Verimli arazilerimiz ve mera alanlarımız teker teker yok oluyor…
2006 yılında 420 bin hektar olan tarım arazisi şu anda 363 bin hektara kadar düşmüş durumda.
54 bin hektar civarında arazi, sanayileşme ve kentleşmeyle tarım dışına çıkmış… Sadece sanayileşme ve kentleşmeyle de değil, aynı zamanda sularımız ve havamız kirletilmiş, toprağımız da verimsizleştirilmiş…
Tarım ve turizm kenti olması gereken Bursa, artık sadece sanayi kenti olma yolunda ilerliyor.
Sanayi kenti olmak zorunda mıydı?
Daha önce de yazmıştım… Bursa’yı İstanbul planladı, kaderimizi İstanbul’da yazdılar…
***
Tüm Marmara bölgesini çevreleyen otoyol bir taraftan İzmir’e kadar uzandı, diğer taraftan Ankara’ya kadar uzanmak üzere…
Her yeri otoyollarla bağlayan hükümetimizin düşüncesi de tam bu otoyolun kenarına sanayiler yapmak…
TEKNOSAB da bu şekilde Karacabey’deki alana kuruldu.
Denize yakın, otoyola yakın, eğer bir kez daha ertelenmezse Yüksek Hızlı Trene de yakın olacak 2025 yılında…
Lakin, bölge şehir merkezine o kadar uzak ki, işçileri her gün getir götür, meselesi olacak. Ama bunun da yolu bulundu…
Uydu-kent…
Bu problem de TOKİ’yle çözüldü/çözülmeye çalışılıyor…
Bursa’ya yapılacak TOKİ’lerden bence en önemlisi Karacabey TOKİ’ydi…
Çünkü hemen TEKNOSAB’ın yanına yapılacaktı. Normalde dar gelirli vatandaşların barınma ihtiyacını karşılamak için çalışması gereken TOKİ, bir bakıma TEKNOSAB’a çalışmış oluyordu…
TOKİ’nin yapılacağı Yenikaraağaç Köyü’ndeki yere şehrin bilim insanları tarafından karşı çıkıldı…
Arazi Uluabat Gölü’ne çok yakın bir yerde ve RAMSAR kapsamında bulunuyor...
Buraya değil TOKİ yapmak, normal bir ev bile yapamazsınız normal şartlarda…
Ama Türkiye’de ne normal bir şart ki?
Şehri yönetenlerin umurunda bile değil…
Mesela Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, konutların buraya yapılmasına karşı değildi!..
***
Velhasıl gelen tepkiler üzerine TOKİ’nin Yenikaraağaç Köyü’ndeki tarım arazisine yapılmasından vaz geçildi…
Peki onun yerine neresi gösterildi derseniz?
İşte aşağıdaki haritada yeri…
Burası da mera alanı…
Bakımsız mera alanlarımızdan birisi ama…
Yani kimsenin hayvan otlatmadığı bir yer!..
Bu durum yapılaşmaya açmak için geçerli bir sebep mi?
Bence değil ama…
Yıldırım Belediyesi’nin ‘zaten orada kimse hayvan otlatmıyor, kullanılan bir mera alanı değildi’ diyerek Samanlı Mahallesi’ndeki mera alanına lojistik merkezi yapılmasını istememiş miydi?
Aynı şey işte!..
***
Türkiye’nin et ve süt konusunda ne kadar da gerilere düştüğünü biliyoruz.
Bunların en önemli nedenlerinden biri de yem fiyatları ve girdi maaliyetleri.
Peki hayvancılığın yapılması için bu mera alanlarına sürüleri neden götürmüyoruz…
Bakımsız mera alanlarını bakımlı hale getirmek çok zor değil… Hatta yeni konutlar yapmaktan daha kolay…
Bedava yem kaynağımız varken, bizi satın almaya iten şey nedir?
***
Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çakmak, Bursa özelinde mera alanları açısından aslında zengin olmadığının altını çizdi.
“Toplamda 2300 hektar civarında mera alanı var. Bunların bir kısmı da zaten bakımsız mera alanı. Ama bakımsız meralar, ıslah edilerek kullanılabilir hale getirilebilir.
Mera kanununda diyor ki; eğer bakımlı bir mera varsa orada kamu yararına dahil olsa mera alanı dışında kullanım yapılamaz.
Kanun bu kadar net ve keskin.
Ama kanunda şu da geçer, eğer bakımsız mera olarak sınıflandırılmışsa, buraya kamusal yatırımlar yapılabilir.”
Mera alanları önce bakımsız hale getiriliyor, daha sonra da kamusal yatırımların yolu açılıyor.
TOKİ’de bir kamu yatırımı olarak gösterildiği için… Devamını siz getirin…
Merak ediyorum…
Mera alanları ıslah edilmek yerine neden imara açılıyor?
Hayvancılık faaliyetleri daha da azalsın, et ve süt ürünlerinin fiyatları artsın, dışarıdan ihracat yapalım diye mi?
***
Son Not!..
Şehrin tamamını ilgilendiren konularda nedense sadece bir kısmın istekleri doğrultusunda hareket ediliyor.
Peki ama neden?
Bugün verdiğiniz kararlara gelecekte çocuklarınız karşı çıkmayacak mı?
Tarihsel bütünlük içerisinde şehir için karar almanız gerekmez mi?
Yarın, gerçekten etin nasıl bir tadı olduğunu bilmeyen çocuklarla, yeterli süt ürünleri tüketmediği için yeterli mineralleri alamayan çocuklarınızın gelişememesi bu kararları verenler nedeniyle olmayacak mı?
Yorumlar
Kalan Karakter: