Yaz tatili bitti.
İlkokul birinci sınıfa başlayacak öğrenciler için bugünden itibaren “Uyum Haftası” na girildi.
Hafta boyunca oyun hamurları ve boya kalemleriyle, çeşitli yaratıcılık faaliyetleri gerçekleştirip; okul hayatına, öğretmenlerine ve yeni arkadaşlarına alışmaya çalışacak çocuklarımız.
Yetişkinler olarak biliyoruz ki, çocuklar yeniliklere ve hatta kayıplara bile çok çabuk uyum sağlayabilen, değişen şartlara kolay adapte olabilen müthiş bir pratikliğe sahip muhteşem varlıklar.
Hiç şüphe yok ki, ilk günden itibaren bile kaynaşıp, kıkırdaşmaya başlarlar.
Peki anne-babalar olarak bizler de “Uyum Haftasına” hazır mıyız gerçekten?
Ebeveynler olarak çok önemli bir sorumluluğumuz var.
Eğitimin önce ailede başladığını unutmadan; bilginin sadece ahlaklı ve dürüst bir karakterde faydalı olacağı bilinciyle, Atatürk’ün izinden gidecek çocuklar yetiştirmek en önemli görevimiz.
“Benim çocuğum çok zeki” anlayışından artık sıyrılarak, disiplinin, istikrarın, çabanın çok daha önemli olduğunu aşılamalıyız evlatlarımıza.
Yapacakları hata ve yanlışların hayat boyu sürecek öğrenme yolculuğunda ne kadar kıymetli bir öğretici faktör olduğunu önce kendimize hatırlatmalı, sonra çocuklarımıza aktarmalıyız.
Sabah onları okula yetiştirirken trafikte yavaş giden sürücülere celallenip argo kelimeleri fütursuzca saydırırken, arka koltukta meraklı gözlerle bizi izleyen yavrularımıza “Öğretmenine karşı saygılı ol” nasihatlerimizin faydasız olduğunu kabul etmeliyiz.
Bir şeyi öğretebilmek için, gerçekten “öyle olmak” kriterinin çok elzem olduğunu mıh gibi aklımızda tutmalıyız.
Dönem sonu gelmesini arzu ettiğimiz “pekiyi” notlarından ziyade, büyük resmi görmeliyiz.
Hani eskilerin bir lafı vardı ya “Vatana, millete hayırlı evlat olsun” diye işte tam da bu sözün ışığında, önce özünü sevmeyi ve korumayı öğrenmeli yavrularımız.
Özüyle barışık bir insan, hem kendisine hem de çevresine zaten doğrudan bir ışık olacaktır.
Yeni eğitim-öğretim yılının tüm çocuklarımız için sağlıklı, mutlu, bol keşifli ve öğrenmeli geçmesini temenni ederken, yazımı noktalamadan önce okur yazar olup ama okuyup öğrenmeyi yıllar önce bırakmış ebeveynlere, Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim ile ilgili söylemiş olduğu sözünü hatırlatmak istiyorum.
"Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız. Çocuklar geleceğindir. Çocuklar, geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan, bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler!
Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka; gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir."
Yorumlar 1
Kalan Karakter: