CHP'de ki çalkantılı kurultay sürecinde hala taşlar yerine oturmazken,
Hüsranla biten seçim sonrasında birçok kişi eteğinde biriken taşları da artık dökmek istiyor.
Sebebine gelince; seçim öncesi partinin uyguladığı, üyeleri hiçe sayan politikaları!
Seçim sürecinde İYİ Partililerden bir kesim bu ittifaktan yana olmadığını belli ettiği gibi,
Yerel seçimlere yaklaştıkça altılı masanın CHP çatısı altına güle oynaya giren partileri de bir bir tavır almaya başladı.
Yok çok talipleri varmış da, yok ne partiler istemiş ama onlar CHP’ye varmışlar veya kendileri girseymiş daha çok oy alırlarmış gibi birçok ilginç ithamlar ve açıklamalar...
Of ki ne of!
Ama partinin ismini böylesi küçümseyici bir dille ağıza alırken, öncelikle partinin kurucusuna saygı göstermeleri gerektiğini belli ki unutuyorlar.
Çünkü CHP mevcut genel başkanıyla anılmayacak kadar köklü bir parti. Bir genel başkan gider diğeri gelir ama üstelik Atatürk’ün kurduğu bir parti olarak her zaman saygıyla anmamız gerekmez mi?
Evet Kılıçdaroğlu hangi niyetle olursa olsun partiye çok zarar vermiştir.
Sırf kazanmak uğruna yaptığı ittifaklar, gizli görüşmeler ve partinin ana kademesinin bile haberdar olmadığı bol keseden vaatler...
Bunların hepsi hatalar zincirinin halkaları olmuştur. Ve partiyi uçuruma sürüklemekle kalmayıp, genel başkanlıkta kalma inadıyla, anlamsızca veya bizim anlamadığımız sebeplerle dibe sürüklemeye de devam etmekte!
İşte bu yüzden partililerin, ittifak ortaklarından çok daha fazlaydı eteklerindeki taşlar...
Ve CHP’lilerin çoğu da aslında ne öncesinde ne sonrasında bu ittifaklardan yana değildi.
Yan yana duruşları, genel başkanlık makamına duydukları saygı ve seçim zamanı bir iç karışıklığa sebep olmak istemeyişlerindendi.
Fakat artık seçim bitti. Üstelik onları tedirgin eden sebeplerle ve mağlubiyet diyebileceğimiz şekilde...
Partililer kızgın, kırgın ve artık yerel seçimler için sorumlulara karşı gardlarını almış durumdalar!
Ve bu kez ne Kılıçdaroğlu’nun ne “partinin iyiliği için” sözleri ne de partinin oy için sağa evrilmesini izlemek istemiyorlar.
Bu nedenlerle de il delege seçimleri gibi kongrelerinin de oldukça heyecanlı geçeceğe benziyor.
...
Bursa özelinde biraz inceleyecek olursak;
İl ve ilçelerde hareketlilik tam gaz devam ederken; bu noktada partide değişimciler ve diğerleri ayrılmakla beraber Bursa’da şu an oluşan durum:
İlk başlarda değişime imza atıp sonra vazgeçen Karaca’dan taraf olanlar ve olmayanlar olarak ilerliyor.
Bildiğimiz üzere eski İl Başkanı İsmet Karaca milletvekili adaylık sürecinde yerini arkadaşı Turgut Özkan’a bırakmıştı.
Şimdilerde de kendisinin genel merkezde "çok özel" görev beklentisi sebebiyle, Özkan’ı İl Başkanlığında tutma gayretiyle ilçelerde bazı isimleri destekliyor.
Fakat delege seçimleri istediği gibi olmadığı söylense de sağ gösterip sol vurma taktiği denemeye başladığı iddia ediliyor.
Hatta kendisi için bile...
Her ne kadar Turgut Özkan’ı aday göstereceği söylense de, durumu iyice analiz edip tedbirlerini aldıktan sonra yine kendisinin aday olacağını söylüyor Karaca’ya yakın isimler.
Bunun yanında biliyoruz ki, Bursa’nın en çok oy potansiyeline sahip iki büyük ilçesi de bu anlamda oldukça önemli.
Karaca’nın Osmangazi’de desteklediği aday; epeydir ismi belli olan Baran Güneş’ti.
Sonrasında haliyle gözler ikinci büyük ilçe olan Yıldırım’a çevrilmişti;
Ki, nihayet o da belli artık!
Cihan Öztürk...
İyi güzel de, aldığımız duyumlara göre bu isme Karaca’nın ekibi bile oldukça şaşırmış.
Çünkü bu isim şu aralar partide şaibelerin odağındaydı. Hatta kendisi dışında bir başka isim de onunla anılıyordu (şimdilik adı bizde kalsın)
Neydi mesele peki!
Seçim sürecinde çalışmalar için haliyle İl Başkanlığına yüklü miktarda para akışı olmuştu.
Malum bu çalışmalarda paranın en çok harcandığı yer ulaşım ve araç giderleridir.
Çokça araç tedarik edilir; mahalleler, köyler, ilçeler, yeri geldiğinde mitingler ve yine bu koşuşturmaya gönüllü katılan partililerin ulaşımı için de gereklidir. Ve seçim atmosferi gereği bu araçların her birine ve meydanlara kurulan ses sistemleri de oldukça masraflı işlerdir.
Geçtiğimiz günlerde Genel merkezden il denetimleri için Bursa’ya da gelen,
İzmir milletvekili Deniz Yücel ve Sivas milletvekili Ulaş Karasu’nun da bulunduğu ekip;
İl yönetimi ve ilçe başkanlarıyla bir toplantı yaptı CHP Bursa İl Başkanlığında...
Toplantıda söz alan il yönetiminden Ahmet Özdemir’in;
Gelir ve giderlerle ilgili sayman dahil yönetimi gelir- giderlerle alakalı bilgilendirmediğini ve seçim sürecinde partili iki isimle anlaşıldığını alel acele bir şirket kurulup (bu arada şirket nedense eşininmiş gibi gösterilmiş) araç ve ses sistemlerinin yüklü fiyatlarla bu şahıslardan kiralandığını belirtirken, il yönetimindeki kişilerin bu pazarlıklarından haberdar olmadığını açıkça dile getirmiş.
Özdemir,toplantıda bu isimleri açıklamasa da sonrasında parti içinde konuşulduğu, bazı partilinin isimleri tespit ettiği ve bu durumun huzursuzluk yarattığı da iddia ediliyor.
Ve Yıldırım ilçe Başkanlığına Karaca’nın desteğiyle aday olduğu ve yine Karaca ve Özkan’la sıkı dost olduğu söylenen Öztürk’ün aklanmadan aday olmasının örgütte bir kaosa daha sebep olacağı söylenirken,
Karaca’nın diğer ilçeler gibi Yıldırım ilçe başkanı Nihat Yeşiltaş ile de aralarının hiç iyi olmadığı da biliniyor.
Ve bu sebeplerle de birkaç gün önce il başkanlığına adaylığını açıklayan Yeşiltaş’ı bitirmek için aday gösterdiği,
Ve amacının oyları bölmek ve kendi adayı olan Öztürk kazanmasa dahi diğer aday Süleyman Ayyılmaz’ın kazanmasına sebep olarak, böylelikle Yeşiltaş’ın ekibinden İlhami Gün’ün kaybetmesini sağlamak olduğu iddia ediliyor.
Yani sağ gösterip sol vurmak dedik ya!
Ne diyelim, Karaca’ya da haksızlık mı ediliyor sanki şimdi bilemedim!
Belki o da Kılıçdaroğlu ile başlayan ve devam eden “Sağa yönel ama Sol’u vur vurabildiğin kadar” ideolojisine uyuyordur.
Kim bilir? Sonuçta Genel Başkanın ideolojisiyse, vardır bir bildiği...
Değil mi ama!
Yorumlar 1
Kalan Karakter: