Mustafa Kemal Samsun’a ayak basmadan önce Osmanlı’nın durumu perişan bir vaziyetteydi.
İngilizler…
Yunanlar…
Fransızlar…
Her biri topraklarımızı kendi emelleri için işgal etmeye başlamıştı.
Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak direnişin ilk adımını attı.
Bu tarihle başlayan milli mücadeleyi, askeri zaferler takip etti.
Doğuda Ermenilerle, güney cephesinde Fransızlarla, batı cephesinde de Yunanlılarla mücadele edildi.
Dünya tarihinde eşi görülmemiş kahramanlık destanı, şehitlerin al kanıyla yazıldı.
İlk Mudanya Ateşkesi sonrasında ise Lozan Barış Antlaşması ile Anadolu’nun Türklere ait olduğu kanıtlandı.
Atatürk, 19 Mayıs 1919’da atılan o ilk adımı gençlere ithaf etti.
Bir milletin yeniden doğuşu olarak nitelendirilen tarihin gençlere ithaf edilişi, Atatürk’ün gençlere verdiği değerin en önemli göstergesi oldu.
İmkansız demedi, başarılamaz demedi. “Kuvayi Milliye hesaptır, hesap” diyerek, tam bağımsızlık ve ulusal kurtuluş için canını feda etmeyi göze aldı.
Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olan bu günde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden yürümeye devam edeceğiz.
Ülkemizin bugün içinde bulunduğu vaziyeti o yıllardan gören Atatürk, gençlerin kulağına küpe olsun diye yazdığı hitabede şöyle seslendi:
“Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait, çok namusait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”
Bugün senin günün!
Atatürk gibi düşün…
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: