Her zaman bilir ve inanırım ki; kendi ışığına güvenen, başkasının parlamasından rahatsızlık duymaz. Çünkü kişi kendi özgünlüğüne, potansiyeline gerçekten inanıyorsa, bir başkasının ışığını tehdit unsuru olarak algılamaz ve bu ışıktan da korkmaz.
“Bütün dünya bir sahnedir” demiş Shakespeare.
Gerçekten de hayat her gün oynadığımız bir oyun gibi.
Her köşesinde bir rekabet, her anında zorlu bir mücadele var.
Kim gerçekten daha iyi işler çıkarıyor, kim cebini daha çok para dolduruyor, kim daha çok parlayıp ışık saçıyor, en çok alkışı kim topluyor?
Gözlerimizi açıp güne başladığımızda en büyük “bonus”u toplamak için her sabah yeniden oyuna dahil oluyoruz.
Ne yazık ki bu kıyasıya yarış, bazen insanları kendisinden çok başkasının ışığına odaklanmaya zorluyor.
Kişi kendi değerini, yeteneğini ve önemini unutabiliyor. Egosu sarsılıyor.
Yani kendi ışığına güven duymak yerine başkalarının çekiciliğini tehdit olarak görmeye başlıyor.
Ve en nihayetinde de kendi kibrinin esiri olmaya başlıyor…
Karadeniz’in genç sesi Safa Tatoğlu’nun da tam anlamıyla mücadele ettiği olay bu.
Sokak müzisyenliği ile sanat hayatına başlayan, güzel sesiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başaran, müzik kariyeri yolculuğunda gecesine gündüzüne katarak çok çalışan genç bir yetenek Safa Tatoğlu.
Sadece sesiyle değil, yüreğindeki samimiyetiyle de dinleyicilerin kalbine dokunmayı başarabiliyor Safa…
Fakat kendisi biraz dertli. Zira Karadenizli ünlü sanatçıların gençlere sahip çıkmaması, onları görmezden gelmesi derin bir kırgınlık yaratmış.
Bu sessiz ihmal de, Tatoğlu’nun müzik yolculuğundaki en büyük sınavı olmuş.
“Karadenizliler Karadeniz uşağına sahip çıkmalı, arkamızdan kuyumuzu kazmayın bize sahip çıkın!” şeklinde seslendi ustalarına Tatoğlu.
Karadenizlilerin birlik beraberlik içinde tutulması gerektiğini söyleyerek; egonun, kibirli bakışların kimseye faydası dokunmayacağını da özellikle belirtti.
Ve yakın zamanda aramızdan ayrılan, vefatıyla milyonları yasa boğan sanatçı Volkan Konak’ın, “Sanatta tokuşturma olmaz” sözüyle de dayanışma çağrısı yaptı son olarak…
Sanat, ancak çağdaş, vicdanını rehber edinen ve zekasını özgürce kullanan toplumlarda gelişir.
Usta çırak ilişkisi hem ustayı, hem de çırağı yüceltir.
Sanatta toplum faydası her zaman ön planda tutulmalıdır.
Umarım genç yetenek Safa Tatoğlu’nun bu çağrısı olumlu bir karşılık bulur…
Yorumlar
Kalan Karakter: