Cumhuriyet Halk Partisi’nin Bursa’daki çiçeği burnunda İl Başkanı Av. Turgut Özkan, yerel medya temsilcileriyle bir araya gelmek için kahvaltı organizasyonu gerçekleştirdi. Ajanslar ve yazılı basınla bir gün önce buluştu. Dijital medya temsilcileriyle (biz) ise bir gün sonra…
2022 yılının değerlendirildiği toplantıda, 2 gün üst üste aynı açıklama yapıldı. Fakat, sorular günceldi…
Söz döndü dolaştı basın özgürlüğüne geldi.
Ve yeni İl Başkanı Turgut Özkan, “CHP iktidarında basın en özgür dönemini yaşayacaktır” dedi. “Basın İlan Kurumu şu anda medyanın üzerinde bir sopaymış görevi görüyor. Ben cemiyetin avukatlığını yaptım. Sizleri en fazla anlayan kişi benim” gibi cümlelerle destekledi söylediklerini.
Ben tabii ki bu cümleye itiraz ettim… “Söylemlerinizle uygulamalarınız arasında çelişki var” dedim.
Kişi kendinden bilir işi diye bir söz vardır. Bu söylediklerimin altı boş değil!..
***
Ben yaklaşık bir buçuk yıldır okuyucularıma direkt olarak sesleniyorum. Yani onlarla konuşuyorum.
Şimdi ismini anmak istemediğim Bursa’daki iki CHP’li ilçe belediyesinden aşırı derecede baskı gördüğümü ifade edebilirim.
Nasıl mı?
***
Hatırlarsınız, ben belediyelerin haksızlıklarını ve kayırmacılığını yazarken parti ayırt etmem.
O zamanlar YeniDönem gazetesinde yazıyordum.
Birgün belediyenin biri için ‘… Belediyesi’nin paraları nereye gidiyor’ diye başlık attım.
Tabii büyük yankı yarattı bu yazı. Fakat …. Belediyesi’nden herhangi bir açıklama yapılmadı.
Ne doğrudur dendi, ne de yalandır dendi.
İddialar öyle böyle değildi…. Neyse!
***
Sanırım yazıdan 1 ay sonra falandı. YeniDönem gazetesinin 13.cü yaşını kutlayacaktık. Tabii adettendir, yıl dönümüne özel reklamlar alınır, istenir. Reklam Müdüremiz CHP’li …. Belediyesi’ni de arar ve kibarca bir ilan ister.
Karşılığı ne olmuş?
“Başkanımız Onuralp Özalp’in son yazdığı yazıdan dolayı çok üzülmüştür. Ve sizinle olan bağlantımızı kesmemizi istemiştir.
Onuralp Özalp’in görev yaptığı hiçbir gazeteyle herhangi bir çalışma içerisine girilmemesini istemiştir.”
Yahu yuh!..
Bu doğrudan tavır almak, hedef göstermektir. Başka bir şey değildir. Bu tamamen Onuralp Özalp’i yalnızlaştırmak, hatta bu piyasada iş yapmasını engellemeye çalışmaktır.
Neyse ki, o belediyenin vereceği 2 bin liralık banner parasına ihtiyacı olmayan bir kurumda çalışıyorum…
***
Bir diğer CHP’li … Belediyenin de adrese teslim ihalelerini yazılarıma taşıdım. Yazdıklarımın hepsi belgelidir, hepsi ispatlıdır.
İhale yolsuzluğunu yazdığım yazı CHP’li Belediye Başkanı’na, CHP’nin Genel Merkezi’nden gidiyor.
O başkan bu yazıyı okuyor ve arkamdan şöyle bir cümle kuruyor!..
“İlle kaldıralım mı bu çocuğu?”
Bu cümle bana kuşlar tarafından iletiliyor. Doğru olmadığına inanıyorum.
Ama doğru olduğuna inandığım başka bir cümleyi daha söyleyeyim. Bu cümleyi de sadece bir kişiden değil, birkaç kişiden teyit alarak yazıyorum.
CHP’li o belediye başkanına soruyorlar: “Hakkınızda böyle böyle bir yazı çıktı. Doğruluğu nedir?”
Basın özgürlüğünü savunan CHP’lilerin o başkanı da cevap veriyor… “Bizden para istediler, vermeyince saldırıyorlar.”
****
Ben bunları yaşamış yeni yetme, çömez, dünkü çocuk ve bu sektöre prematüre doğmuş bir gazeteci olarak sanırım erken büyüdüm!..
Ve bu yaşadıklarımın sadece birini İl Başkanı Turgut Özkan’a anlattığımda “Bundan benim haberim yoktu. Bize neden söylemedin?” diye bir cevap aldım.
Halbuki bu yaşadıklarım bir sır değildi…
Fakat daha kendi belediyelerinin basına bakışını bilemeyen İl Yönetimi’nin “Basın özgür olacaktır” sözü beni güldürmeye yetti.
Benim ardımdan Cep TV’nin İmtiyaz Sahibi Ömer Aydoğdu da Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bursa ziyaretinde yerel basın mikrofonlarının kürsünün arkasına saklanmasını ve sadece Kılıçdaroğlu’nun konuşacağı kürsüde ANKA’nın mikrofonunun kalmasını istediklerini anlattı.
Son Not!
Demek ki, koltuğu kazananın tavrı her zaman değişiyor, değişecek!..
Yorumlar
Kalan Karakter: