmaşıklaşması yani “Abiyogenez” ile başladı.
Tabi böyle afaki sayıları, bilimsel araştırmaları ve geçmişten günümüze gelen dünyadaki insanüstü yapıları da görünce insan düşünmeden edemiyor…
Mantıken düşündüğümüzde farklı galaksilerde oluşan yaşam formlarının da bir şekilde aynı bizdeki gibi medeniyetleşmesini ve gelişmesini tahmin etmek de zor olmuyor.
Aynı “3 Cisim Problemi”ndeki “Santi”ler gibi…
Sizce bizden daha ileri teknolojiye ve zekaya sahip farklı galaksiler, gezegenler ve yaşam formları var mıdır?
Ya da içinde yaşadığımız dünyanın da sonunu getirecek “kıyamet günü”nü bizden önce yaşamış ve artık herhangi bir yaşam belirtisi olmayan gezegenler var mıdır?
Ya da teknolojik olarak bizden kat kat ileride olup kıyametlerinden önce farklı bir galaksi, farklı bir gezegene yerleşmişler midir?
Ya da dünyamızda bizden önce bir yaşam formu olduğunu hiç düşündünüz mü?
Bizden önce var olan ve teknolojide çığır açtıktan sonra farklı bir galaksiye ya da gezegene yerleşen. Peki biz böyle bir çabaya girdik mi dersiniz?
Aklımda deli sorular…
Güneş sistemimizdeki ya da aya yapılan keşifler…
Bundan belki de binlerce yıl sonra ileride yaşayacak torunlarımız, hala kıyamet kopmamış olursa dünyamızı terk ederler mi?
Yayınlanan “UFO” videoları ve Amerika’daki kurulduğu yıldan bu yana insanlardan gizlenen 51’nci bölgede gizlenen şeyler…
Ya gerçekten bizden daha gelişmiş yaşam formları bizle temasa geçmeye çalışıyorsa. Ya biz onlar için sadece bir hayvanat bahçesiysek.
Milyarlarca galaksi ve katrilyonlarca gezegenin sadece dünyamız ve insanoğluna adanmış olduğu düşüncesi size mantıklı geliyor mu?
Belki de yıllardır başka bir yaşanabilir gezegen ve yaşam formu bulamayışımızın nedeni hala medeniyetleşememiş ve gelişememiş gezegenlerin oluyor olması. Biz nasıl ileri teknolojilerle uzaya sinyal gönderebiliyorsak onlarda henüz gelişemediği için onların sinyaline ulaşamıyoruz ve tespit edemiyoruz.
Mesela “Abiyogenez” modern biyokimyamızın öngördüğü çok olası bir süreçtir.
Ama atıyorum ökaryotik hürcelerin evrimi, eşeyli üreme, çok hücreli yaşam veya alet kullanabilen canlıların evrimi çok zor bir süreçtir.
Bu durumda evrende tek hücreli ve çok hücreli yaşam formları olurdu ama bunlar elektromanyatik sinyaller saçmadıkları için onların gezegenlerini keşfedip bilimsel bir araştırma yapana kadar tespit etmek ve kanıtlamak çok zor.
Şu ana kadar ay ve marsta yaptığımız ilkel araştırmalar haricinde hiçbir gökcismini yakından tanımadığımız için her hangi bir yaşam formu bulamamız da normal.
Tabi biz onları bulmadan onlar bizi bulana kadar…
Yorumlar
Kalan Karakter: