Dünkü yazımda da değindiğim İYİ Parti’nin ittifaka ret yanıtından sonra Özgür Özel’in konu hakkında ne söyleyeceği merak konusuydu.
Ve Özel, beklenen açıklamayı öyle güzel sözlerle aktardı ki, üstüne İYİ Parti teşkilat yönetimlerinden “istifa etsem mi” diye kararsız kalanların netleşmesini bile sağladı sanki...
Konuşmasına Meral Akşener’le beraber ekibine ittifak görüşmelerindeki misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ederek başlarken, kararlarına saygı duyduğunu da belirtti.
Aslında bu oldukça güzel bir detaydı.
Keza İYİ Parti’nin verdiği bu kararı çoğumuz eleştirsek de, Özel haklıydı!
Sonuçta bir siyasi parti olarak, riskleri alarak seçimlere tek girmek isteyebilirdi.
Amma velakin muhalif seçmenin Akşener’in aldığı karara tepkisini de göz ardı etmek doğru muydu?
Ve karşılarında 21 yılı devirmiş güçlü bir iktidar partisi bile çok meraklı olmasa da, iktidarını korumak adına ittifaka devam ederken,
Muhalefetten öteye geçemeyen siyasi partiler neden bu kararlılığı ve fedakarlığı yapamıyordu seçmeni için...
Ve Akşener’e, kendi partilileri dahil muhalif seçmenin tepkisinin temel nedeni de; genel seçimlerden şimdiye kadar ittifaka ha bire çelme atmak için bahaneler üretmesiydi aslında...
Yoksa tek başına kazanacağına yüzde yüz inanmış olsa, bırakın tepkiyi kararını en başta zaten muhalif kanattaki seçmen alkışlayacaktı.
Ama gerçekler ortadaydı ve bu seçimi tek başına giren bir siyasi partinin almasına iktidar partisi dahi ihtimal vermiyordu...
Lakin Özgür Özel, bu noktada tamamiyle seçmenin kararına ve gerçeklere göre hareket ederek;
Akşener’in tüm inciten, CHP’yi rencide eden sözlerine ve bir kesim partilinin;
“Bence biz de boşverip, kapılarına gitmeyelim” sözlerine karşı yine de nezaketle Akşener’e iş birliği teklifini yaptı.
Bu noktadan sonra iş birliği için mücadele eden ama kabul görmeyen bir genel başkan olarak, Özel’in seçmenin gözünde değer ve güveninin arttığını söylemek artık abartı olmayacaktır.
Üstelik Özel dünkü konuşmasıyla; Akşener’in kimi zaman üslubu aşan söylemlerine karşın hem İYİ Parti’ye hem mensubu olan üyelerine karşı kullandığı övgü dolu sözlerle resmi olmasa da toplumsal bir ittifaka adım attığını da söyleyebiliriz.
Kaldı ki “CHP bu yolu yalnız yürümeyecek ve İYİ Parti iyi insanların partisidir. Birlikte çok şey başaracağız” sözlerini yineleyerek vurgulaması İYİ Partililere bir çağrı niteliği taşırken, iş birliği mevzusunda muhatabının artık Akşener’den ziyade İYİ Parti seçmeni olduğunu gösteriyordu.
Bu saatten sonra acaba kendi eliyle ve tek başına partisini hüsrana uğratan lider olma ihtimalinin ağırlığını Akşener taşıyabilecek mi!
Yoksa inadından vazgeçip, tıpkı masadan büyük bir hışımla kalkıp 3 gün sonra sessizce tekrar oturduğu gibi Özel’e bu kez o mu teklif götürür?
Ya da birçok siyasinin yaptığı gibi kapalı kapılar arkasında, hem “itibarım kalsın” hem de kazanmak niyetiyle gayri resmi şekilde “bazı bölgelerde anlaşalım” diye fısıldaşmalar olur mu acaba!
...
MUSTAFA BOZBEY’DEN SOKAĞA TAŞAN MALUMUN İLANI!
Dün Mustafa Bozbey’in beklenen Büyükşehir Belediye Başkanlık açıklaması nihayet geldi.
Nihayet diyorum! Çünkü her ne kadar birkaç yıl öncesinden Kılıçdaroğlu, adaylığını ilan etmiş olsa da, kurultaydan sonra başta kendisi olmak üzere partililer arasında da soru işaretleri oluşmuştu.
“Acaba Kılıçdaroğlu’nun adayı olarak görülen Mustafa Bozbey, Özel tarafından da onaylanan isim olur mu?” veya;
“Bozbey Nilüfer’i tercih eder ya da risk alır mı?” diye birçok soru ve yorum vardı.
Tüm bunlar devam ederken, partinin 1 hafta uzattığı aday başvurularının son günü Bozbey adaylığını dün itibariyle ilan etmiş oldu.
Ve Bozbey’in oldukça özgüvenli adaylık açıklamasında; Yapılan anketlerde Bozbey’in 12 puan önde olması ve Özel’in de haliyle tereddütsüz adaylığını onaylamasının etkisinin olduğu da ortada...
...
Adaylık açıklamasını takip etmek için il binasına gittiğimizde, gördüğümüz kalabalığa şaşırmamak elde değildi.
Öyle ki, binanın içine girmenin mümkünatı olmadığı gibi sokakta bile hınca hınç bir kalabalık vardı.
Ve sonuçta açıklamanın kalabalık nedeniyle dışarıda yapılacağı bilgisini aldık.
Alelacele mikrofonlar, ses sistemi kuruldu. Konuşmayı yapacağı yer belirlendi. Kameraların yerleri konumlandı.
Ve o an aklıma İYİ Parti’nin gerek kongre gerek aday açıklamalarında şahit olduğumuz sokağa taşan kalabalıklar geldi.
Gerçekten muhteşem kalabalıklardı.
Ve ilginç şekilde Bozbey’in açıklamasındaki onca kalabalıkta da yine İYİ Partililerin azımsanmayacak etkisini görüyorduk.
Evet, dün Bozbey’in adaylık ilanına gelen bir kesim İYİ Partili desteklerini birebir göstermek için oradaydı.
Mustafa Bozbey’in açıklamasından önce gerek İl Başkanı Nihat Yeşiltaş gerek milletvekilleri, tek tek kısa konuşmalar yaptı ve devamında Bozbey adaylığını ilan ederken Nilüfer Belediye Başkanlığında Nilüfer için atfettiği sloganı şimdi “Gülümseyin, Bursa’dasınız...” sözleriyle tekrarlaması ise epey alkış aldı.
Daha sonra il binasına milletvekilleriyle geçen Mustafa Bozbey’le Yeşiltaş’ın makam odasında kısa bir söyleşi yapma fırsatım oldu. Kendisine;
“Belediye başkanı seçilirseniz ilk icraatınız ne olacak?” diye bir soru yönelttim.
Bozbey hiç düşünmeden “şehir planlaması” diyerek;
“Bu planlamanın içinde ulaşım, yeşil alanların korunması, kentsel dönüşüm gibi birçok konu var. Ve tabii ki bu planlamayı Bursalılarla birlikte demokratik model kapsamında, demokratik katılımla gerçekleştirmemiz lazım” şeklinde ifade ederken bunu nasıl yapacağını sordum bu kez. Bozbey;
“Bakın bugüne kadar yapılan planlamalarda sadece dinlediler ama istediklerini yaptılar. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bizim yaklaşımımız tam tersine olacak. Kentin tüm tarafları, dinamikleriyle tartışıp fikirlerini alacağız ve birlikte yol alacağız. Bu kentin nefes alması lazım. Bu kentin havasının kirli olmaması gerekli. Bu kentin güneş alması lazım. Kültürel değerlerinin korunması gerekli. Kentsel ihtiyaçların olduğu bölgelerde acilen bu ihtiyaçların karşılanması, düzenlenmesi de şehir planlamasının içinde olacak. Sonrasında oturulan binaların güvenirliği ve binaların bulunduğu bölgeler fay hattı üzerindeyse buralar boşaltılarak yeşil alanlara dönüştürüp, hava koridorları açılacak ve planlamalar bu koridorlara göre projelendirilecek. Ve işte asıl kentsel dönüşüm o zaman başlayacak. Kaldı ki, şu ana kadar yapılanların hiçbiri kentsel dönüşüm değildir. Çünkü kentsel dönüşüm demek, kentsel ihtiyaçların karşılanmadığı alanlarda dönüşüm demektir. Biz şu an yapıldığı gibi ada bazında değil bütünsel ve hızlı bir planlamayla yapacağız. Hedefimiz, Bursa’yı yeniden planlayarak tamamını yaşanabilir bir kent haline getirmek” sözleriyle yanıtladı.
Bozbey Bursa için yapacaklarını anlatırken;
“Eğer belediye başkanı olursanız, bu anlattıklarınızı gerçekleştirmek için bize bir tarih verebilir misiniz?” şeklindeki soruma karşılık cevabını;
“Emin olun yönetim değişir değişmez Bursa gülümsemeye başlayacak.Bizler ertesi gün işe koyulacağız. Ve içinde bilim insanından, emekçisinden, sanayicisinden esnafına; gencinden, çocuğuna, yaşlısına kadar olan vatandaşlarımızla bir araya gelerek sorunları acilen çözüme ulaştırmak için hızlı bir planlama yapacağız. Tabii bu planlamaları gerçekleştirmek için büyükşehir belediyesi olarak, gerek yönetmelikler gerekirse uygulamalarıyla ve ilçe belediyeleriyle iyi bir koordinasyon sağlayarak birlikte yol alacağız.
Bizim anlayışımıza göre, belediye başkanları, belediye meclis üyeleriyle beraber farklı bir yönetim anlayışı öngörerek işe başlayacağız. Bursa büyükşehir meclisi yerel parlamento gibi çalışacak bir anlayış güdüyoruz ve bunu sağlayacağız” şeklinde ifade etti.
“Peki bu koordinasyonu sağlamak için birlikta çalışacağınız ilçe belediye başkanları için adaylardan önereceğiniz isimler olacak mı?” diye sorduğumda ise yanıtının oldukça politik olduğunu söyleyebilirim.
“Bu konuda öncelikli olarak genel merkezimiz bir araştırma yapacak ve yine belirlediği heyetlerin vereceği karar en doğru karar olacaktır. Çünkü sadece 3 ilçe için söylemiyorum, 17 ilçe için de söylüyorum. Mesele en doğru adayı bulmakta... Mevcut adaylar en doğru olanlarsa onlarla devam edilecektir. Şayet değilse, bu mantaliteyle belirlenecek adaylar en doğrusu olacaktır. Ve değişime daha hızlı bir şekilde yaklaşmış olarak 31 Mart’ta da bu değişimle bu kez Bursa’yı kesinlikle kazanacağız.”
Öncelikle oldukça yoğun bir gündem ve etrafını yüzlerce kişinin sardığı bir ortamda kırmayıp, sorularımı samimiyetle yanıtladığı için Mustafa Bozbey’e teşekkür etmek istiyorum.
Ve verdiği yanıtlarla,YSK adaylık başvuru süresinin devam etmesi nedeniyle, hala Bozbey’in adaylığına şüphe duyanların aksine Bozbey’in seçilmesi halinde planladığı projelerin dahi hazır olduğunu söyleyelim. Ve her ne kadar açıkça belirtmese de, ilçe adaylarının belirlenmesinde onun da bir şekilde önerilerinin göz önüne alınacağı muhakkak.
Ama şunu da ifade etmeliyim; özellikle Nilüfer adaylarından bahsedersek, Bozbey’in hepsine eşit mesafede durmayı başarması ve sanki çoğunun Bozbey’in desteğini alacağından emin tavırlarının da oldukça ilginç geldiğini söylemek istiyorum.
Bu arada adaylardan söz açılmışken ilginç bir adaylık başvurusundan söz edeyim.
Bildiğimiz üzere Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı ikinci aday ise, Osmangazi adayı olarak belirlediği önceki dönem milletvekillerinden Erkan Aydın’dı.
Fakat sonrasında Nilüfer için Aydın’ın yön değiştirdiğini daha sonra ise Mudanya olarak farklı ilçeleri düşündüğü de kulağımıza gelmişti.
Hatta “Osmangazi’den seçilemez, Nilüfer’den olabilir. Üstelik Özgür Özel’le meslektaş olduğundan şansı çok” gibi daha birçok yorum yapılırken,
Geçtiğimiz hafata Erkan Aydın’ın adaylık başvurusunu yapmış olduğunu duymuştuk.
Ancak kulislerde konuşulanlara göre,Aydın’da yorumlardan etkilenmiş olacak ki,normalde aday olmak istenilen ilçe ismi de bu başvurulara eklenirken,
Erkan Aydın hiçbir ilçe adı yazmamış.
Yani CHP’den aday ama bağımsız ilçe adayı gibi veya
“Allah’ın emri, genel merkezin takdiri neyse kabulümdür” der gibi...
Ve bu başvuruyu haklı olarak haksız bir rekabet olarak gören adaylara da;
“Tek rakibim kendim” der gibi..
Yorumlar
Kalan Karakter: