Görevini yerine getirmeyen kurumlar…
İhmaller…
Denetimsizlikler…
Ne bir vali, ne de bir belediye başkanı…
Ne çadır satanlar, ne de hükümet yetkilileri….
İhmaller zinciri 50 binden fazla insanımızı hayattan kopardı ama, sorumlular sorumluluklarını üstlenmedi, tek bir istifa gelmedi.
Ateş düştüğü yeri yaktı, liyakatsizliğin acı bedeli halka ödetildi.
Afete yönelik farkındalığı yüksek bir toplum olduğumuzda depremin kader değil, cinayet olduğunu idrak edeceğiz…
Henüz edemedik!
Geçim derdine düştük, katillerimizi unuttuk.
Toplumsal bir salgınla ülkece hafızamızı yitirdik.
Bugün Bursa'da 6 Şubat depreminin ikinci yıl
dönümünde “Multidisipliner Deprem Paneli” gerçekleştirildi.
Panelde söz alan Bursa Tabip Odası Başkanı Kadir Binbaş, kısa ama öz konuştu.
Travmaların yıllar geçse de atlatılamayacağını söyleyen Başkan Binbaş, “Devletin tüm kurumlarıyla çöktüğünü gördük. Kızılay çadır sattı. Depremden sonra sağlık hizmetleri yetersiz kaldı. Yapılamayan, organize edilmeyen görüntüye asrın felaketi dediler…” ifadelerini kullandı.
Deprem uzmanları beklenen Marmara depremine yönelik “Önlem alın” çağrılarını yapa dursun, Türkiye ekonomisinin can damarı olan Bursa ve İstanbul, ne yazık ki hala depreme hazır değil.
Kahramanmaraş’ı günler öncesinden uyaran ve deprem tahmininde haklı çıkan Deprem bilimci Naci Görür, geçtiğimiz günlerde Marmara ile ilgili bir uyarı daha yaptı.
Marmara’da deprem olduğu zaman Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığını yitireceğine dikkat çeken Naci Görür, “Bu kadar sakin davranamayız.” İfadelerini kullandı.
Jeoloji Profesörü Celal Şengör ise tabiatla inatlaşıldığı zaman yıkımın kaçınılmaz olacağına vurgu yaparak, “Bu yolun sonu o kadar fena ki, elimizden ülkemiz gidebilir” açıklamasında bulundu.
Bir kez daha özetlemek gerekirse, afet riski olan alanların bir an önce güvenli bir yaşam alanı haline getirilmesi gerekiyor.
Türkiye’nin bir numaralı gündemi dirençli kentlerin bir an önce hayata geçirilmesi olmalı.
Mevzubahis artık milli güvenlik meselesi.
Hükümet, yerel yönetimler ve halk ele ele vermeli.
Zira zaman kaybetmenin bedeli yine çok ağır olabilir.
Laf değil, icraat olmalı.
Yarın değil hemen şimdi!
Yorumlar
Kalan Karakter: