Geçen hafta sonu itibariyle, grubumuzdaki müsabaka sonuçları, sezon bitimine doğru gerek üst grupta gerekse alt grupta işlerin kızışacağının habercisi gibiydi.
Üstelik, Cumartesi günü, Amed Sportif Faaliyetler isimli takımı, deplasmanda iki golle geçip, üç puanı hanesine yazdıran İnegölspor vites arttırınca; bugünün müsabakaları da önem kazanmıştı.
Buradan hareketle, Bursaspor'umuzun sahasında oynayacağı Arnavutköy Belediyespor müsabakası, ciddiyetin farkında olmamız gereken bir müsabaka olarak, tam karşımızda duruyordu.
Güzel bir bahar gününde, güzel bir zeminde sahaya çıktık.
Sanırım, uğurlu geldiği düşünüldüğü için; yine yeşil forma, yeşil şort, yeşil tozluk ile yeşil çimlere boğulduk.
Rakip mavi giymiş. Biz neden beyaz değiliz..?
Hayır..
Takıntı falan yaptığımdan değil;
Görüntü boğuluyor, forma sırt numaraları ve isimler net gözükmüyor..
Haa, yok, uğur diyorsanız, ona da saygı duymaktan başka bir sözüm olamaz..
90 dakikanın oyun analizine girmeden önce, açık söylemem gerekiyorsa; bu denli kolay olabileceğini hiç zannetmemiştim.
Oyunun ilk 20 dakikalık diliminde, rakip kendi alanında bizi karşılarken, takım halinde iyi alan kapatıp, merkezde çoğalarak, geçiş yapmayı denedi.
Oysa, bizim de dengeli olarak kabul ettiğimiz, Kubilay ve Barış'lı merkezimiz vardı.
Ancak, bu ikili, bahsettiğim süreçte de, ilk yarının ikinci diliminde de, orta sahanın merkezini iyi kontrol edemediler.
İkinci bölgeyi rahat geçen Arnavut Belediyespor'lu oyuncular, direkt savunmamız ile karşı karşıya geldiler.
İki farklı önde olduğumuz zaman içinde özellikle savunma merkezinde hatalar ve pozisyon yanlışlıkları yaptık.
Ozan İsmail sağ savunmada sıkıntılı. Daha önce de bunu yazmıştım.
Eren Tunalı kadrodayken; mevkisi dışında Ozan İsmail'de o bölge için olan ısrarı, sanırım teknik heyet daha yakından değerlendiriyor ki; bizim kaçırdığımız ayrıntıyı onlar yakalıyorlar.
Daha maçın başında bir gol, sonrasında bir gol daha bulmamız, rakibin oyun disiplinini terk edip, üzerimize topyekün gelmesini sağlarken; geniş alanların oyuncuları olan Cenk Şahin ve Çağatay'a piknik alanları gibi büyük alanlar bıraktılar.
Geçen hafta sonu oynanan maçta, mental olarak sıkıntılı olduklarını gördüğüm, Çağatay ve Berat'ın, bugün rakip sahayı hallaç pamuğu atar gibi attığına tanık oldum.
Hattrick yapan Çağatay ile güzel bir gol ve asistlere ismini yazdıran Berat'ı sevgiyle kutluyorum.
Daha önce bir yazımda, Berat'a, Benzama'yı iyi seyretmesini önermiştim..
Seyretti mi bilemem..
Lâkin, bugün, ben onu seyrederken; sahada Benzama'yı seyreder gibi oldum.
Son 6 haftaya bakıp, oyun ve sonuçlar üzerinden hareket edince, iyi ki Hasan, Cenk, Kubilay gibi abiler takımda kalmışlar, diyorum..
Hele hele, oyunun bazı enstantanelerinde, Hasan Ayaroğlu'na bakarken; Pablo Martin Batalla'yı seyrediyormuş gibi hissettim.
Bugün ilk onbirde başlayan Cenk Şahin, karşısında kayda değer bir savunmacı bulmayınca, rakibin sol tarafını koridor haline getirip istediği gibi dans etti.
Özellikle, çizgiyi kullanmayıp, bulunduğu kanadın içlerini kullanırken; zaman zaman da, kat ederek, boşalttığı alana sürpriz oyuncular girmesine yol açtı.
Ancak; yediğimiz golde, cepheden şut atma eğilimine giren oyuncuya en yakın oyuncu kendisiydi. Ama o oyuncunun şut atmasına izin verdi.
Takım savunması adına yanlış olanı yaptı.
Detaylar, her zaman önemlidir sevgili Cenk...
Evet.
Yazının sonu itibariyle;
Bugün oynanan müsabakalar sonunda, düşme sınırındaki Batman Petrol ile olan puan farkını 6'ya çıkartırken; düşme sınırından sıyrılan İnegölspor ile olan 4 puanlık farkı da korumuş olduk.
Her şeyden öte de kazanma alışkanlığı edindik ve bu klasmanı öğrendik.
Önümüzdeki sezon, bu klasmanın kralı biz olmalıyız..
Haftaya Pazar, kuvvetle ihtimal, üst lige çıkma hakkını kazanmış gibi duran, Şanlıurfa'ya gidiyoruz.
Sağlıcakla kalınız..
Yorumlar
Kalan Karakter: