5 Mart Pazar günü Bursa'da oynanan Bursaspor-Amed Sportif Faaliyetler futbol müsabakasının yorumunu bu sayfadan siz değerli dostlarıma okurlarıma yazarak, yapmıştım.
Bu müsabakanın Türkiye gündemine gireceğini adım gibi bildiğim için, sadece müsabakanın oyun şekli ile ilgili yönü üzerinde durmuş ve söylenenlerin, konuşulanların bitip, suların durulmasını beklemiştim.
Açıkçası, gündem olunacağını bilmekle birlikte, güzel ülkemizin bu kadar yoğun gündemlerinin içinde trend-topic haline geleceğini de inanın düşünmemiş ve ihtimal vermemiştim.
Şimdi, işin aslı neydi, nasıl oldu, olan bitenlerin arka yüzü, ön yüzü nelerdi, doğru bilinen ya da bilinmeyenler neydi?
Haydi hep beraber bir analiz yapalım!
Sonra da TFF'nin bu maç ile ilgili Bursaspor kulübüne verdiği cezayı irdeleyelim.
Bursaspor-Diyarbakırspor ya da günümüzde, sonradan değişen ismiyle Amed Sportif Faaliyetler kulübü arasındaki ihtilaf, husumet nedir?
Ona bakalım.
13 yıl öncesine gidip, husumet tohumlarının nasıl serpilip, ekildiğine bakalım.
Bakalım ki; o günlerde daha ilk okula bile başlamamış, bugün delikanlı dediğimiz 18'li, 19'lu yaşlardaki yoğunluk taraftar kitlesinin de gerçeğini gözler önüne serelim.
Bursaspor takımı şampiyon olduğu 2010 yılının sezonunda önce Bursa'da olmak üzere Diyarbakırspor ile karşılaşır.
Bursa'ya gelişi şölen tadında olan Diyarbakırspor kafilesi, şehir girişi sırasında BUTTİM uluslararası tekstil ve fuar merkezinde büyük bir hararet ve törenle karşılanır.
Herşey güzel herşey çok normaldir.
Ertesi gün, benim de izlediğim müsabaka, Atatürk stadında coşku içinde başlamayı beklemektedir.
Seronomi öncesi İstiklal marşı okunması sırasında, konuk takım taraftarlarının olduğu tribün tarafından önce ıslıklama sonra yuhalama sesleri gelir.
Bir daha yazayım!
İstiklal marşı çalınır ve söylenirken; önce ISLIK sonra YUHALAMA sesleri, konuk olan rakip takım taraftar tribününden gelir.
Akabinde, ev sahibi takım taraftarları da teksas ve maraton tribünleri yoğunluklu olarak karşılık verir.
Verdikleri karşılık tezahüratlarda malum terör örgütüne göndermeler de vardır.
Hepsi hepsi budur!
Müsabaka hiçbir olay olmadan, kesintisiz, namusuyla oynanmış ve bitmiştir.
Gelelim bu müsabakanın rövanşı olan Diyarbakır'daki karşılaşmaya.
2010 sezonunun 24.haftası oynanan, daha doğrusu oynanamadan 17.dk.da tatil edilen bu maç, şalterlerin indiği, husumetin ilmik ilmik işlendiği, kaos değil, bir facianın eşiğinden dönüldüğü maç oldu.
Geçtiğimiz Pazar günü Bursaspor Timsah Arenada maç başlamadan önce, insanlar sahada ne gördülerse;
2010'da Diyarbakır şehir stadında mislini gördüler.
Yan hakemin başı yarıldı, kanlar içinde yere yığıldı. Bir foto muhabiri-gazeteci gözüne yediği yabancı madde yüzünden kan revan içinde ambulansla götürüldü.
Köşe atışları kalkanlı polisler nezaretinde yapılmaya çalışıldı.
17.dk.ya kadar bitmek tükenmek bilmez olaylar sonucu, hakem Mustafa Kamil Abitoğlu maçı tatil etti.
Bursaspor kafilesi zırhlı polis araçları ile stadtan kaçırıldı. Zırhlı araçlara dahi yapılan yoğun saldırılar sonucu camlar kırılıp, polisler yaralandı.
Bakınız, taa 2010 yılı Bursa'daki istiklal marşına karşı yapılan saygısızlığın karşılığında verilen cevaba karşılık olan cevap şeklini ve yapılan muameleyi yazdım yukarıda.
Diyarbakırspor'un isim değiştirerek Amed olması sonrası, Bursaspor ve Amedspor bir kupa eşleşmesi sonrası Bursa'da yine karşı karşıya geldiler.
2015 yılındaki bu kupa mücadelesi sonrası, Amedspor takımı Bursaspor'u sahasında yenip, elemiş ve hiçbir olay çıkmadan evine dönmüştür.
Üstelik, daha sonra, terör propagandası yapmakla yargılanan, Kürt kökenli Alman vatandaşı futbolcusu Deniz Naki'nin, tribünleri ve taraftarı manipüle etme çabalarına rağmen; müsabaka salimen tamamlanmış; rakip Amedspor bir küçük taşkınlık dahi yaşamadan, kazanan taraf olarak Bursa'dan sağlıkla ayrılmıştır.
Şimdi üçüncü perde !
Kötü niyetli ve beceriksiz yönetimler sonucu kuvvetle kan kaybeden şampiyon marka Bursaspor, klasmanda 2.futbol ligine düştükten sonra, ki, o da bu içinde bulunduğumuz sezon oluyor;
Fikstür gereği Amed Sportif Faaliyetler futbol kulübü ile aynı gruba düştü maalesef !..
Neden maalesef ?
Aralarında bunca negatif yaşanmışlık olan iki futbol kulübü, TFF tarafından ısrarla Fikstür çekimine sokularak, aynı gruba düşmelerine olanak tanınmıştır da, onun için maalesef !..
Gelelim günümüze.
2.lig Beyaz grup takımları olan Amed ve Bursa takımları, bundan 6 ay önce mecburen, müsabaka yapmak üzere Diyarbakır 'da karşılaşmışlardır.
En uzak olan karşılaşma 13 sene önce olmasına rağmen; 6 ay önce Eylül ayında yapılan müsabaka gözlerden kaçırılmıştır.
Geçtiğimiz Pazar günü Bursa'da yaşanılanlar; 6 ay önce Diyarbakır'da yaşanılanlar bilinmeden tartışılamaz ve yargılanamaz !..
6 ay önce, Eylül 2022'de ne oldu?
O dönem, naklen yayın ihalesi ve yayıncı kuruluş durumu gerçekleşmediği için, müsabaka yayın hakkı kulüplerin uhdesindeydi.
Evindeki maçları, ister bir yayıncıya verir ister YouTube üzerinden yayın yaptırabilirdi.
Amed kulübü her ikisini de yaptırmayacağını, naklen maç yayınına izin vermeyeceklerini ilan ederek, kamuoyu ile paylaştılar.
İşte, esas olarak, dananın kuyruğunun koptuğu en ince, ama, en önemli nokta burasıdır.
İşte, tüm Türkiye'nin işi gücü bırakıp, mal bulmuş mağrip gibi, olayın önünü, arkasını, içini dışını, falanını, filanını bilmeden;
Divan Kurulu üyesi ve taraftarı olduğum, aşkım, gururum Bursasporumu, modaya ve akıma uyup, yargısız infaz etmek isteyenlere, izin vermeyeceğim !
Gerekçesini yazıyorum !
Sonradan devreye giren yayın ihalesi sonucu olarak, Eylül 2022'de gözlerden kaçırılıp, gizlenen, saklanan bir müsabakanın, rövanşında, yapılan naklen yayın dolayısıyla gündeme oturan görüntülerin infiale yol açması tabii olarak kaçınılmazdır.
Ancakkk
Eylül ayında Diyarbakır'da yapılanların, Bursa'da olanların iki katı olduğu gerçeğini bilenler biliyor. Yaşayanlar biliyor. Ve tabi bir de o gün sahada olan körpecik, genç oyuncular biliyor.
Yargılayann ..
Suçlayan ..
İnsafsızca gömenn ..
Siz, sizlerr...
Biliyor musunuz?!
Ankara biliyor muu?
İstanbul biliyor muu?
Türkiye biliyor muu?
Hayır mıı ?!
Bilmiyor değil mi ?
Sadece Bursa biliyor, bizler biliyoruz.
6 ay önce Diyarbakır'da, Bursaspor oyuncuları ve kafilesi, yine 13 yıl önce olduğu gibi zırhlı araçlarla kaçırıldı.
Maç öncesi Bursasporlu gencecik, körpecik oyunculara sahada ısınma imkanı vermediler.
Sapanla mermi, çakı, taş ne bulursa attılar.
Bilmiyor sunuz değil mi?
Çünkü saklayıp, göstermediler, gizlediler.
Haa
Bir Bursa'lı ve Bursaspor'lu olarak; tüm bu olup bitenler olmalı mıydı?
Aslaa.
Katiyetle red ediyorum. Olmamalıydı tabi.
Aralarında husumet olan her iki taraf için de diyorum.
OLMAMALIYDI ..
Lâkin, taraflar arasında gösterilen aksiyon karşılığı oluşan reaksiyon;
Bursaspor ALEYHİNE
Amedspor LEHİNE'dir.
Bursa'da geçen Pazar oynanan müsabakanın neden tatil edilmediğini sorgulayanlar, 6 ay önceki maçın neden tatil edilmediğini sorguluyor musun hiç?
Bu arada, Bursaspor taraftar grubu içinde çıkarılan o malum afişleri red ediyor ve provokatif buluyorum.
Çok yakından bildiğim taraftar grupları, özellikle Teksas tarafı, 20'li yaş hattâ daha da altındaki yaş gruplarıdır. Ne Beyaz Toros bilirler ne de Yeşil'di,Mor'du, Mavi'ydi?!
Kuvvetle ihtimal bazı karanlık güçler Bursaspor üzerinden prim yapmak ya da ortalık karıştırmak istediler.
Bursa şehri Osmanlı'ya başkentlik yapmış bir şehirdir.
Endüstri şehri olması itibarıyla büyük göç almış ve Türkiye'nin her şehrinden insanımızı barındırmaktadır.
Bursa kenti insanının hiçbir etnik kimlikle sorunu yoktur.
Olmaz ve olamazz.
Buradan hareketle, Kürt kökenli vatandaşlarımızla, Bursa'mızda hemşehrilik yapmaktayız ve bundan böyle de yapacağız.
Bursaspor taraftarının verdiği tepki, gördüğü tepkinin tezahürüdür.
Olayın, hem sosyolojik hem psikolojik yönü vardır.
Bursa şehri ve Bursaspor taraftarı, tüm Türkiye vatandaşları gibi teröre ve teröriste karşıdır.
Takımımı, şehrimi, taraftarımı; 1967 den beri; hem 56 yıllık bir taraftar hem Divan Kurulu üyesi hem de amatör bir spor yazarı-yorumcusu olarak; yukarıdaki yazdıklarım çerçevesinde, korumak, kollamak ve savunmak zorundayım.
Vurun abalıya, yapmak;
Bursaspor'un tarih ve geçmişine hakaret etmekle eş anlamlıdır.
Kimselere, Bursa şehri ve Bursaspor üzerinden çıkarım sağlatmaya izin veremeyiz, vermemeliyiz.
İşte buradan hareketle, dün akşam açıklanan TFF disiplin kurulunun Bursaspor kulübüne verdiği 8+1 9 maçlık seyircisiz maç oynama cezasını kuvvetle kınıyorum.
Orantısız verilen bu cezanın, Türkiye'de oluşturulan yargısız infaz algısının bir ürünü olduğu ve bir yerlere şirin gözükme çabasının yansıması olduğunu şiddetle haykırıyorum.
TFF yönetim kurulu üyesi ve başkan vekili sayın İbrahim Burkay.
Bursa yerel ve genel siyasetçileri.
Bursaspor futbol camiasının tüm paydaşları.
İsyan edin ve red edin bu cezayı !.
Evett
Söz konusu yazım üzerinden her platformda tartışma ve istişareye açık olduğumu ifade ederek;
Bursaspor'um sen çok yaşa, diyorum.
Not: Lütfen paylaşım ve retweet yapınız ki, ulaşabileceğimiz kitle çoğalsın.
Yorumlar
Kalan Karakter: