Haftalar ilerleyip, müsabakalar kızışınca, klasmanın takımları yerlerine oturmaya ve daha iyi futbol oynamaya başladılar..
Futbol oyununun şakaya gelir yanı olmadığını biliriz.
Ama her konuda olduğu gibi, futbol konusunda da şaka yapmayı seven bir milletiz vesselam..
Ciddiyetten, gayrı ciddiyete düştüğümüz zamanlar çok olur..
Pazar günü sahamızda karşılaştığımız Artvin Hopaspor ile oynadığımız müsabakada olduğu gibi..
İki devre ve iki farklı oyun ile az kaldı gidiyordu 2 puan..
Cezalı Eren yerine sahaya genç kontenjanından ötürü Mustafa Genç ile çıktık..
Öyle olunca, Ahmet İlhan yarım devre kulübede oturdu..
Mustafa Genç fena değildi, çalışkan ve üretme eğilimindeydi..
Keşke ikinci yarıya da devam edebilseydi..
Çünkü, kulübede oturmak Ahmet İlhan’a yaramamış..
Bir türlü oyunun içine giremedi..
Oyun, yine alışık olduğumuz gibi ilk 10 dk. denge oyunu şeklinde geçti..
Artvin Hopasporlu oyuncular topla daha fazla haşırneşir olurlarken, mutad olduğu üzere iki gol pozisyonuna giren taraf yine Bursaspor oldu..
Savunma arkası koşusunda topu önünde bulan İlhan Depe’nin şık vuruşu, kaleci ve direk yardımıyla gol olmadı !
Diğerindeyse ;
Mücahit’in ceza sahası içinde topu önüne aldığı ikili mücadele sonrasında, rakibi tarafından kolundan çevirilerek düşürüldüğü pozisyon var !
Hakem pozisyonun dibine o kadar girmişti ki ayaklara bakmaktan üst tarafta olan eylemi göremedi..
Her hafta olduğu gibi yine iki pozisyonu gol yapamadık..
Zaten, sonrasında da hem rakibin gazını hem de sazı elimize aldık..
Yaklaşık 30 dk. kusursuz bir futbol ortaya koyarak, rakibe kabus gibi çöktük..
Sonucunda nihayet aradığımız golü Hamza Gür ile bulduk..
Ama gol öncesi Taha ile ikinci kez direği nişan aldık..
Hani bir futbol tabiri vardır ya ;
“Top sevmeli” diye..
İkinci yarıda da kaleci, direk işbirliği sonucu, bizi bir türlü sevmeyen top üçüncü kez dönerek ağlara gitmem dedi..
Oysa, tam da fişin çekilmesinin zamanıydı..
Pınarbaşı sahasında 1970’in başlarında top oynarken, en önemli kuralımız 3 korner 1 penaltı yapar kuralıydı..
Pazar günü üçüncü direk engelini yaşayınca ;
İster, istemez, “3 direk 1 gol”olabilseydi diye aklımdan geçmedi değil..
Bu da yazının latifesi olsun artık !
Yukarıda 30 dakikalık kusursuz futbol diye yazmıştım..
Biraz açmak isterim..
Bu sezon oynadığımız en iyi takım oyununu oynadığımızı yazarsam, mübalağa etmemiş olurum diye düşünüyorum..
Müthiş bir ikinci ve üçüncü bölge oyunu oynayarak, isabetli pas trafiği ve koşu yolları açarak, güzel futbol gösterisi sunduk!
Gerek merkezden gerek kanatlardan oyun yönü değiştirme ve kenar üçgenler kurarak rakip eksiltmeleri iyi yaptık..
Rakip abandone olduğu sıralar ön alanda yapılan baskılar sonucu kazandığımız topları çok hoyratça kullandık..
Bu güzel futbolun en iyi olmayan tarafı, yetersiz skordu..
İçeriye bir farkla girmek yakışmadı..
İkinci yarı öncesi devre arasında stadta çalınan oyun havasına karşın Artvin Hopa yöresi oyun havası ile ikinci devreye başladık..
Bu defa onlar sazı aldı ellerine, biz dinlemeye başladık..
Sanki, ilk 45’i oynayan oyuncular soyunma odasında kalmış, tanımadığımız oyuncular da sahne almış gibi..
Yiğit Ali-Musa hariç..
Devamlı yazmak istemiyorum..
Lakin Musa bu takım için merkez ortanın sigortası durumunda..
Çok faydalı işler yapıyor..
Ortağı Yiğit Ali’de bu maçın maestrosu görevini üstlenip, yüksek özgüven ile bana göre maçın adamıydı..
İlk yarıda oynadıkları futbolu kendileri için yeterli, biz taraftarlar içinse çok gören oyuncularımız, yedikleri kaza kurşunu sonrası çelik yelek ağırlığını üstlerinden atıp, 80’den itibaren ya Allah yüklenmeye başladılar..
Öyle bir galibiyet golü geldi ki ;
Sağ stoper Mehmet Yiğit, Hamza’nın yarattığı asiste sol ayağı ile vurup, uzak direğin köşesine gol yaptı..
Aslında maçın gizli bir kahramanı vardı..
Bir gol bir asist ile sonuca büyük tesir yaparken, gerekli olan anlarda sahne alan bu kahraman Hamza Gür’dü !
Yine lehimize skorların oluştuğu bir haftada evimizde 2 puan kaybına izin vermedi !
Gece ve gündüz farkı gibi iki ayrı devre izleten oyuncularımızın samimiyetinden ve inancından şüphemiz asla yoktur..
Ancak yazıya başlarken de ifade ettiğim gibi her türlü sürprize açık olan futbol oyunu gayrı ciddiyeti kabul etmez..
Her maç bizim için bir başlangıçtır..
Asla sonuç değildir !!
Not: Sevgili ve kıymetli Pablo Batalla hocam ;
Lütfen Mücahit’e ofsayt konusunda hem nazari hem teorik bilgilendirme yapın..
Bu şekilde devam ederse gol yollarında sıkıntı yaşayacağız..
Burak Yılmaz abisini geçme eğilimi sezinliyorum..!?
Yorumlar 1
Kalan Karakter: