Futbol oyunu böyle birşey işte...
Öngörülemez hareket ve sürprizleri her daim içinde barındırabiliyor...
Dengeli başladı diyebileceğimiz bir oyun içinde daha 11. dk da Eren’in Kırmızı kart ile oyun dışı kalması, Ahmet İlhan’ın kasık sakatlığı sonucu ikinci yarıya çıkamaması, sezon başından bu yana direklerin tam da kırılma anlarında bizi seviyor olması gibi…
23 Elazığ FK takımının saha zemini, beş gün önce oynadığımız Milli maçtaki, Karadağ zemininden daha iyi ve futbol oyununa elverişliydi...
Dengeli başlayan oyun demiştik...
Evet, dengeye rağmen, ilk 10dk.içinde biri net olmak kaydıyla iki pozisyon ürettik...
İkinci pozisyonda Mücahit’e yapılan müdahale ceza sahası içi olarak cezalandırıla bilirdi...
Hemen akabinde rakibin uzun çıkışına yanlış oyuncuyla yakalanmak problem oldu...
Eren, avantajlı olduğu bir durumda pozisyon değerlendirmesini yanlış yaptı...
Arkasına aldığı rakipten teması almasıyla birlikte dengesi bozulurken, rakipte kendini dağıtarak yerde döndü...
Saniyeler içinde yaşanan pozisyonda hakem de yanlış yorum yapıp, yanlış karar verdi!
İki yanlış sonucu, yanlış bir Kırmızı karta dönüşüverdi...
Keşke, o pozisyonda, Eren yerine, Taha ya da Mehmet olsaydı...
Orada, birebir durumda Eren’in yakalanması talihsizlikti...
Kırmızı kart sonrası yapılan Sedat-Hamza değişimi yapılabilecek en akıllı değişimdi...
Piyango Sedat’a vurdu.. . Ama doğrusu da buydu...
Zaten, müsabaka boyunca Pablo hoca oyuncu değişimlerinin tamamında akıllı ve yerinde davrandı...
Maç süresinin tamamı içinde, bir eksik olmamıza rağmen takım savunmasını iyi uyguladığımızı söyleyebiliriz...
Ayrıca;
Fizik-Kondisyon olarak da rakipten çok daha iyi olduğumuzu söylemek mümkün...
Özellikle, oyunun 60.dakikasından itibaren çok iyi geçiş hücumları gerçekleştirdik!
Yakaladığımız pozisyonları gole çevirebilsek, 10 kişi ile fark yapabilirdik...
Bir de;
Serbest atışlardaki kafa vuruşlarında kaleyi bulabilseydik, yine golü hanemize yazdırmak kolay olacaktı...
Rakip, ilk yarı boyu uyguladığı ofsayt taktiği ile hücum girişimlerimizi akamete uğratsa da;
Golü yedikten sonra dağılarak, taktik anlayıştan uzaklaştı ve koptu...
Bu durum, takımımızın geçiş oyununa büyük katkı yaptı...
İkinci bölgede iyi yer tutup iyi top kazanımlarımızın neredeyse tamamı pozisyon olarak gerçekleşti...
Zorlu bir uzak deplasmandan böylesine kazanarak dönmek çok sevindirici...
Çünkü;
Bu Pazar kazanırken de kazanmanın keyfini yaşadık...
En yakın takipçimiz olan Karşıyaka’nın evinde yine puan kaybetmesi;
Bursasporumuza kazanırken de kazanma şansı verdi…
Oyuncularımızın tamamının vermiş oldukları mücadele ve özveriye karşı, teşekkür etmeyi bir borç olarak görüyorum...
Ayrıca, Bora Yılmaz’ın ikinci yarı oyuna girerek koyduğu artı katkı çok değerliydi...
Kadro yapılanması çok akıllıca olduğu için, kulübeden gelen katkılar anlam kazanıyor...
En yakın takipçimizle 6 puan farkı yakaladık...
Ama sadece o kadar...!?
Aynı disiplin aynı inanç ve aynı mücadele gücüyle, yürekten istemeye devam etmeliyiz...
Bu güne kadar;
Belli oldu ki biz Bursaspor futbol takımı olarak bu klasmanın üstü bir takımız...
Bu durumumuzu bu güne kadar hiç dillendirmedim...
Fakat böyle olduğumuzu bütün şehir biliyordu...
Şimdi dillendirmekte bir sakınca görmemekle birlikte;
Futbol oyununun her türlü eyleme açık olabileceği gerçeğini kesinlikle gözardı etmemeliyiz...
Gelecekte de, her maç ve her rakip bizim için değerli ve tehlikelidir...
Mutlu sonu yaşayabilmek için;
Gerçeklerden ve disiplinden kopmayarak, vakur ve emin yürüyüşümüz devam etmelidir...!