Dün gece Avusturya karşısında maç dizilişi yerine farklı bir kurgunun yer aldığını görünce, sinyor Montella’nın cümle aleme feyk attığını anladım..
Vee ..
Üçlü savunma, dörtlü orta saha planıyla oynamaya başlayınca şaşırdım..
Kanatların arasına da Arda Güler montajı cuk demiş oturmuş..
Amaa farklı bir anlayış ve uygulamayla..!
Savunma üçlüsünün solu Abdülkadir, sağı da Kaan Ayhandı..
Üçlünün göbeğinde de maçın kahramanı Merih vardı..
Ferdi, İsmail, Orkun ve Müldür dörtlüyü oluştururken ;
Önlerinde ise Kenan ile Barış aralarına Arda’yı almışlardı..
Ancak maç dizilişinde en önde tekli merkez forvet olarak işaretlenen Arda hiç de öyle oynamadı!
Barış ile dönerek oynayıp, bazen sağ içi kullandı bazen de sol içi..
Hem top tuttu, hem atak organizasyonuna soyundu, hem de sürekli gezerek geçiş pas bağlantılarını sağlayan oyuncu oldu..
İlk 45’de bu plan tuttu. Ama tek eksiğiyle tuttu..
Eğer, bu planın içine Kenan’da dahil olabilseydi çark kusursuz dönecek ve fazla pozisyon üretebilecektik!
Alıştığımız Kenan stili zemine bu defa yansıyamadı..!
Yoksa, Avusturyalılar durumu anlayana kadar fişi ilk yarıda çekmiş olacaktık!
Rakibin savunma futbolu yerine, öne oynama planı içinde olması;
Forvetsiz oynama anlayışımızın iyi uygulanabilmesine yol açtı..
Teknik kabiliyetleri yüksek olan oyuncularımız, önceki iki maçta olduğu gibi blok halinde savunmalara karşı bulamadıkları geniş alanları bulup, boğulmadan, daha rahat hareket edip, istediklerini yapabildiler!
Buradan hareketle, hocanın, rakibi iyi çalışıp, oyuncularına farklı misyonlar yüklemiş olduğuna tanık olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Önde Kenan’dan istediğimiz verimi alamazken, ortada da İsmail’den bildiğimiz verimi maalesef alamadık..
İsmail, hem savunma hem öne oynamada o bildiğimiz oyunundan çok uzaktı..
Devre arası değişebileceğini düşünmüştüm, lakin hoca öyle düşünmemiş..
Nereye kadar..?!
İkinci 45 başlayıp, ilk 45’de hiç yemediğimiz pozisyonları beş dakika içinde yiyene kadar..!
Allah’tan kalesinde Mert devleşti de o vartayı atlatabildik..
İsmail değişimi de bu süreç içinde yapılarak, denge sağlanmış oldu!
Mert demişken;
O son saniyelerdeki yere vurdurak atılan yüksek kafa şutunu nasıl şok bir refleksle tokatladı inanılır gibi değil !?
Uzamaya ve belki de, yaşanan o şokla elenmeye gidebilecek maçı kurtarıp, turu yakaladı ..
Helal, hoş olsun be Mert..
Bu arada size bir şey söyleyeyim mi ?!
Bahse konu bu Mert var ya;
Bursaspor’un bir dönem ikinci kalecisiydi iyi mi ?
Yaa.. İşte böylee..
Neysee deyip, Milli takıma devamm..
Yediği feyke anca uyanan rakip hoca bu defa santranç tahtasında hamlelerine başladı..
Oyuncu ve oyunun ayarları ile oynayarak, ilk devreye nispeten dengeli gibi olan top kullanma hakimiyetini ele geçirdi!
Ancak bu defa da Ferdi sigortalarından kurtuldu ve sol iç koridoru bildiği ve yaptığı şekilde harman alanına dönüştürmeye başladı..
Sağ koridorda Barış’a vurulan prangalar görevini layığıyla yaparken, sol koridor Ferdi tarafından Avusturya’nın sigortalarını attırdı..
Bu çocuk, bu haliyle Avrupa’nın her takımında babalar gibi oynar..
Büyük paralar karşılığı, belki de rekor fiyatlarla gitti, gider Ferdi Nokta Com!
Kendisini karşılamakla görevli iki oyuncuya Sarı kart hediye etti..
O Sarı kartlıdan biri, beş dakika sonra, umut vaat eden atak başlangıcındaki Arda’ya da sarı kartlık faul yaptı..
Portekiz’li hakem ikinci sarıyı çıkartmadı ..
İki dakika sonrası hocası dışarıya çıkarttı..
Sonuç;
Bir önceki akşam futbol diye oynanan Portekiz-Slovenya maçının üstüne bizim maçımız ilaç gibi geldi..
Çata çat maç izleyip;
Heyecan, zevk, sevinç, kaygı, keyif, mutluluk..
Tekmili birden ile çeyrek finale..
Haa tabii bir de şu meşhur 6 gollü hazırlık maçımız var ya..!?
Oğlumm, yapmayacaktınız bunu be..!?
Hazırlık yaparken gülerseniz, resmiyette ağlatırız böyle..
Tabi az porsiyon şaka kattık amaa..
O maç resmen motivasyon kaynağı olmuş..
Bu gerçek maç boyu bağırdı durdu..
Kutluyorum sizleri evlatlar..
Mutluluk taşıdınız hanelerimize..
Tuttuğunuz altın olsun diyeceğim de..
Öncesinde Portakalı bi tutun da..
Ha gayret be ha gayrett..
Yorumlar
Kalan Karakter: