Sinan Bür ve listesindeki ekip arkadaşları kongre öncesindeki mottolarını “Diririliş” olarak belirlemişlerdi.
Hatta bu slogan üzerinden hareketle, muhalif olmaya kafadan hazır olanlar da;
“Ne o Bursaspor öldü mü ki diriliş deniliyor” diyerek, ilk atışları yapmaya başlamışlardı.
Evet haklılar; çok şükür Bursaspor ölmedi.. Ama komada..
Süperden, bire,birden ikiye, ikiden de üçe doğru yol almakta olan; Uzay’da, Uzay yolu dizisindeki replik gibi “belirlenemeyen bir cisim” mi ki Bursaspor..?!
Herşey ortada, herşey ayan, beyan.. Beş sene içinde gözümüzün önünde mum gibi eriyip giden neydi..?!
Yoğun bakıma düşen hastayı tedavi edip, iyileştirme ve ayağa kaldırmaya, pekala diriliş diyebiliriz.
Burada, önemle altını çizmemiz gereken esas konu ;
Futbol şubeden sorumlu yönetici İsmail Ertekin’in ifade etmiş olduğu “bizler tabi ki takımın durumunu biliyor ve görüyorduk, ama esas olan kulübün durumuydu..Biz, önce, kulübü kurtarıp, ayağa kaldırmak durumundayız” beyanı, Bursaspor kulübünde yapılacak olan çokk işin olduğunun beyanı gibiydi.
Başkan hariç, sekiz asil, sekiz yedek yöneticinin de hep birlikte görev dağılımları yapılarak işe asıldıklarını görmek sevindirici.
Gördüğüm ve dinlediklerim kadarıyla Özlüce tam bir teyakkuz hali yaşıyor.
Yoğun bir tempo ve üst düzey hareketlilik var.
İdari ve mali konularla ilgili yapılan çalışmalar, önümüzdeki dönemlerde kulüp yapılanmasının temelini sağlamlaştıracak olan dominant çalışmalar olarak ifade edilebilir.
Açıkçası; kongre öncesi, daha listeler bile belli değilken, yapılacak olağanüstü kongrenin sadece Mayıs’daki olağan kongreye kadar geçiş yönetimi şeklinde olacağını düşünmüş ve bunu yazarak da belirtmiştim.
Ancak düşündüğüm gibi olmadığını ve atılan adımların, yapılan çalışmaların, uzun soluklu bir yönetim ve sahiplenmenin işaretleri olarak gördüğümü belirtmeliyim.
Kaldı ki başkan Sinan Bür’de geçen gün katıldığı bir TV programında yaptığı önemli açıklamalara ilaveten;
Mayıs ayındaki olağan kongreye de aday olacaklarını beyan etti.
Mütevazı ve az konuşması, çok dinlemesi ile ilgili yapısını bidiğim, kıymetli kaptanımız, Sinan Bür abinin bu beyanının, kendilerine olan güvenin, camiaya da yansıdığı şeklinde okunabileceği yorumunu getirebilirim.
Bursa şehrinin ve Bursa camiasının öncelikli olan güven tesisi sağlanmış gibi duruyor..
Güven ve saygı ikliminin oluşturulması Sinan Bür ve yönetiminin cesaretini arttırmış olmalı ki;
Kongre öncesi, bilerek ve doğru olanı yaparak, sözünü dahi etmedikleri transfer tahtası yasağını kaldıracaklarını bile artık rahatça söyleyebiliyorlar.
Hatta, takımın, önümüzdeki sezon oynayacağı klasmana uygun oyuncular ile takviye edilip, üç sezon sonra süper ligi hedeflediğini de dillendiriyorlar.
Tabi bir de şirketleşme çalışmaları var.
TFF’nin bir yıl uzatarak, 2024 Ekim’ine ertelediği, futbol kulüplerinin şirketleşmesi konusu önem arzediyor.
Son olarak; Özlüce’den çıkıp, Bursaspor için hayati önemi olan Vakıfköy’e uzanmak istiyorum.
İki hafta önce Vakıfköy’e gidip, sorumlu yönetici olan arkadaşım Salih Fındıkkaya ve alt yapı teknik sorumlusu Okan Yılmaz ile hocalarımızın bazılarını ziyaret ettim.
Üzülerek söylemeliyim ki özellikle son dönemde Vakıfköy idari manada çok ihmal edilmiş.
Düşünebiliyor musunuz? Alt yapının koordinasyonu ile ilgilenmesi ve asli görevi bu olan Okan hoca, şahsi nüfuzunu ve ilşkilerini devreye sokarak Vakıfköy’ün doğalgazını, elektriğini, deplasman giderlerini üstlenmiş önceki dönemde..
Vakıfköy’ün alt yaş gruplarının antrenman sahaları tarlaya dönmüş.. Sadece onların değil, ana sahalar da aynı durumda…
Aylardır aşçısı olmayan, tek bir kadının her işe sürüldüğü bir ortamdan;
Salih Fındıkkaya’nın şahsi imkanları ile çıkılma çabaları taktire şayan.
Vakıfköy’de yatılı olarak kalan oyuncuların odalarından tutun da, kahvaltı dahil günde üç öğün yemeğine kadar bir düzen oturtulmuş.
Gecikmiş, personel ve antrenör ödemeleri yapılmış.
13 yaş grubu ile başlayıp, 19 yaş grubuna kadar, yaklaşık 150 genç oyuncunun eğitim aldığı ve yarınlarımıza yetiştirmek durumunda olduğumuz bu çocuklar, Mart ayı başı itibarıyla bakıma alınacak olan sahalarda idman yapabilecekler.
Ayrıca, TFF başkanı ve ikinci başkanının Özlüce ziyareti sonrası, Vakıfköy’e de gitmiş olması önemli.. TFF destekli bir çalışma ile Vakıfköy çok daha üst düzey standartlara ulaşabilir..!
Bir önceki yazımda alt yapı ile ilgili analiz ve yorumlar yapmıştım.
Çok olumlu dönüşler aldım.
Sağ olunuz, var olunuz !
Ama yine de olayın temel bilgilerini bilmeden, gelişimini takip etmeden, alt yapıya vurup, abalı muamelesi yapanlar için yazayım.
İki senedir transfer yasaklısı olmamız nedeniyle, Vakıfköy’e 15 yaş üstü oyuncu girişi yapamadığımızı biliyor musunuz..?!
Biliyorsanız mesele yok..
Ama bilmiyorsanız, lütfen, bu Vakıfköy’dekiler ne iş yaparlar, diye anlamsızca suçlamayın, itham etmeyin.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: