Tam üç puanı aldık, derken; uzatmanın da uzatmasında yediğimiz talihsiz gol, başımız üstünden kaynar sular inmiş gibi; her yerimizi yaktı, dağladı.
Oysa, ne güzel de gidiyordu!
Devre arası takıma yaramış, kulübe daha bir kuvvetlenmiş, opsiyonumuz artmış, oyuncuların öz güveni yerine gelmiş, diye düşünüyor ve seviniyorduk.
Klasmanın önemli bir takımını yenip, üç puanı hanemize yazdırmanın eşiğinden dönerek, sevinmenin haram mı olduğu kaygısına kapıldık.
Bu sezon Bursaspor takımımızı belki de ilk defa savunma prensiplerini bu kadar güzel uygular bulduk. Mücadele seviyesinin üst düzey olduğu, takım savunmasının ideal ölçülerde kusursuz yapıldığına tanık olduk.
Özelikle, rakibe dönme fırsatı vermeden yapılan ilk müdahaleler ile ikili sıkıştırmalar sonrası geçiş oyununu geniş alanlara yayarak, rakibi kademesiz yakaladık.
Golün dışında, fişi çekecek pozisyonlar da yakaladık.
Olmadı!..
Maalesef olmadı!..
Kaçan bu üç puan, oyuncuların olduğu kadar, camianın da öz güvenini kırmaz inşallah, diyorum.
Kara bulutları dağıttık mı acaba görüntüsü ve duygusu yaratan bu müsabaka; biraz da şans seninle olacak, dedirtti bizlere.
Son saniyelerde savunmanın sol tarafına atılan yüksek topa sahip olan rakip oyuncunun demarke bırakılması, uzatmaların getirdiği motivasyon eksikliği diye düşünüyorum.
Evettt.
Bu halde yapacak bir şey yok artık.
Büyük balık fena kaçtı.
Ancak, bugün sahada gördüğümüz futbol duruşu camiaya umut ışığı yakmıştır sanırım.
O zaman...
Öyleyse...
Hayat devam ediyor, diyerek; süngümüzü düşürmeden bu işin altından kesinlikle kalkacağımız inancıyla sert mücadeleye devam, diyorumm.
Yorumlar
Kalan Karakter: