Zonguldak Kömürspor ile evimizde oynayacağımız müsabakanın hemen öncesi fırtına ve sağanak yağış başladı.
Kuvvetli sağanak yağışa rağmen, zemin ağır ama top oynamaya uygundu.
İlerleyen dakikalar sonrası özellikle Güney kale arkası tarafındaki yarı sahada zemin bozukluğu oluştu.
Zaten o bölge stadın en sorunlu bölgesi.
Bu şartlar altında müsabakaya istekli, inançlı, arzulu başladık.
Cezalı ve kadro dışı oyuncular nedeniyle farklı bir takım 11'i vardı.
Özelikle, merkez orta sahada Vakıfköy 'den getirilen Recep'in yanında Emre Tepegöz ile hemen önlerindeki Ömer Turan orta sahayı oluşturan isimlerdi.
Merkez'in savunma yönünde Recep, iyi işler çıkardı.
Keza, Emre Tepegöz'de, Ömer Turan ile merkezin hücum yönünü destekleyen oyuncularımızdı.
İlk defa, çabuk ve hareketli, atletik özellikli orta saha oyuncuları kullanmamız nedeniyle bölgeyi elimizde tutmakla kalmayıp; geçiş oyunlarını da layıkıyla yapmış olduk.
Savunma merkezinde Furkan Emre ve Ertuğrul öne çıkarak, dönen toplara erken basıp, ikinci bölgede çabuk top kazanmamıza neden oldular.
Bilâl ve Çağatay sol tarafta, iki Eren'imiz ise sağ kanatta olmak üzere arkalı önlü oynadılar.
2007'li gencin de genci 16'lık Enes'de Vakıfköy'den getirilip, merkez forvet olarak sahaya sürüldü.
Bursa'da yendiğimiz Ankaraspor müsabakası sonrası oynadığımız en iyi ikinci oyunu Zonguldak Kömürspor'a karşı oynadık.
Rakibi önde karşılayıp, yakın markajla top kazandık.
Kazandığımız topları gerek kanatlara gerekse merkeze dikine oynayarak oyunu domine ettik.
Merkeze dikine yapılan paslara hem Eren Güler hem Çağatay kanatlardan topsuz girişler yaparak hücumsal zenginlik yarattılar.
Yine böyle bir atak sırasında ceza sahası içinde topsuz koşu yapmak isteyen genç Enes'e rakibin arkadan yüklenmesi ile penaltıyı bulduk.
Çağatay'ın düzgün bir vuruşla yaptığı penaltı golü sonrası iyice umutlandık.
Hem iyi oynuyor hem iyi mücadele ediyorduk..Neden devamı gelmesin ki beklentisi içine girmememiz için hiçbir sebep yoktu.
Ancak, beş dakika içinde allak, bullak olduk.
Bu kadar kırılgan olunabilir mi?
Bu kadar gereksiz bir gol yenilebilir mi?
40 dakika boyunca ceza sahamıza sokmadığımız rakip, 5 dakika salladı bizi..
Yenilen gol, yine yeni yeniden kangren olmuş bölgemiz sol savunma tarafından geldi.
Oysa, arzulu, istekli güzel oyun yakalamış ve sürdürüyorduk.
Yenilen golün izahını yapabilmek gerçekten zor.
Soyunma odasına moralsiz gittik diyebiliriz.
Dönüşte, rakibin öne oynama isteğinde olduğunu gördük.
Belki sıkıntı yaşayabiliriz düşüncemize, koyduğumuz direnç engel oldu.
Zaten oyunun geri kalanı Çağatay ve Z. Kömürspor arasında geçti.
Evimizde üç gol atmanın karşılığında bir puan kurtarabildik.
Zira, iki kez öne geçmemize rağmen, üç gol yemek demek; maçı kazanamazsın demektir..
Üstelik, 9 puanlı, düşme hattındaki dört takımdan biri olan bir takımdan 3 yersen...
Nihayetinde ancak bu kadar oluyor...
Fazlası olmuyor, olamaz, olmayacak da...
Bu çocuklar bu kadar oynar.. Bu kadar mücadele eder.
Cumartesi günü saat 14'de bunu gördük.
Daha fazlasını istemek ve beklemek abesle iştigâldir...
Bundan sonrası; ya herru ya merru..
Devre arası transfer yapabilirsek ne alâ...
Yoksa; gidilen yer şimdiden bellidir...
Not: Gündüz müsabakasına çıkıyoruz; ortalık zifiri karanlık.
Hava çökmüş...
Hele tribünlerin kapalı olan köşegenler bölgesi daha da karanlık.
Orta sahaya tepeden gün ışığı biraz olsun giriyor.
Ve bizim meşhurr stadımızın ışıkları yanmıyor iyi mi?
Hani klasik meşhur deyim var ya;
"Bindik alâmete, gidiyozz kıyamete"
Son olarak!
Cavit bey'in kulübü ziyareti ile başlayan ümitler kırılmak üzere...
Kırıldı da diyebiliriz...
Bu nedenle, herhangi bir gelişme varsa; lütfen son durum ile ilgili camiaya bilgi geçin.
Resmi internet sayfasından olumlu, ya da olumsuz. Her ne ise. Yapın bir duyuru önümüzü görelim.
Yorumlar
Kalan Karakter: