Şu gerçeği artık göz ardı etmeyelim. Kentsel dönüşüm artık bir tercih değil, ertelenemez bir zorunluluktur.
İnsan hayatını doğrudan koruma mücadelesidir.
Bina yenilemenin ötesinde, Bursa gibi birinci derecede deprem bölgesi olan bir şehirde, çok ciddi bir güvenlik mücadelesidir.
Bu kapsamda, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de, kentsel dönüşüm ciddiyetinin farkında.
Planlı ve hızlı bir şekilde yol almayı özellikle istiyor.
Bu amaçla kurulan kentsel dönüşüm komisyonunda; İnşaat Mühendisleri, Mimarlar, Şehir Plancıları ve Harita Mühendisleri gibi farklı disiplinlerden uzmanlar da bir araya getirilmişti.
Dönüşüm konusunda kararların teknik, doğru ve katılımcı bir anlayışla alınmasına özen gösteriliyor.
İlçelerdeki kentsel dönüşüm çalışmalarının son durumunu Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı İlker Tokdemir’e sordum.
Yıldırım Belediyesi’nin dönüşümü sadece konuşmakla kalmadığını, eyleme geçtiğini de ifade etti Başkan Tokdemir.
Osmangazi Belediyesi’nin Altıparmak Mahallesi özelinde mimari yarışma açarak, daha estetik ve işlevsel projelerin önünü açmayı hedeflediğini hatırlattı yaptığımız röportajda.
İnegöl Belediyesi ise Turgut Alp Mahallesi'nde 900 konutluk ilk etabı yıktı, 6 etaptan oluşacak bu dönüşüm sonunda bin 400 yeni konut yapılacak.
Peki yeterli mi, değil. Sorunlar hâlâ çözülebilmiş değil…
Çabalara rağmen, süreci tıkayan bazı yapısal sorunlar aşılamadı.
Mevzuattaki eksiklikler, sürecin yavaşlamasına ve bazı alanlarda kilitlenmesine yol açıyor.
Bu noktada gözler elbette Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na çevriliyor.
Zira birçok teknik detay, Büyükşehir İmar Komisyonu’nda gündeme getirilmiş olsa da, çözüm üretilebilmiş değil.
Özellikle Mudanya, Güzelyalı, Gemlik ve İnegöl gibi bölgelerde eski yapı stoğu 5-6 katlı binalardan oluşuyor.
Ancak mevcut imar planlarında bu bölgeler 3-4 kata düşürülmüş durumda.
Bu durum, mülk sahiplerinin dönüşüme sıcak bakmamasına neden oluyor.
Çünkü yerine yapılan binada aynı alanı alamayacaklarını düşünen vatandaşlar, mevcut yapılarla yaşamaya razı geliyor.
Bu noktada hem merkezi hükümete, hem yerel yönetimlere, hem de vatandaşlara büyük sorumluluk düşüyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın süreci kolaylaştıracak adımlar atması, dönüşümü cazip ve uygulanabilir hale getirmesi gerekiyor.
Aynı zamanda yerel yönetimlerin de daha güçlü, kararlı, hızlı ve pratik hareket etmeleri bu konuda çok önemli.
Somut adımlar atılmadığı sürece, kentsel dönüşüm her zamanki gibi lafta kalacak.
Tehlikeli yapıların gölgesinde yaşamak insanımızın kaderi olmasın.
Geçmişin acı tecrübeleri unutulmadan, gerekli irade daha fazla vakit kaybetmeden, bir an önce ortaya konulmalı…
Yorumlar
Kalan Karakter: