Neredeyse sıfır enerjili binalar (nSEB) mümkün mü?
İnsanlık olarak dünya kaynaklarını tüketmek üzere ant içmişiz sanırım…
Son 200 yılda kullandığımız doğal ve beşeri kaynaklar, milyarlarca yıllık dünyada kullandığımız kaynakların milyonlarca katı kadar…
Suyumuz tükeniyor, toprağımız tükeniyor, enerjimiz tükeniyor, rüzgarımız bile tükeniyor…
Yenilenebilir kaynaklar, yenilenmeye muhtaç duruma gelecek çok az kaldı!..
Türkiye’nin yıl içerisinde kullandığı kaynak, geçen yıl 21 Haziran’da tükendi. O günden itibaren de geleceğe borçlu olarak yaşamaya devam ettik.
Zamanında çok dalga geçtiğimiz ama ne kadar da haklı olduğunu şimdi şimdi daha iyi anladığımız bir videoyu ekliyorum buraya…
Bu çocuk birçok ülkede izleyenleri göz yaşlarına boğarken bizim ülkemizde sadece tebessüme neden olmuştu.
Ama bir kez daha izlediğimizde aslında bir kıvılcımı tutuşturduğunu hissedebiliyoruz.
Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat konusunda oldukça kararlı…
Öyle ki, bu mutabakata uygun üretilmeyen hiçbir şeyi almıyorlar.
“Önce çevrene saygı duyacaksın” diyor bir nevi!
Seni çevreye saygı duymaya zorluyor…
Kriterler tamamen buna yönelik.
İşte sırf bu nedenle yüzde 100 yeşil fabrikalar hayata geçirilmeye çalışılıyor.
***
Peki ülkemizde ne yapılıyor?
Aslında birçok Avrupa Birliği kriteri bizde de uygulanıyor (!) mu acaba (?)
Yani hemen hemen her şeyde olduğu gibi kağıt üzerinde uygulanarak bırakılıyor mu… İşte tam bu noktada hiçbir fikrimiz yok.
Çünkü şeffaf değiliz.
***
1 Ocak 2023 itibarıyla yeni bir yönetmelik daha hayatımıza girdi.
"Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" kapsamında 5 bin metrekareden büyük olan tüm binaların enerji performans sınıfının en az “B” olacak şekilde inşa edilmesi ve tükettikleri enerjinin en az yüzde 5’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamaları zorunluluğu getirildi.
Özetle binalar artık kendi enerjisini kendisi üretmek zorunda.
Ama tabii ki tüm binalar değil. Sadece yeni yapılacak binalar ve 5 bin metrekareden büyük olan tüm binalar.
Şimdi asıl soru şu:
Parsel bazında 5 bin metrekare mi yoksa, inşaat alanı olarak hesaplanan 5 bin metrekare mi?
Aslında daha birçok akılda kalan sorular için Bursa Akademik Odalar Birliği’nde bir panel düzenlendi.
Yeni yönetmelikle ilgili tüm merak edilenleri, Elektrik Elektronik Mühendisi Asım Sarıcı, Makina Mühendisi Hamit Mutlu ve Mimar Hürkan Topuz cevaplamaya çalıştı.
Panele katılım oldukça fazlaydı.
Hemen hemen sektörün tüm temsilcileri oradaydı.
***
Binalar gerçekten de kendi enerjisini üretebilir miydi?
Evet aslında bu yapılıyor.
Bol bol güneşten yararlanıyoruz.
Çatımız güneş enerji panelleriyle dolsa ve bu enerjiden de elektrik üretiliyor olsa aslında her damlasına muhtaç olduğumuz sudan ülke olarak büyük bir tasarruf edebiliriz.
Kaldı ki, sıcak su için de bu panelleri kullanırsak sıcak su için fazladan elektrik ve su da harcamayız…
Daha nice tasarruflar yapılabilir.
Türkiye’de güneş panelleri kendini 4 yılda amorti edebiliyor.
Ama neden müteahhit böyle bir ev yapsın ki, ekstra kazancı ne olabilir?
***
İşte asıl sorun tam da burada devreye giriyor…
Herhangi bir zorunluluk olmadığı takdirde müteahhit kendinden ekstra para koyarak bunu yapmaz.
1 Ocak itibarıyla artık sağlayacak ama…
5 bin metrekare sınırı var.
Parseli değil, yapılan inşaat alanı 5 bin metre kare olması lazım…
Yani 4 bin 995 metrekare olursa herhangi bir zorunluluğu yok!..
Bu yaşanmadı mı?
Elbette yaşandı…
Mesela merkezi ısıtma yönetmeliği bu şekilde delinmedi mi?
***
Hemen anlatayım…
2 bin metrekare üzeri binalarda merkezi sistem yapılması zorunluluğu var.
Ama ne kadarı merkezi sistem kullanıyor?
3 bin 194 sayılı İmar Kanunu’na göre her yapı ayrı ruhsatlandırılması gerektiği için bina başına ruhsat kesiliyor.
Hal böyle olunca da bina başına 2 bin metrekarelik alan olması gerekiyor. Yani toplam inşaat alanı aranmamış oluyor.
Hatta bunu bile düşürebiliyorlar.
Sadece kullanılabilen alan (ısınma alanı) metrekaresi ölçenler bile var.
Yani merdiven boşlukları, balkonlar, havalandırma boşlukları gibi yerleri toplam inşaat alanından düşerek bir ölçüm yapıyorlar. Ve bu ölücümün sonucu 1999 metrekare çıktığı an merkezi sistemden vazgeçiliyor…
Halbuki merkezi sistem de yine enerji israfı olmasın diye yapılan en önemli önlemlerden biriydi.
Fakat bunun müteahhide yükü ağır…
Sadece kazan dairesini yapmak bile ayrı bir yük!..
2 bin metrekarenin altındaki binalarda büyük kar sağlanmış oluyor.
Düşünsenize sadece tesisatı çekiyorsunuz ve işiniz bitiyor. Hatta çoğu binaya radyatör bile takılmadan satılıyor…
Nasıl olsa evi alan kişi kombisini takacak…
İşte aynı mantık burada da devreye girebilir.
5 bin metrekare alana sahip olabilecek binalar genel olarak 9-10 katlı binalar olacak yada sanayi yapısı olacaktır.
***
Son Not!..
Gerçekten verimlilik isteniyorsa, gerçekten daha uygulanabilir yönetmelikler çıkarılmalı…
Tabii ki bu da bir adımdır.
Fakat, daha büyük adımlar atılabilir!..
Yorumlar
Kalan Karakter: