Son üç haftaya 30 puan ve tehlike hattının hemen bi üstünde giren Bursaspor'umuz, teknik adam değişikliği sonrasına denk gelen bu üç haftada 9 puanı hanesine yazdırarak; puanını 39'a çıkardı ve maç fazlası ile klasmanda 11. sıraya geldi.
Yine, bugün itibarıyla Play-off grubu ile arasında 6 puanlık bir fark oluştu.
İlginç ve İlginç olduğu kadar her türlü sonuçlara ve olaylara gebe bir klasmanda olmak, her ne kadar şampiyonluklar yaşamış koca bir camiaya layık olmasa da; mecburiyetler bize maalesef bunları da yaşattı.
Yaşattı ve öğretti..
Bu sezon bizim öğrenme ve yaşama sezonumuzdu.
Hiç alışık ve layık olmadığımız bir yerde, tutunabilme sezonuydu.
Çeşitli mecralarda, bu konunun altını sıkça çizerek, realiteden hareket etmemiz gerekliliği üzerine tepindim, durdum.
Sırat köprüsü üzerinde dengede kalmaya çalışan bir kulübe, takıma, yönetime, vurmadan sahip çıkılması hususunda çaba harcadım.
Nihayetinde rahat nefes alabildiğimiz ve rahat tartışıp, eteklerdeki taşları dökeceğimiz pozisyona ve kıvama geldik.
İşin bu yönünü daha sonraki yazılara bırakmak üzere, şimdi gelelim maça..
İlk 20 dakika alan kapatarak topu rakibe bırakıp, savunma kaymalarını çok iyi yaptık.
Ancak buna rağmen aynı İnegöl'de olduğu gibi, rakibin, üst direğimizi sıyırıp çıkan güzel bir şutuna tanık olduk.
Ve ne İlginçtir ki, bu pozisyonun hemen dönüşünde, bir serbest vuruşta, Çağatay'ın nefis ortasına, kale sahası içinde Furkan Emre'nin mükemmel kafa vuruşu ile golü bulduk.
Kale sahası içine gelen bu güzel ortada, rakip kalecinin müdahale etmekte gecikmesi net bir kaleci hatasıyken;
Furkan Emre'nin kaleciden önce topa kafa temasında bulunması, tam bir fırçatçılık ve takipçilik örneğiydi.
Kutluyorum sevgili Furkan.
Gol sonrası rahatlamış olmanın verdiği güven ile; birinci bölgede kurguladığımız savunma anlayışını ikinci bölgeye taşımış olduk ve savunma baskısını bu bölgede uyguladık.
Ki, bu da bize bloklar arası oyun boyunu kısaltma ve pas bağlantısı kurma imkânını yarattı.
İkinci yarı başında Berat'ın yüzdeyüz kaçırdığı pozisyonda gol vuruşunu doğru yapamadığını gördük.
Çağatay'dan gelen asist de top sekerek önüne geldiğinde, topun alt tarafına vuruş yapmak yerine, topun göbeğine darbe vurması, çerçeveyi bulmasını sağlayabilirdi.
Kolay olacak ve geçecek duruma gelen korktuğumuz bu müsabaka, kolay yediğimiz bir gol ile endişe içine düşmemize sebep olsa da;
Allah'tan, çizgi halindeki rakip savunma arkasına atılan bir topa, Berat'ın, bu defa mükemmel bir dokunuşla kaleci üstü aşırtması sonucu golü bulması rahatlamamıza ve psikolojik üstünlüğü kazanmamıza, sebep oldu.
Her türlü sonuca açık olan bu klasmanda artık rahatladık diyebiliriz.
Bundan sonrasını konuşmak ise, futbolcular ile teknik heyete düşer.
Genç oyuncu grubu ve genç teknik kadronun birbirleri ile olan dayanışma ve motivasyon duygusunu sahaya yansıtmaları güzel olmakla birlikte, aşırı sevindirici de..
Bundan böyle başka şeyler söyleyip, başka şeyler yazma zamanı gelecek diye düşünüyorum.
Umarım yanılmam..
Umarım yanıltmazlar..
Haa, unutuyordum..
Sevgili Çağatay, fazla başına buyruk ve dik olma evladım.
Bitirici son hareket ve tercihler konusunda sıkıntı yaşıyorsun.
Bunu nasıl düzeltebileceğin konusunda hocalarından yardım al muhakkak.
24 Erzincanspor müsabakasının kazanılması nedeniyle ve verdikleri samimi mücadele dolayısıyla, oyuncularımız ile teknik ekibi gönülden kutluyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: