Son zamanların yeni modası gibi oldu güne kötü haberlerle başlamak...
Nöbetçi Gazete Yayın Kurulu Başkanı, kıymetli kardeşim Enver Akasoy arayıp;
“Başımız sağ olsun Zafer abi” dediğinde;
"Hayırdır Enver’cim" diye sordum!
Şaşkınlıkla!
Kıymetli abim Engin AKSÖZ’ün, kalp krizi sonucu rahmetlik olduğunu ilk o zaman öğrendim.
Tam bir şok hali...
50 yılı geçkin, yarım asırlık abi-kardeş ilişkimiz bitti mi yani..?!
Daha bir hafta önce konuştuk be Engin abi...
Torununu sordum;
“Ah be Zafer’cim, bambaşka bir sevgi bu” demiştin de;
‘Allah, güle güle büyütmek ve sevmek nasip etsin’ demiştim ben de...
Öyle içten, öyle samimi bir “İnşallah” deyip, eklemiştin;
“Senin de Zafer’cim, senin de kardeşim”
Doyamadın ki daha o şirin toruna Engin abi...
Yakın sayılacak bir zaman öncesi kalbinden ameliyat olmuştu...
Ameliyat öncesi görüştüğümüzde, yol yürümek ve merdiven çıkmakta sıkıntı yaşadığını ifade etmişti..
Ameliyat sonrasında şakalaştık...
‘Tamam abi, kalbi sağlama aldın, bundan böyle Bursaspor’un Süper Lige geçişini birlikte kutlarız’ dediğim de;
“Bilmem ki ! Olur mu dersin” diyerek, hafif ikirciklenmişti...
Bursa Erkek Lisesinin Orta Okul bölümündeyken, Engin abi de Lise bölümündeydi.
Abim Salih Turgut Mete ile birlikte, rahmetli Ercüment Şeftalioğlu’nun da sınıf arkadaşıydı.
Engin abi;
Çağdaş bir Cumhuriyet evladı ve entelektüel aydındı...
Müzik, spor, kitap sevdasına, daha çocukluk yıllarında Bursaspor sevdasını da eklemişti...
Örgün eğitim sonrası Üniversite okurken ve bitirince kendini yazılı basın Dünyası içinde buluverdi...
Yerel, basılı ve görsel medyanın çok güçlü ve etkin olduğu dönemlerde, mükemmel spor gazeteciliği yaptı...
Yazıları ve haberleri ile çok ses getirdi...
Özellikle;
Basketbol oyunu ve terminolojisi hakkında birikim sahibiydi...
Bursa yerelinde sporun hafızası olan birkaç isimden biriydi...
Sosyal medya meşhur olduktan sonra, beni keşfettiğini söylemiş ve futbol konusunda yazı yazmamı önerip, istemişti...
‘Abi, bu yaştan sonra ben ne anlarım ki gazete yazarlığından?’ dediğimde;
“Oğlum, sen Edebiyat okudun. Gidip, seyredecek, gördüğünü de yazacaksın! Ne var bunda?” diyerek, beni teşvik etmişti...
Yani, aslında, pek de onun dediği gibi kolay değildi...
O da biliyordu bunu...
Ama, güven ve cesaret verip, beni bu işe başlatacak ya;
“Sen yaz bakalım. Yazın çıksın. Tutarsa, devam edersin” deyip;
Bursa Hakimiyet ve Olay’dan mesai arkadaşı olan sevgili Enver Akasoy’un , genel yayın yönetmenliğini yaptığı Yeni Dönem gazetesine pasladı beni o yıllarda...
Yazılarını, aynı ismi gibi Engin ve Ufku olan düzlemlerde yazar ve aynı zamanda, olayın Felsefi yönü dahil, Sosyolojik ve Psikolojik değerlendirmeleri de kapsam içine alırdı...
Asla egosu olan biri olmadı...
Ama;
Mütevazi kişilik yapısını da, gerçekler üzerinden yürüdüğü yazılarında asla kullanmadı...
Gerektiğinde;
Gerçekler düzleminde kalemini ve dilini sert kullanmaktan hiç imtina etmedi...
Güvenilir ve dürüst karakter yapısı ile yazıları asla hiç çelişmedi...
Okul arkadaşım, rahmetli Can Ertan ile Engin abinin yerel gazetecilik boyutunda kalmış olmalarının kendileri açısısından bir talihsizlik olduğunu ifade etmiştim bir ara...
Bursa yerelinden hareketle, birkaç ismin daha eklenmesiyle birlikte Ulusal medya içinde bulunabilseler, çok başarılı olacaklarına kesin inandığım kalemler var...
Bursa’mız için şans olan kaliteli bu kalemler, ya rahmetlik olup aramızdan ayrıldılar; ya da dar alanda kaldılar..
Neyse!?
8 Temmuz Salı günü, Öğle namazı sonrası, FSM Camiinden kalkacak sevgili Engin abinin naaşı...
Mekanın cennet, rahmetin bol olsun güzel kalpli abim!
Yerini doldurmanın zor olduğunun farkındayım!
Özleyeceğiz seni !
Güle güle..
Yorumlar
Kalan Karakter: