Önünde, sonunda bu yenilgi gelecekti..
Çünkü ;
Klasmanın ikinci yarısı itibarıyla, geldiğimiz noktada kıran, kırana müsabakalar oynanmaya başlanmış, puanlamalar şartları zorlar hale dönmüştü..
Geçen hafta sahamızda kazanamayınca, altımızda sıralanan üç takım momentumu yakalama fırsatını buldular..
Gelişen şartlar dahilinde bu üç takım bundan böyle istim almış duruma geldiler!
İstim durumundaki bu üç takımdan Düzcespor ile oynayıp, puanları paylaştık.
Kütahya Belediyespor ile de Pazar günü deplasmanda oynayarak yenildik ve namağlup pozisyonumuzu kaybettik!
Üçüncü takım ile sezonun son maçını İzmir’de oynayacağız.
Yani, bundan sonrası fikstür anlamında daha kolay gibi duruyor..
Bu bağlamda Kütahya Belediyespor yenilgisini erken bir uyarı olarak nitelemek yanlış olmaz!
Bu yenilginin sindirilerek ve üstünde de çok tepinmeyerek camianın itidal içinde kalması gerekir!
Ki ;
Camianın tüm paydaşları durumu iyi anlayıp, erken uyarı ikazını dikkate alıp, ligin geride kalan kısmı için elini, ayağına dolaştırmasın..!?
Başkandan ve yönetim kurulundan başlayıp, oyuncular ve teknik ekip ile birlikte taraftarlar ve sosyal medya aktivistlerine çok büyük sorumluluklar düştüğünün altını koyu Kırmızı kalemle çizmek durumundayız !
Şimdi ;
Aslında içimden yazmak pek gelmiyor ama biraz da saha içine girmeden olmaz..
Sahaya çıkan kadromuzda devre arası transferi Berkan dışında lige giriş yaptığımız oyuncular vardı.
Genç oyuncu statüsü olmasaydı Berkan bugün ilk onbir oyuncusu olarak sahada yer almayacak ve muhtemel Hamza ile başlamış olacaktık!
Bu takımın en zayıf halkaları sağ ve sol kanat savunucuları!
Bu durumun tespitini yapan rakip takımlar, öne çıkarttığımız kanat beklerinin arka taraflarına atılan toplar ile sonuca gitmeye odaklanmışlar!
Kütahya Belediyespor da bu zaafımızı iyi kullandı !
Daha ilk dakika dolmadan, orta sahada tutamadığımız topla, kademede yine tek yakalanan Berkan, topu uzaklaştırmak yerine eveleyip, geveleyince, Abdullah’ın da dahli ile beklenmeyen gol geldi !
Erken gelen talihsiz ve yine gereksiz yenilen bu gol, maçın şeklini, şimalini bir anda değiştirdi..
Çünkü ;
Bu maç, kendi özelinde kontrol futbolunun olmasını beklediğimiz bir maçtı..
Dengeli, kontrollü oynayıp, fırsatlar yaratarak oynayıp, rakibi hataya zorlamak planını uygulamaya fırsatımız kalmadı..
Maçı Televizyondan izleyenlere zemin nasıl göründü bilemem..
Ama bu zemin üzerinde iyi oyun oynamak ve pas oyunu yapmak inanın çok zor..
Rakibin iki kere idman yaptığı bu zemine ancak ikinci yarı adapte olabildik !
Buna rağmen Kütahya’dan da puan alarak dönebilirdik!
İkinci yarı başlangıcıyla birlikte 10 dakikalık abandone durumu yaşattığımız rakibe karşı 1 gol bulabildik.
Neden 10 dk.lık ?!
Çünkü ;
Ritmi yakalayıp, enine, boyuna sahayı kullanmaya başlayıp, rakibi bunalttığımız her pozisyon sonrası yere yatmaların dozu da giderek arttı !
Türkiye’de, artık, futbol oyununun yeni bir katlediliş senaryosu devreye fena halde girmiş durumda..
Süper Lig dahil olmak üzere Türkiye’nin her neresinde futbol oyunu oynanıyorsa, bu senaryo had safhada sahneye konuyor ve konmaya devam edecek..
Yetkililerin bu duruma dur deyip, düzenlemeler yapması şart oğlu şart oldu !
Ayıptır, günahtır, emek hırsızlığıdır !
Son olarak ;
Taha Can’ın sakatlanıp, çıkması sonrasında neden orijinal stoper oyuna alınmayıp, Musa’nın o bölgeye çekilmesi hususu söz konusu oldu..
Bana göre doğru hareketti..
Çünkü, o sırada iki farklı geriye düşmüştük ve orta sahanın daha işler durumda olması gerekiyordu..
Bu nedenle Sedat’ın girip, Musa’nın sol stopere çekilmesi bir teknik adam tasarrufudur ve uygundur !
Ayrıca, Bora Yılmaz’ın top ile olan ilişkisi teknik ekip tarafından sorgulanıp, uygun durumdaki arkadaşına pas tercihinde bulunması tembihlenmeli..
Evettt !
Üstümüzdeki ikinci ağırlığı da Kütahya’da bırakıp, hafiflemiş olmanın rahatlığını, özgüven, inanç, ciddiyet ve iyi çalışmayla harmanlayıp, özeleştirimizi de masaya koyarak yapalım..
Kimseler endişe duymasın..
Sakin ol şampiyon diyelim hep beraber !