İlk gelişinde şampiyonluk yaşadı..
İki sene ara verdi, tekrar döndü ve süper ligden düşmemizi engelledi..
O bıraktıktan sonra da dikiş tutturamadık ve Türk futbolunun dördüncü klasmanına kadar iniş yaptık.
Yani dibi gördük..!
Biz, kademe,kademe irtifa kaybederken ; O ise, önce vatandaşlık işlemlerini halledip, sonrasında da antrenörlük diploması edinebilmek için çalıştı.
Akabinde, Bursa Nilüfer Belediyespor’un teknik sorumluluğunu üstlenerek takımını bölgesel amatör ligden 3.Lige taşıdı.
Yani, bu sezon Bursaspor olarak bizim de oynayacağımız klasmana direkt giriş yaptı..
Şimdiyse ; bu defa, üçüncü gelişinde ; çok sevdiği Bursaspor’un başında..
Evett..
Pablo Martin Batalla, Bursa futbolunun ve Bursaspor’un sevgilisi, efendi adam evine geri geldi !
O bunu haketti..
Niye hakettiğinin bir sürü gerekçesi var.
Bunları yazmanın da bir anlamı yok!
Çünkü;
Bütün Bursa şehri ve Bursaspor camiası bu gerekçelerin neler olduğunu biliyor ve duruma vakıflar..
Sadece;
Herşeyi bir kenara koyup, sormak isterim:
Batalla’nın da dosyası olsaydı, transfer yasağını kaldırmak için, onunla, 1 Milyon küsür Euro alacağı nedeniyle anlaşma yapılacak mıydı?!
Türk Lirası olarak, yaklaşık 50 Milyon..
Hadi, Edebiyattaki mübalağa sanatını kullanarak ; sıfırları atılmış eski para ile 50 Trilyon diyelim de daha vurucu olsun..
Artık, söylemesi kolay, duyması alışkanlık haline gelen bu ciddi rakamlar adamı bozar..
Çakıl taşı değil ki arkadaş..
Ama “o adamı” bozmamış işte..
Bir nevi, bir kalemde silmiş gibi sanki..
Bursaspor, bundan sonraki kariyeri adına Pablo’ya bir şans kapısı olmakla birlikte ;
Pablo’da Bursaspor için bir şanstır..
Zehir gibi futbol zekası ve oyun anlayışı ile; hem kendinin hem de bizlerin yüzünü kara çıkartmayacaktır diye düşünüyorum.
Hele, hele ;
Şu transfer yasağı kabusundan ve kamburundan bu takımı kurtaran Enes Çelik yönetimi, doğru futbolcuların alımını gerçekleştirirse ;
Pablo’lu Bursaspor, silindir gibi ezer, geçer..
Hiçç karın ağrıları çekmeden, play-of gibi işlere maruz kalmadan, kafadan bir üst klasman gelir inşallah.
Ahh ahh..
Şu son bir aydır camiadaki gelişmeleri gördükçe isyan edesim geliyor..
Bu güzel gelişmeler ışığında, yanıyorum kayıp giden koca bir yıla ve klasmana..
Oysa, yeni yönetim ve onun getirdiği dinamizm ile önümüzdeki sezon Trendyol 1.Ligde olmamız işten bile değildi..
Uyarılara rağmen, yapılan idari yanlışlar ve kararlar sonucu, ehil olmayan, yetersiz ellere resmen teslim edilen Bursaspor’un, babalar gibi koskocaa uzunn bir yılı çalındı..
“Bir müsibet bin nasihatten iyidir”denir ya..
Biz de öyle kabul edip, kaderimizi yaşayalım bakalım..
Çocuklar inanınn
İnanınn çocuklarr
Güzel günler
Göreceğiz
Güneşli günler
Motorları
Maviliklere süreceğiz..
Güzel günler
Göreceğiz
Güneşli günler..
Hem de çok güzel günler göreceğimizin inancıyla ;
Enes Çelik başkan ve takım arkadaşlarının bu güne kadar yapmış olduklarının, yapacak olduklarının teminatı olduğunu hissederek, işlerinin rast gitmesini diliyorum..
Sinan Bür yönetiminin getirmiş olduğu bir uygulama olan, asil yönetim kurulu üyelerinin dışında, yedek üyelerin de yönetime bilfiil dahil edilip, sahada görev almaları hususunu, Enes Çelik yönetiminin de uygulaması takdire şayan..
Üstelik, oluşturdukları yüksek katılımlı icra kurulları ile de yönetimsel anlamda güç oluşturulmuş olması çok yerinde..
Bayram öncesi gittiğim Özlüce tesislerinde çok sıkı bir trafiğe ve çalışmaya şahit oldum.
Başkan dahil, asili, yedeği, icra kurulu üyeleri topyekün görev paylaşımını yapmış, harıl, harıl çalışıyorlar..
Allah yardımcıları olsun.. Kolay gelsin..
Tüm okuyucularımın ve dostlarımın bayramı kutlu olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: