2025 yılının, Nisan ayının 13’ünü unutmamak üzere kayda alıp, bundan sonraki süreci topyekün olarak, camianın tüm paydaşları ile planlamanın ve organize olmanın dayanılmaz ağırlığı ve sorumluluğunu taşımak zorunda olduğumuzu peşinen yazıp;
Bu konuya, daha sonraki bir yazı ile temas edeceğimi belirterek, sabırsızca, şampiyonluk ilanına geçmek istiyorum!
Evet
“Oldu da bitti Maşallah” dedik başlıkta.
Demesi, yazması kolay gibi geliyor insana da;
10 Ay önceyi ve onun da öncesini geçmişe dönük olarak film şeridini geriye sararsak eğer ;
Bu Pazar günkü mücadele sonrası gelen şampiyonluğun kıymetinin ne olduğu hususunu iyi özümsemiş oluruz!
Şampiyonluk müsabakasının bir gün öncesi soğuk ve yağışlı bir hava vardı.
Sabah kalktığımızda, bir de baktık, maç günü Güneş bile Bursaspor için doğmuş ve bir çiçek gibi açmıştı..
Üstelik ;
Balıkesir Atatürk Stadyumu ;
Stad zemini açısından, belki de Türkiye’deki stadlar içinde sayılı güzel zemine sahip bir stadyum olarak bize kucak açtı...
İsmi Atatürk olan iki staddan iki şampiyonluk çıkarmak da kayda geçecek güzel bir tesadüf oldu!
Bu müsabakanın, taşıdığı anlam ve getirdiği sonuç özelinde, saha içini, taktiği, tekniği yazmanın pek bir önemi yok...
Ama ;
Artvin Hopaspor kulübünün ortaya koyduğu futbol karakterinin, takımımızı epey zorladığını ifade etmek yanlış olmaz!
Daha önce oynadığımız geçmiş maçlarda sağlam direnç koyan rakiplere karşı zorlandığımız gerçeğini yazılarımda işaret etmiştim!
İster 3’lü, ister 4’lü, ister 5’li, oynayın...
Bazı saiklerin o gün devreye girip tetiklemesi sonucu, tıkır tıkır işleyen sistemin akamete uğraması karşılaştığımız ve şaşırtıcı olmayan haller olarak karşımıza çıkıyor!
Bu müsabakada da, Artvin Hopaspor’lu oyuncuların üst düzey motivasyonla ve oyun disipliniyle sahaya çıkmış olmaları hiç de yadırganacak bir durum değildi..
Çünkü ;
Maç konuşmasını yapıp, soyunma odasından çıkmadan önce oyuncularına “şampiyon takımla oynayacaksınız” dese hocaları, yeter de artar bile...
Ambiyans, zemin, ulusal medyanın naklen yayını, vb. ları da durumun cabası haline gelir..
Gerçi ;
Her kim ki bu sezon Bursaspor’a karşı kastıysa, 55.dk.dan itibaren dökülmeye de başladılar...
Aşırı zorlamanın da sınırları bir yere kadar..
Çünkü;
Karşılarında, oyunun her anında reaksiyon göstermekten kaçınmayıp, samimi ve korakor oynayan karakterli, inançlı oyuncular buldular !
O oyuncular her şeyin farkında olarak sonuca gitmeyi bildiler!
Pazar günü Balıkesir Atatürk stadyumunda görülmeye değer, beklenen, özlenen, istenen muhteşem şampiyonluk görüntüleri izledik!
Çokk özlemiş bu taraftar çook !
Çoluk, çocuğunu alıp yollara düşen Yeşil-Beyaz sevdalıların maç bitiminde sahaya girişleri, beni 2009-2010 yılı Süper Lig şampiyonluk maçına aldı, götürdü!
Coşku aynı coşkuydu...
Tek fark, birinin gece, diğerinin gündüz olmasıydı..
Bir de ;
Saha içine giren binlerce Bursaspor sevdalısına;
Rahatsızlığı nedeniyle serum yiyip maça gelen sevgili Enes başkanın üçlü çektirmesi vardı ki görülmeye değerdi !
Ligin bitimine iki kala 10 puan fark ile klasmanını sürklase edip, şampiyonluğunu ilan eden Bursaspor’umuzu canı gönülden, hararetle kutluyorum!
Bursa şehrine ve Bursaspor camiasına hayırlı ve kutlu olsun!
Bizim için ;
“Her zaman, her yerde, en büyük Bursa”
Şimdilik bu kadar!
Kutlanması gerekenleri kutlamayı ve her anlamda verilen mücadeleyi sonraki yazılar için saklamayı düşünerek;
Şimdilik, an itibarıyla mutlu ve huzurlu olup, durumun keyfini çıkarmayı öneriyorum!
Sağlıcakla ve Bursaspor ile kalın!
Yorumlar
Kalan Karakter: