Tam bir aydır yazmamak için direniyorum.. İki ayrı yazı yazdım, çöpe attım.
Bahse konu tabi ki Bursaspor ve son gelişmeler..
Yazmaktan neden imtina ettiğime gelince; tarafsızlık ilkesine olan inancım ve saygım.
Hem Bursaspor Divan kurulu üyesi hem de başkanlık kurullarından olan Sicil kurulunda görevli olmam hasabiyle; topa girmemin etik olmayacağını düşündüm ve hissettim.
Ancak, yine de, oyun kurucu görevini üstlenmeden, halı saha tarzında üç, beş pas yapmadan, işin gerçeğine bu kadar da uzak kalmamam gereğine karar verdim.
Bursaspor ve camiasında bir aydır yaşananları, olup, bitenleri her ilgili biliyor, her Bursasporlunun da malumu..
O nedenle, bir aylık sürecin izahı ve yaşanılanları tekrarlamanın bir gereği olmadığından hareketle, direkt son tahlile girmek daha doğru olur diye düşünüyorum.
Deniliyor ki, camia bölündü..
Evet.
Birçok konuda olan bu bölünme modası Bursaspor camiasına da gelmiş.
Herkes herşeyi çok iyi biliyor ve herkes, herkesten de fena halde haklı konumunda görüyor kendini...
Bu sosyal medya denen şey acayip güzel..
Güzel olmasına güzel de; acayip de yorucu be dostlar..
İlgili konu üzerinde yoğunlaşılınca, öyle bir belirleyici güç oldu ki; tut tutabilirsen, baş et, baş edebilirsenn..
Şimdi, konumuz, Recep Günay başkanın görevi bırakıp, kongreye gitmesi...
Aday çıkmaması şartıyla, Ali Ay başkanın ben varım, hazırım, demesi..
Bu durum, bana göre, bir camia bölünmesinden ziyade, tam anlamıyla bir kısır döngü durumudur.
Bursaspor açısından bu olayın taraflarının kendilerince argümanları mevcuttur.
Anlaşılabilir, kabul edilebilir gibi de görebiliriz.
Ama, fakat, lakin..
En önemli argüman bence nakittir nakittir..
Ve
Vakit de nakittir..
Bursaspor'un ivedilikle hem vakite hem nakite ihtiyacı vardır..
Değerli arkadaşım, kıymetli başkan Recep Günay
Bir Bursaspor sevdalısı olarak üzerine düşeni yaptın.
Olağanüstü durumların olağan adamı olarak rol aldın.
Sözler verdiğin ifade ediliyor.
Hattâ, verdiğin bu sözleri yerine getirmediğin için; Divan kurulu başkanımızın, tarafsızlık ilkesini göz önüne almayarak; olayın muhatabı olaraktan, gidip imza verdiği de biliniyor.
Her ne kadar, "ben, kişilerin demesiyle hareket edecek insan değilim" desen de, senin de insancıl, naif, mantıklı bir yönün olduğunu biliyorum.
Ve buna güvenerek, bir de ben diyorum ki;
Hadi başkan, yapacağını yaptın, göreceğini gördün..
Otur arkadaşlarınla, ekibinle tarihi kararını al ve rahatla.
Evet evett.
Vallahi rahatlayacaksın..
Şampiyon marka Bursaspor'un tarihine ismini şanınla yazdır.
Kimseler diyor diye değil; aklın yolunun dayanılmaz acı gerçekleri bu durumu mecbur kılıyor diye başkan.
Sen, uğruna kafa yorduğun bu kulübün sevdası ve dosyaları ile yine yoluna devam et arkadaşım.
Bu camianın sana ihtiyacı bitmez.
*** *** ***
Gelelim kıymetli Ali Ay Başkana..
Kıymetli başkan,
Camiadan büyük baskılar yediğinizi biliyorum.
Aileniz ile bile bu manâda ters düştüğünüz konuşuluyor.
Ancak, geçmişe dönük tüm handikaplarınıza rağmen; farklı bir anlayış ve farklı bir yapılanma ile sizin de bu şampiyon kulübün tarihine isminizi şanlı tarafından yazdıracağınızı ümit ediyorum.
"Hataların adamı Ali Ay" tanımlamasından sıyrılıp, daha profesyonel destek ve inanış ile ekip anlayışına önem vererek; bu işi kotarabileceğinize olan inancımı sunuyorum..
Bu arada, size hiç oy vermemiş ve o ünlü 1060 kişi arasında olmayan kongre üyesi olduğumu da ifade edeyim.
Değerli okurlarım, dostlarım, arkadaşlarım.
Eğer, bu kısır döngü içinden kurtulabilirsek;
Şartlar ve şanslar yardım ettiği taktirde, üç sezon sonunda Süper Lig bizim için hayâl olmaktan çıkabilir.
Amaaa..
Her Bursalı ve Bursasporlu artık takkesini önüne bi koysun lütfen..
Biraz daha az bilip, biraz daha az görelim..
Kibir, bizim buralara gelmemizdeki etmenlerden biridir.
Şımarmadan ve şımartmadan haydi yeni ufuklara pupa yelkenn..
Yorumlar
Kalan Karakter: