Bursaspor'umuz adına büyük çalkantılarla geçen üç aylık süre sonunda futbol sezonu başladı.
Camiamız için hayırlı ve uğurlu olsun inşallah.
Artık bundan böyle sahayı, oyun ve oyuncuları, teknik ekibi, taraftarı ve nihayetinde yönetimi konuşacağımız; yazacağımız uzun bir maratona başlıyoruz.
TFF'nin yaptığı incelemeler sonucu, Sütaş Timsah Park stadında oynama izni gelmeyince; müsabakaya Minareliçavuş sahasında çıkmak zorunda kaldık.
Üstelik, geçen sezondan kalma seyircisiz oynama cezası da beraberdi.
Sezonun ilk maçını arzu ettiğimiz ve beklediğimiz 3 puan ile bitiremedik.
İdari sorunlar yaşayıp; müsabakaya çıkıp, çıkmayacakları dahi konuşulan Mersin ekibine karşı, evimizde galip gelmeliydik.
Klasik söylemle, sezon başı, ilk maç deyip; değerlendirmeleri öyle yapalım..
Öncelikle; takımı öne taşıyacak oyuncu eksikliğimizi işaret ederek; öyle başlayalım.
Pazar günü bu takımda Hasan Ayaroğlu olsaydı; geçiş oyunlarında büyük başarı sağlayıp, çok rahat sonuca gidebilirdik.
Rakibin ilk 45'de yaptığı sıkı savunma kilidini, adam eksilterek, dikine driplinglerle açacak oyuncu eksiğimiz var.
Ayrıca, ikinci devreye hücum aksiyonu alarak başlayan rakibin, savunmasını da öne çıkarmasıyla oluşan savunma arkası geniş alanlar için Enver Cenk Şahin'i aradı gözlerimiz...
Sol dışta oynayan Çağatay'ın bireysel becerileri ile hareket getirdiği bölgesi; sağ dışta karşılık bulmadı..
Keşke Cenk Şahin olsaydı.. O koridoru dağıtır, sonuca rahat giderdik.
Futbol oyununda oldukça eksikleri görülen zayıf bir rakibe karşı, merkez orta sahada daha etkin olmalıydık.
Barış Dalkıran'ın yanına, oyunun iki yönünü de oynayabilecek bir partner gerekiyor.
Hem ofansif katkıyı koyacak hem de rakibe ilk baskıyı sağlayacak bir oyun bozucu...
Bunu geçen sezon Kubilay yapıyordu.. .
Olmadığına göre; hoca, mevcut oyuncu grubu içinden bu özellikleri sahaya yansıtabilecek futbolcuyu bulup; ona, bölgenin gerektirdiği sorumlulukları öğretecek...
Nispeten zayıf bir rakiple oynamanın sonucu; özellikle, Çağatay tarafından pozisyon zenginliği yaşadık. Ancak tabelaya yansımadı.
Temel savunma prensiplerini dahi iyi yapamayan, kademe oluşturmayı bile beceremeyen bir rakibe, evimizde galip gelememek üzücü oldu.
Alınmış olan bir puana değil; kaybedilmiş olan üç puana üzüldük demek daha doğru olur.
Klasmandaki diğer takımları henüz tanımıyoruz...
Kim, kimdir; nedir; nasıldır..?
Hafta hafta yaşayıp, görüp, öğreneceğiz...
Ancak, daha ilk hafta itibarıyla;
Hasan, Kubilay ve Cenk Şahin'in büyük eksiklik olduğunu iddia ile söyleyebiliriz...
Uzun sürecek bu maroton içinde bu oyuncular muhakkak olmalıydılar...
Cezamız nedeniyle yaşadığımız transfer yasağına karşı, hiç olmazsa bu oyuncuları kadroda tutabilmeliydik.
Bu sezona; geçen sezondan dolayı daha bir tecrübeli olarak başlayan gençlerimiz ile mutlak bir uyum yaratacakları şüphesizdi..
Bu senenin oyun planı, oyuncuları ve sevgili Yalçın hoca için şimdiden bir yorum getirmemiz kifayetsiz kalabilir...
Oyun planı oturup, oyuncuların mevkisel özellikleri gerçekleşsin; ideal 11 ile bench daha belirginleşsin; zamanla, bu konuda yorumlar da yapmak mümkün olacaktır.
Bu arada, daha ilk maçtan istifa, mistifa söylemleri hiç hoş değil ve kötü amaçlı söylemlerdir.
İlk maçtan başlanırsa bu işe inandırıcılığınız kalmaz.. .
Şartlar bu..
Olan oldu, biten bitti...
Saha dışı olaylar üzerinde 3 ay tepindik.. .
Şimdi söz saha içinde...
Saat çalışmaya başladı...
Önemli olan; çalışmaya başlayan saatle uyumlu olarak;
Kulübün, yönetimsel ve finansal açıdan gidişatı izlenecek...
Gerçek ve menfaatsiz Bursaspor sevdalıları böyle düşünüp; ona göre aksiyon almalı...
Kayıp bir yıl yaşamamak dileğiyle...
Yorumlar 1
Kalan Karakter: