İç Anadolu’nun güzel şehri, Ahi Evran’ın memleketi, Ozanlar kenti Kırşehir’den 3 puan ile döndük...
Pazar günü iyi bir hava ve oldukça iyi bir zeminde misafirperver insanların ev sahipliğinde, liderliği sürdürerek Bursa’ya dönmek çok güzel...
Ama;
Handikaplı bir oyun tarzı ile olması düşündürücü...
Maça yine iyi girdik, pozisyon ürettik, ama golü yapamadık...
Geçen hafta Kuşadası maçının başlangıcının aynısını Kırşehir’de yaşadık...
Yine, ilk 20 dakika içinde, reorganize durumdaki rakibe karşı golü bulamadık...
Net gol pozisyonları bulup, golü bulamayınca, rakip üzerindeki şaşkınlığı atıp, organize olmaya başlıyor...
O zaman da, üzerimize gelip, pozisyon üretmeye başlıyorlar...
İşte, bereket, bu esnada savunma güvenliğini unuturlarsa, cezayı da ancak kesebiliyoruz...
Yakaladığımız ilk çıkışta golü atıverdik...
Kolay gollerin değil, zor yapılan gollerin peşindeyiz gibi sanki…
İlhan Depe’nin ölçüp, biçip, ayağa teslim nefis ortasına, Ahmet İlhan’ın mükemmel vuruşu golü getirdi.
Bir kanattan diğer kanada, bulduğumuz golde, iki ustanın imzalarının olması, beklentilerin karşılığı oldu..
Gol sonrasında, yine bir çıkış esnasında, yine bir kanattan diğerine yolladığımız topun takibi sırasında, Kırşehirspor kalecisi topa ceza sahası dışında eliyle temas edince, takımını 10 kişi bıraktı.
Kırşehirspor’un 10 kişi kalması, ikinci yarı için onlara motivasyon kaynağı olurken, bize rehavet kaynağı oldu...
Buna rağmen;
Rakibin de izin vermesiyle, belki de bu güne kadar kanatlarımızı böylesine verimli hiç kullanamamıştık...
Ancak;
Kopuk, kopuk oyun anlayışında olmamız, 10 kişilik rakibin üstümüze gelmesine çanak tuttu...
Özellikle 10 numaralı oyuncularına top kullanması için bu kadar çok izin vermemeliydik...
Ayrıca, Musa’nın olmadığı merkezin sıkıntı yaşadığını da ifade etmek gerekiyor!
Maçı bir türlü koparamadığımız süreç içinde bir gol yeseydik, bunun telafisini yapmak çok güç olurdu!
Bereket;
Sedat’ın göğüs kontrolünü yapıp, önüne indirirken yaptığı sol ayak vuruşundan gelen güzel gol 3 puanın garanti belgesi gibi oldu...
Neden?!
Adam, öne çıkmış olarak gördüğü Anıl’ın boş kalesine, yarı sahadan savurduğu şut ile golü buldu da ondan...
Onun için;
Bu kadar çok gol kaçırmak hayra alamet bir durum değil...
Tamam. Deplasman. İki gol. Üç puan.
İyi güzel de...
Papaz’ın her zaman pilav yemeyeceğini de aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor!
Girdiğin gol pozisyonlarını gole dönüştüremiyorsan, handikaplı oyuna yol açarsın...
Bir saptama ile bitireyim...
Şikayetçi olduğumuz, köşe vuruşları ve serbest vuruşların hakkından Sedat geliyor...
Sedat ile, duran topların kullanımının işlerlik kazanmaya başladığını görmek sevindirici...
Yorumlar
Kalan Karakter: