Asgari ücretin 8 bin 500 lira olması, ne çalışan kesimi memnun etti ne de iş veren kesimi.
İşçinin cebine girecek olan 8 bin 500 lira iş verenden 11 bin 750 lira olarak çıkacak çünkü…
Peki, işçiyi enflasyona ezdirmemek için yapılan bu yükseliş, enflasyonu tetiklemeyecek mi sizce?
Tabi ki tetikleyecek…
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis toplantısı 27 Aralık 2022 günü yılın son toplantısını gerçekleştirildi.
Meclis gündemine 2023 yılının ekonomik öngörü tablosu dikkat çekti.
Anladığımız kadarıyla bu enflasyon canavarıyla 2023 yılında da mücadele etmeye devam edeceğiz.
***
Fakat, benim asıl dikkatimi çeken kişi, Bursa’nın en büyük ve en çok olan özel okullarının sahibi Gıyasettin Bingöl’ün açıklamalarıydı.
Bursa’nın en büyük okullarına da sahip olsanız, eğitim gibi en hayati konuda hizmet de satsanız, bu enflasyona yenik düşebiliyorsunuz.
Açıkçası ben şaşırdım…
Çünkü genel olarak ben olaylara vatandaş tarafından bakan bir yazarım.
Lakin, bu durumun vatandaşa yansımalarını genel olarak atladığımı fark ettim.
***
Gıyasettin Bingöl’ün BTSO Meclis Kürsüsü’nden dile getirdiği sıkıntılara teker teker bakalım…
Birincisi pandemi döneminde, en fazla mağdur olan sektörlerin başında geliyor, eğitim ve özel okullar. Tabi ki, bu durumun hıncı da velilerden ve öğretmenlerden çıkmıştı…
Bununla ilgili de defalarca yazmıştım. Yemek parasına zam yapmaları, servise zam yapmaları, öğretmenlerin maaşlarının ödenmemesi gibi birçok konuyu gündeme taşımıştım. Bu sorunlar devam ediyor mu? Evet!..
Fakat bir de özel okul tarafından baktığınızda, kapalı kaldığınız süre boyunca ‘müşteri’ gözüyle bakılan öğrenciler teker teker okullardan ayrıldılar ve devlet okullarına kayıtlarını yaptırmaya devam ettiler. Aslında özel okullar öğrencisiz kalma tehdidiyle karşı karşıya kalmışlardı.
İşte tam bu noktada Gıyasettin Bingöl, “Bir önceki Milli Eğitim Bakanımız çok yanlış politikalarda bulundu. Dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ülkelerden biri olan Almanya’da koskoca pandemi boyunca okullar sadece 23 gün kapalı kaldı. En fazla okul kapatan ülke İtalya oldu onlar da 2 ay 10 gün kapattı okullarını…” dedi…
O zaman da söylemiştik. En son kapatılması gereken eğitim kurumlarının ilk önce kapatılmasının yanlış olduğunu…
Bir başka konu ise artan maaliyetlere rağmen, özel okulların zam oranının devlet tarafından belirleniyor olmasıydı.
“Milli Eğitim Bakanlığı bizlere dedi ki, zam oranınız yüzde 36. Tamam peki yüzde 36 oranında zam yapalım da, bizim giderlerimiz aynı oranda artmadı ki… Mesela enerji giderleri 4 kat arttı. Personel giderleri 4 kat arttı. Servis ve yemek giderleri 5 kat arttı. Eğitimde yıl içerisinde bir kez zam yapabiliyorsunuz. Ama bizim haricimizdeki her sektörde zamlar ardı ardına yapılabiliyor.”
Böyle düşününce şu anda yapılacak zam özel okulların enflasyon karşısında nasıl da teker teker bittiğinin göstergesi olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Gıyasettin Bingöl acı tabloyu şu sözlerle özetledi:
“Fiyat artışlarının piyasaya yansıması şu: 23 okul iflas etti. 18 okul iflas masasında oturuyor. Geri kalanlar ise can çekişmektedir.”
Bugün bir öğrencinin yemek ve servis masrafı hariç günlük okul masrafının 64 lira olduğunun bilgisini veren Gıyasettin Bingöl, son olarak da artan kira fiyatlarına değinmeden edemedi…
“Devlet kira artışlarına bir üst sınır koymuş. Nedir o yüzde 60!.. Peki bize yansıyan kira artışları ne yüzde 200, 300… Ben Bursa’nın en büyük holdinglerinden birinin kiracısıyım. Yüzde 150 kira zammı istiyor. Bugün Bursa’da 27 okul 500 bin TL ile 900 bin TL arasında kira ödüyor.”
Özel okullar her şeyden önce bir ticarethane… Öncelik kar etmek elbette. Bu mantıkla kurulmuş okullar öğrencilere verdiği eğitimle farklılığını ortaya koymak zorunda. Yoksa zaten özel okula falan ihtiyaç olmaz. Ancak, kira artışları altında ezilen özel okullar batmaya mahkum…
Yanlış anlaşılmasın batan özel okullar sadece okul sahibini batırmıyor. O okulda canını dişine takıp çalışan öğretmenleri de işsiz bırakıyor. Devletin geleceğe yönelik bir planlaması olmadığından da bu öğretmenler maalesef işsiz kalmak zorunda kalıyor.
Aynı zamanda okuldaki öğrencilerin de okulsuz kalma ihtimali oluyor. Devlet şu anda zaten öğrencisine yetemezken, daha fazla öğrencinin devlet okullarına kayıt olması daha maliyeye eklenen bir yük daha olur…
***
Son Not!..
Özetle şunu söylemek istiyorum. Çarklar teker teker dişli atmaya devam ediyor. Atan her dişli farklı bir makineyi bozuyor. Eğer zamanında müdahale edilmezse bir anda bu makine patlayacak… Ve maalesef yerine yenisini alacak bir gücümüz de olmayacak…
***
Bir de Gıyasettin Bingöl’ün 3 isteğine bakalım birlikte:
“1- Kira konusunda insaflı ve dikkatli olunmalı.
2- 500 ila 700 dolar arasında maaş ödeme politikası var. Bu nedenle yapılan kara propagandaya kulak asılmaması…
3- Eğitimciler, hiçbir zaman başkasının çocuğu üzerinden pazarlık yapmamalı. Şu anda 150 bin, 200 bin hatta 300 bin TL isteyen okullar olmuştur. Ama inanın bu sene bu konuda tüm eğitimciler ciddi sıkıntı içerisindeler. Amacımız kar elde etmek değil, gelecek yılımızda da ayakta kalmaya devam edebilmek…”
***
Özel okulların kötü şöhretlerini bir kenara bırakırsak, Gıyasettin Bingöl’ün isyanına hak vermemek elde değil. Fakat, Bingöl isyanını yanlış tarafa yapıyor!..
Yorumlar
Kalan Karakter: