Dilenmek, ya da daha masum tabirle birinden maddi yardım istemek.
Peki, yardım isteyenler bu kadar masum mu?
Dilenciliğin, son zamanlarda ne yazık ki oldukça arttığını görüyoruz. Maalesef bu artışla yeni bir sektör, meslek oluştu diyebiliriz. Adı, “Dilencilik Mesleği!”
Elbette, altında yatan birçok sebep sıralanabilir. Şu şekilde de değerlendirebiliriz. Ülkemizdeki ekonomik buhran yüzünden durumu olmayanları, durumu daha iyi olanlardan medet ummaya itti!
Ya da, başka bir yönüyle ele alalım. Tembel, haylaz olanlar, kolay yoldan ve yorulmadan para kazanmak isteyenler dilenciliğe yöneliyor.
Ve trajik olan ise, ülkemizdeki sığınmacılardan fazla kendi vatandaşlarımızın dilenmeyi tercih ettiği gerçeğidir.
Düşünün, çeşitli sebeplerden dolayı ülkemize iltica etmek zorunda kalmış kimseler, ekmeğini ve ailesinin geçimini sağlamak için çalışırken, içimizden olanların dilenmeyi meslek edinmesi ne kadar da üzücü.
Bir araştırmaya göre uzmanlar dilenciliği 10 farklı grupta inceliyorlar:
1-Dinsel Sebeplerle Dilenmeler
2-Dini İstismar Eden Dilenciler
3-Göçebe Dilenciler
4-Fiziksel Engeli Olmayan Dilenciler
5-Sağlığı Çalışmasına Engel Olduğu İçin Dilenenler
6-Fiziksel Engelli Dilenciler
7-Zihinsel Engelli Dilenciler
8-Çocuk Dilenciler
9-Profesyonel Dilenciler
10-Part-Time Dilenciler
En tehlikeli sayabileceğimiz dilencilik türüne gelince yukarıdaki sıralamada da var. “Çocuk Dilenciler!”.
Bunun bir diğer adı, ‘’Dilencilik Mafyaları’’.
Evet, çocukları dilendirmeye zorlanan kirli eller var.
Bu kimseler, gücünü yetirdiklerini tuzağa düşürüyor.
“Çocuk Dilencileri” ne yazık ki ülkemizde oldukça yaygın.
Korkarım ki, böyle devam ederse çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız en üzücü miraslarımızdan biri de “Dilencilik” olacak!
Çoğu zaman kurunun yanında yaş da yanıyor. Gerçekten ihtiyacı olan da var ama bu işi fırsata çevirip samimiyetsiz şekilde, yüzü bile kızarmadan, pişkin pişkin para, hatta IBAN isteyen bu tip insanlar istediğini alamadıklarında bir de beddua ediyorlar.
Hem de, kişinin yüzüne karşı!
İnsanlara olan güvenimiz azaldığı hatta çoğu yerde bittiği için, ihtiyacı olsun ya da olmasın sokakta yardım isteyen birini gördüğüm zaman ben şahsen o kişiyle göz göze gelmemeye çalışıyorum.
Ya, “Sosyal Medya Dilencileri” onlara ne demeli?
Onların da sayıları bir hayli fazla. Pandemi döneminde sokak yasakları da gelince internet ortamında yapılan bu dilencilik yeri geldi dolandırıcılığa dönüştü.
Bu arada, bir vurgu yapayım. İşini hakkıyla yapan “Sokak Sanatçıları”, “Yayıncı Kuruluşlar” ve “Yayıncı” mesleğini hakkıyla icra edenleri tenzih ettiğimi belirtmeden de geçmeyeceğim tabii ki.
Hele ki, sokak sanatçılarını sakın dilencilerle karıştırmayalım.
Ülkemizde insanlık ya zengin, ya fakir, ya mülteci ya da dilenci!
Yorumlar
Kalan Karakter: