Perşembe akşamı deplasmanda Hırvatistan milli futbol takımı ile hesap kapatma müsabakasına çıktık.
Euro 2024 elemeleri grup maçları kapsamında, Bursa'da oynadığımız müsabakayı kaybetmiştik.
Sonrasında evimizde Ermenistan'la kötü oyun sonucu bir puanı son demlerde kurtarmıştık.
Gruptan çıkabilmek için, kendi evinde Hırvatistan ve Ernenistan'a toplamda 4 puan kaybetmek büyük sorun teşkil eder.
Bunun telafisinin kesinlikle yapılması gerekirdi.. Ki o müsabaka da evindeki Hırvatistan olmalıydı.
Hırvatların karşısına çıkmaya az bir süre kala, milli takım teknik direktörü Alman hoca Kuntz ile yollar ayrıldı.
İyi de oldu..
Yerine, ülkemiz süper liginde ve İtalyan takımlarında görev yapan İtalyan teknik adam Vincenzo Montella görevlendirildi.
Kendisinin futbol mantalitesini az, çok bilmekle birlikte; kısa süre içerisinde Milli takımımıza ne verebilir; ne verdi acabanın merakı içindeydim..
Yazılarımda yabancı kelime kullandığım zaman bana sitem eden değerli büyüklerim var.
Beni affetsinler.
Fransız kökenli olan,
"Mantalite" kelimesi günlük hayatta kullandığımız bir kelime olup;
"Anlayış" "Düşünce" anlamında ifade ediliyor.
Şimdi;
Buradan hareketle, dün akşamki milli futbol takımımızın oyun mantalitesini irdelemek isterim..
Öncelikle, oyunun tamamını, merkez forvet olmaksızın oynadık.
Bir nevi 4-6-0 dizilişi hakimdi.
Mantalitenin en önemli aksiyonu ise; bıkmak bilmeden, ilk dakikadan 45.dakikanın sonuna kadar üçüncü bölgede kuvvetli baskı uygulamaktı.
Öyle ki;
Hırvatistan, müsabakanın ilk diliminde ikinci bölge üstüne geçemedi.
Takım savunmasının en iyi örneğini Kerem ve Barış'ın üstün güçle kanat kapatmalarında gördük.
Önde yaptığımız kuvvetli baskı ve alan kapatmalar sonucu, Hırvat'lardan çıkışları sırasında çok top çaldık ve ani çıkışlar ile savunma dengelerini allak, bullak ettik.
Kuntz'un aksine, Hakan Çalhanoğlu'nu, Kerem ve Barış'ın hemen arkasında ve aralarında konuşlandıran Montella hoca;
İsmail Yüksek ve Salih ile Hırvat'ların pas bağlantılarını felce uğrattı.
Kusursuz oynayan bu merkez oyuncuları kaç tane pas arasına girip; kaç top çaldılar; inanın bilemiyorum..
Merkez forvetsiz, hızlı çıkışlarda, istasyon aramaksızın Hırvat stoperlerin aralarına ve arkalarına sızarak, onları çaresiz bıraktık.
Yüksek ve uzun toplarda her iki kanattan da merkeze yapılan doğru ve çabuk katedişler rakibin savunma dengesini fena bozdu.
Hırvat kaleci Dominic Livokoviç, yaptığımız bu seri çıkışlarda çok zor durumda kalmakla beraber, önemli kurtarışlar yaptı.
Yeni hocamız Montella'nın bu futbol mantalitesinin dün akşama, yani Hırvatistan maçına mı özgü olduğunu bilmiyorum.
Lâkin, çok iyi hazırlanıp, rakibe karşı iyi analizler yapılmış olduğunu görüyor ve düşünüyorum.
Son zamanların, ne yaptığını bilen, sahada duruşunun ve oyun karakterinin hakkını bu kadar iyi veren bir milli takımı seyretmiş olmanın keyfini sürüyorum..
Derler ki;
Teknik adamların futbol takımına katkıları maximum %15'dir.
Açıkçası katılmadığımı ifade edeceğim.
Üst düzey profosyonellik taşıyan ve ülke futbolları Dünya ve Avrupa'da kabul görmüş ülkelerin oyuncuları ve takımları için, zikredilen bu rakamın doğruluk payı olabilir..
Ancak, ulusal olarak, ülkemiz futbolu için bu yüzdenin daha da yukarılarda olduğunu düşünüyorum.
Dün gece bunu hissettik ve yaşadık.
Çok doğru bir oyun planı ve anlayışıyla, iyi hazırlanılmış ve kazanılan milli futbol maçı izlettiren yeni hocamız ve oyuncularımıza sonsuz teşekkürler ediyorum.
Bakalım, Konya'da nasıl bir oyun planı ve uygulamasına şahit olacağız..?
Konya'da alınacak 3 puan, gruptan çıkışımızın garantisi olur.
Yorumlar
Kalan Karakter: