TFF 1. Lig'den 2. Lig'e düştüğümüz zaman tarifsiz kederler içindeydik..
Bir öncesi, Süper Lig'den TFF 1. Lig'e düştüğümüz de ise tarifsiz şaşkınlık içindeydik..
Eğer, 2. lige sezon sonu maçında ligde kalamayıp, 3. lige geçiş yapmış olsaydık; hangi tarifsiz duygular ve ruhsal belirtiler içinde olurduk..?
Allaha şükür ki, ne olabileceği hususundaki duygusal belirsizlikler bir merak konusu olarak kaldı ve yaşamadık.
Üst üste maruz kaldığımız travma, bu kez yaşanmadı.
Ancak, öylesine bir çöküş ve öylesine bir yılgınlık içindeydik ki;
Sevinelim mi..?
Üzülelim mi..?
Kızalım mı..?
Saralım mı..?
Bilemedik ya..
Vallahi bilemedik !.
Peki; dolu, dolu koca bir sezonunu geçirdiğimiz bu klasmanda kaldıysak; bundan sonra ne olur..?
Ne yaparız?
Ne yapmalıyız?
Mevcut yönetimin Haziran 2024'e kadar geçerliliği var.
Ancak, her ne kadar idari manâda sağlıklı ve başarılı olduklarının hakkını vermiş olsak da; eldeki, avuçtaki kısıtlı, yetersiz mali hususlar nedeniyle, sportif anlamda başarısız oldukları da bir gerçek..
Başta, sevgili başkan Banaz olmak üzere, her biri genç, saygılı, üretken yönetim kurulu üyeleri kardeşlerim, bu kulübü ayakta tutup; günceli koruyabilmek adına çok çalışıp, çok çabaladılar.
Yine, güncelliği koruyup, hayatiyetini devam ettirebilmesi için, Bursaspor kulübüne, BBB'den destek ve yardımlar geldi.
Değişik mecralarda dillendirdim; kulüp sahipsiz kaldı..
Borcu, bir milyar küsur olan ve döner imkanı bulunmayan bir kulübe kim yaklaşır dostlar?
Şampiyon marka Süper Lig'de ve üretkenken, çakalların saldırısına maruz kaldı.. Özellikle rahmetli İbrahim abinin başkanlığı sonrası.
Şimdi, oralara çok fazla girmeden, tüm Bursa ve Bursaspor camiasının bildiklerini eşelemeden; yazı başlığındaki gibi, aklın yolunun tayinini belirleyip, durum değerlendirmesi yapalım.
Sezon sonu itibarıyla, yeni sezon için camiadan mevcut yönetim ile ilgili, artık yeter, bıraksınlar çağrıları geldi.
Bıraksınlar mı?
Bence de bıraksınlar.
Ama, yerine ne koyacağız?
Ticaretin, esnaflığın en önemli kurallarından biri; sattığını yerine koyabilmektir..
Hem de;
Bir öncekinden daha iyisini, daha kalitelisini koyabilmektir.
Koyabilir miyiz?
Emin olun hiçbir görüşüm yokk..
Kongre üyesi Merih Ayder kuvvetli muhalif olan bir arkadaşımdır.
Ama, aynı zamanda da bir hesap insanıdır.
Mevcut veriler üzerinden hareketle, şu sıralar bir yönetim krizi içine girilmesinin pek mantıklı ve akıllı bir yol olmadığının altını çiziyor.
Ve ilave ediyor;
Gelenler, neyin ne olduğunu anlayana kadar 3 ay geçer, diyor.
Sağlam Bursasporlu Ersel Agaçe kardeşim de, ironiyle cevap veriyor:
Abi, Abramoviç geldi de, biz mi reddettik..
Evettt.. Şimdi..
Finansal anlamda kuvvetli bir isim mi çıktı ki, bizler red edelim..?
Haa. Bu arada, sevgili Banaz ve yönetimi de ben kalayım, ben yapayım ısrarı ve düşüncesi içinde değil..
Buna emin olabilirsiniz.. Ben biliyorum..
Onun için soruyorum;
Aklın yolu bir mi..?
Tabi ki mevcut şartların, mevcut gerçekliliğin içinde değerlendirilmesi ışığında soruyorum.
Yoksa;
Sevgili Ersel gibi, ironiye devamla, Abramoviç Bursa'ya geldi de, biz mi hayır, dedik..
Değerli okurlarım, dostlarım;
İstanbul kulüplerinden biri olan Feberbahçe'nin kulüp borcu 7,5 milyar lira.
Türkiye'nin en önemli zenginlerinden Koç ailesinin Ali Koç'u bu kulübün başkanı.
Ali Koç, Fenerbahçe'ye Bursaspor'un toplam borcunun yarısı kadar olan 675 Milyon TL' yi hibe etmiş, hibee..
Realitenin acımasız varlığı ışığında bi oturup; şapkayı önünüze koyun..
Vee.. Düşünün lütfen..
Yorumlar
Kalan Karakter: