Pazar günü evimizde 6 puanlık bir müsabakaya çıktık.
Galip gelebilseydik, düşme hattının hemen üstünde olan rakibimiz Serik Belediyespor ile aramızdaki puan farkı 11 olacaktı.
Nefis bir hava, mükemmel bir zemin ve coşkulu taraftar topluluğu önünde kazanmamız engellendi..
1.Ligde ilk üç içinde kafaya oynayan komşu Kocaeli’nin taraftarından daha çok sayıda ve coşkulu olan Bursaspor taraftarına çok gördüler galibiyeti..
İki hafta önce bizim ceza sahası içindeki pozisyonu dışarıya taşıyıp penaltı vermediler.
Pazar günkü Serik Belediye maçında rakibin ceza sahası dışındaki pozisyonu ise içeriye taşıyıp, penaltı yarattılar.
Üstelik tam da devre arasına iki farklı gireceğimiz uzatmanın da uzatmasında..
Hadi süper ligi dizayn ediyorsunuz, heyecan kaybolup, sihir bozulmasın diye..
Be arkadaş ikinci ligide mi dizayn ediyorsunuz?
Yoksa, derdiniz Bursa ve Bursaspor mu..?!
Vallahi yazık oluyor bu şehire !
Zaten en büyük hatayı şampiyon olarak fincancı katırlarını ürkütmekle yaptık..
O gün, bu gündür, içimizdeki kemirgenlerin de iştahı ile İstanbul dükalığı paralel hareket edince buralara geldik.
Bir de herkesin bildiğinden daha çok bildiğini sanan ve inananlar var.
Neymiş? Hakemi de yenecek mişiz !?
Ee öyle beylik sözlerle olmuyor bu işler..
“Hakemi de yencen”
Olur. Emrin baş üstüne !
Daha bir ay önce bu takım gol atamıyor, gol pozisyonuna giremiyor, diyorduk.
Takım futbol adına bir şeyler oynamaya başlayıp, gol atınca;
“Hakemi de yencen”
Yok;
O işler pek öyle olmuyor işte..!
Eveett.
Bu saatten sonra pek faydası yok belki ama; biraz da karşılaşmaya değinmek isterim.
Özellikle son üç haftadır, sürekli eleştirdiğimiz takımımızda, bir ay öncesine göre, futbol oyunu adına gözle görülür bir ilerleme var.
Teknik manada futbol aklının takıma yansımalarının olumlu olduğunu hissediyor ve öncesine göre futbol heyecanını yaşayabiliyoruz.
Böyle olduğunu görünce de keşkelerimiz artıyor..
Ahh ahh keşke be arkadaş, keşkee..
Geçen hafta Serik Belediye’yi izleyip raporlayan Sedat abiye (Sedat 2 ) sorduğumda;
Ümit hocanın bu rapor doğrultusunda bir plan şeklinin sahaya yansıdığını gördüm.
Savunmamızı öne çıkarıp, ikinci bölgede kalabalık oynayarak, savunma arkası uzun toplarla Çağatay’ı demarke buluşturmak..
Bu oyun tarzıyla ilk 8 dakikada Çağatay net iki pozizyonu heba ederken, daha zor olan iki pozisyonu gol yaparak, yapamadıklarının yerine koydu.
Üstelik, Çağatay takım oyunundan bağımsız oynuyor. Çok koşmuyor, ikili temaslara girmiyor, baskı koymuyor.
Ama teknik kadro onun en verimli olabileceği ve katkı koyabileceği pozisyonu iyi analiz etmiş.
Yusuf’un cezalı olduğu hafta, merkez orta sahadaki yaratıcı oyuncu eksikliğini, kalabalık durarak ve uzun oynayarak bir devre sürdürebildik.
17’lik Mehmet Çetin’in de çıkması sonrası, rakip, orta saha üstünlüğü ile birlikte oyununun da hakimiyetini sağladı.
Buna rağmen üst düzey mücadele ve karakter koyan oyuncularımız net pozisyonlar buldular.
Son vuruşlarda acemi ve beceriksiz olmasaydık, beş gollü bir galibiyetten söz edebilirdik.
Karşılaşmanın sonlarına doğru, olmayan penaltıyı yaratanlar, Ömer Turan’ın pozisyonunu nasıl vermediler?!
Kötü niyetin daniskası..!
Artık, bundan böyle maç maç devam edilecek.
Kötüye karşı kendimizi hazırladık zaten de;
İyi olursa bahtımıza diyeceğiz!
Ramazan ayınız hayırlı ve mübarek olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: