Bursaspor süper ligde oynarken, alt liglerde mücadele eden İnegölspor'u takip eder ve iyi bir Bursa'lı olarak İnegöl'ün üst liglere çıkıp, başarılı olmasını beklerdim.
Belki birgün bu beklentim gerçek olur da, İnegöl ile derbi oynamanın zevki ve heyecanı nasıl olur diye merak ederdim.
Kader, bizim süper ligde oynamamıza izin vermedi.
Ama, şampiyon markaya yaşatılan acziyetler, saçma sapan bir klasmanda bizi karşı karşıya getirdi.
Müsabaka analizine geçmeden önce, Pazar günü İnegöl'de Bursa'ya edilen küfür ve hakaretlerin çok acıtıcı olduğunu belirtmek isterim.
80 dakika dayanıp, yeniliyor olmalarının öfkesini Bursaspor'a kusmalarına müthiş üzüldüm.
Bursaspor'a galiz küfürler yağdıracağınıza, bu maç özelinde takımınızın neyi başaramadığını sorgulayıp, öfkenizi o tarafa kanalize etseydiniz keşke..
Sizinle birlikte klasman düşmemeye oynayan Bursaspor, ne yapmalıydı ki bu acı tabloyu yaşamayaydı !.
Maç anlatımını yapan kardeşimiz ile yorumcusu kardeşimiz bile, bir şeyler diyecekler, ama, yutkunuyorlar.
Taa ki Berat'ın yerde yatmasına tepki koyan İnegöl'lü oyuncuyu eleştirmeleri gerekirken, okları ters tarafa yöneltene kadar.
Maç sonu takımın orta daire içindeki sevincini bile, provoke edici bulup, dillendire biliyorlar.
Aslında bu İnegöl-Bursa güzergâhında yazılıp, konuşulacak çok şey var da; girmemek en iyisi diye düşünüyorum.
Gelelim oyuna..
Aslında, Bursaspor Pazar günü İnegöl'de kendi oyununu oynamadı, bana göre.
Herşeye rağmen, İnegölspor'a göre bir iki derece daha fazla kalite oyuncu ve oyun anlayışı olan Bursaspor'un, oyunu birinci bölgede kabul ederek, savunma gayreti içinde olmasını çok anlamlı ve işe yarar bulmadım.
Bursaspor, yeşil zemin üzerinde oyunu kontrol etmekle birlikte, forse etmeyi de bilen bir düzeni bir planı iyi uygulayan takım.
Lakin, İnegölspor karşısında tam savunma yapıp, pas koordinasyonunu sağlayamayınca, yetersiz kalitedeki İnegölspor'a iki gol şansı verdi.
İlk 35 dakika içinde karşı kaleye gitmeyi beceremediğimiz zamanlarda, Allah'ın lutfu bir kısmet golüyle öne geçtik.
Enver Cenk'in sahada olmadığı bir durumda, geçiş oyununu planlayan Özer Hurmacı'nın yanlış plan içinde olduğunu düşünüyorken; vallahi bir kısmet golü daha bulmanın sevinci ve şaşkınlığını aynı anda yaşadım.
Sevgili Hurmacı, bu maç için kafanda kurguladığın oyun anlayışının tuttuğunu söyleyebiliriz. Çünkü kazanan tarafsın.
Haa bu her zaman tutar mı?
Bilemem ..
Futbol bu ..
Sen, bir puan bile iyidire sarılmış olabilirsin.
Ama, özellikle, ikinci gole kadarki futbolsuz, mahkum oyunun Bursaspor'a da sana da yararı olmaz.
Belki, yıllardır, Bursaspor'umuzun yanında olmayan kısmet, bugün hem senin hem takımın yanındaydı.
Zaten, maç yayınını yapan spiker ile yorumcusu da, çaresizlikten, gönül verdikleri takımlarının kifayetsizliğinden yakınacaklarına; topa daha çok sahip olan, topla haşır, neşir olan tarafın kendileri oldukları argümanı ile teselli bulmaya çalıştılar.
Sonuç itibarıyla;
Bursaspor olarak önemli bir avantaj yakalamanın hazzını yaşıyoruz.
Ancak henüz birşey bitmiş, değil.
Pazar günü bizlere, Bursaspor camiasına, oyun olarak değil, ama, skor olarak mutluluk yaşatan; aynı zamanda mücadele ve istekli azim örneği sunan oyuncu kardeşlerime teşekkürlerimi sunuyorum.
Aynı istek, mücadele tarzı ve azimlerinin sürekli olması dileğiyle; yaşasın BURSASPOR ..
Yorumlar
Kalan Karakter: