Kim ve kimlerin sıkıp da, bıktırdıkları hususuna geçmeden önce;
Geçtiğimiz Perşembe akşamı yapılan Divan Kurulu toplantısı hakkındaki görüşlerimi sunmak istiyorum...
Sevgili annemin ani gelişen rahatsızlığı sonrası, hastane süreci nedeniyle katılamadığım toplantıyı, ancak ertesi gün videodan izleyebildim.
Kulüp başkanımızın Antalya kampına iştirakinden ötürü katılamadığı toplantıda, ikinci başkan kendisini temsil etti.
Divan Başkanlık Kurulu başkanımız sevgili Gökhan Tuzlacıoğ’lunun yapmış olduğu güzel açılış konuşması sonrası, ikinci başkan Oğuzhan Kutlucan’da kısa bir konuşma yaptı.
Nilüfer Belediye başkanımız Şadi Özdemir’de son iki toplantıya katılım sağlayarak, kendisi hakkında daha öncesi yapılan bazı yanlış anlama ve eleştiriler üzerinden bir nevi savunma konuşması yaparak, eleştiri konusu üzerinden kendini ifade etti...
İyi de etti...
Kendisinin, Bursaspor sevgisinin sağlam ve tartışmasız olduğunun imajını camiaya yansıtmış oldu..
Sicil Kurulu başkanı sevgili mesai arkadaşım Feridun Özkaya’da yapmış olduğu konuşma ile ileriki dönem kurul çalışmaları için görüş beyan etti..
Dilek ve temenniler bölümünde söz isteyen değerli kardeşim Ayhan Barışıcı ise önemli saydığım bir konuyu dile getirerek, yaptırım istedi..!?
Konu önemli;
Özellikle, son dönemlerde iyice başını alıp, giden, sosyal medya üzerinden ; Bursaspor’da görev yapmış, hizmet etmiş, gelmiş, geçmiş, kişiler hakkında yapılan, temelsiz, dayanaksız, aşağılayıcı, suçlayıcı, hakaret ve küfür içeren paylaşımlar hususunda tüzük içine madde konularak, yaptırım getirilmesinin gerekliliğinin altını çizdi!
Son olarak;
Bursaspor üyeliğinde tam yarım asır zamanı tamamlayan üyelerimizden sayın Yalçın Süter’e de bir vefa göstergesi olarak belge sunulması çok şık olmuş.
Aynı belgeyi almaya hak kazanan, ama yurt dışında olduğu için katılım yapamayan, Meraklı kuru yemişçi, Mustafa Asığ abi de bir sonraki Divan Kurulunda belgesini alır diye düşünüyorum.
Ayrıca, Divan kurul üyeliğine hak kazanan ve belgelerinin sunumu yapılan üyelerimiz içinden ; Bursaspor’a hem futbolcu hem teknik adam olarak hizmet etmiş kıymetli abim Mehmet Tan hocamızı da kutluyorum.
Şimdiii...
Gelelim, kimler sıktı?!
Kimler bıktırdı...?!
Başta TFF ve Kurulları ile başlayıp;
Onların yetersiz ve iş bilmezliklerinden kaynaklı Süper Lig ve Süper Ligin patronu egemen kulüpleri ve VAR ile ilerleyelim…
Son yılların TFF başkan ve yönetimleri ile yaz, boz tahtasına dönen kurulları, artık, Türk futbolunu iyice kaotik ortama sürükleyen baş müsebbibler olarak anılmaktadırlar..
Çok büyük paraların döndüğü, milyon Euroların milyon Dolarların lahana yaprağı gibi doğrandığı futbol sektörü, elbirliği ile mikser bıçaklarının kesimine uğratılmış durumda...
Üreten, istihdam yaratan ve katma değer sunan sanayi ve ticaret sektörünü turbolayacak kadar borç içinde olan Süper Ligin tepe kulüpleri Türkiye ve Türk futbol severleriyle neredeyse kafa buluyorlar..
Hırslarına, çaresizliklerine çare olsun diye, Avrupa starı hocaya bavul dolusu Euro ve Dolar saçıp, üstüne de Türkiye’ye tepeden bakmasına, aşağılamasına izin verip, alan açıyorlar..
Ayıptır, yazıktır, günahtır ya...
Üçüncü Dünya ülkesi miyiz biz?!
Müstemleke memleketi mi burası?!
Muhalefet partisi liderlerinin yer almadığı kadar, TV ekranlarından biri çıkıyor, diğeri iniyor...
Hocalarından da, başkanlarından da, sözcülerinden de bıktık, usandık, sıkıldık ya...
Verilen, verilmeyen penaltılarınızdan, gösterilip, gösterilmeyen Sarı-Kırmızı kartlarınızdan, hakem algısından, VAR’dan bıktık arkadaş bıktııkk..
Koskoca iş insanları, holding sahipleri ne aciz durumlara düşüyor, şaşıp kalıyorum...
Şaşmakla kalmayıp, hayretler içine düşüyorum...
Allah aşkına bi gidin de ülke futbolu nefes alsın...
Her hafta çetele tutmaya başladınız...
Kornerdi, değildi...
Aut mu? İn mi? Taca çıktı mı, çıkmadı mı?
Tendona mı bastı? Baldıra mı?
Ya huu .. Bir karış auta çıkmış topu yarım saat tartıştırıyorsunuz!
Şu açı, bu açı, iz düşümü, diz bükümü...
Ha vallahi ha billahi gına geldi..
Sonra da Avrupa maçlarına gelince kasaba takımlarına boyun eğiyorsunuz..
Bursaspor şampiyon olup, şampiyonlar ligine katılınca;
“Ne yaparlar ki orada” deyip, üstten bakan arkadaş;
Ya sen ne yaptın bu güne kadar..?!
Türk futbolunun köklü bir devrime, ıslaha, reforma gereksinimi var...
Rol model ülke futbolları evimizde, yanıbaşımızda, her hafta resital sunarlarken, bizlerin ise kayıkçı kavgasına tahammülü artık kalmamıştır...
VAR için yabancı hakemlere yarım sezonluk 450 milyon Lira paralasanız bile;
Belki günü kurtara bilirsiniz, ama yarınlarımız karanlıktır bu gidişle..
Türk futbolu, sil baştan aşağıya yapacak kurtarıcısını yaratmadığı sürece kan kaybına çare bulamayacaktır...
Yorumlar
Kalan Karakter: