Siyasette gün geçmiyor ki şaşırmayalım.
Evet belki şaşırmamıza şaşırmalıyız artık.
Ama olmuyor işte insanız neticede...
CHP’nin “Her türlü kazanırız” dediği,
Ve işte bu yüzden de siyasete girmek isteyenlerin göz bebeği Nilüfer’e bir göz atalım istiyorum bugün.
Nilüfer’de aday adaylığı başvuru süreciyle beraber yorumlar başlamıştı aslında.
Ve süreç 13 belediye başkan adayı ve 165 belediye meclis üye başvurusuyla nihayete erdi.
Tabii asıl hareketlilik bundan sonra... Acaba kim aday olacak?
Aldığımız bilgiler ışığında, öncelikle genel merkez tarafından görevlendirilecek 4 kişilik bir heyet, Bursa’ya gelip adayları mülakata alacak. Sonrasında il ve ilçe teşkilatları ve milletvekillerinin ortak belirleyeceği 5 aday ismi Ankara Genel Merkeze gönderilecek. Orada ise Murat Karayalçın’ın da olduğu bir kurulda nihai karar verilecek.
Tabii bu belirtilen süreç yanında CHP sözcüsü Deniz Yücel’in “En az 1000 seçim çevresinde ön seçim yapılacak” açıklamasıyla da birçok bölgede ön seçimin etkisinin olacağını da düşünüyoruz.
Ve ön seçime Bursa Büyükşehir Belediyesi dahil olmasa da, ilçeler bazında ve başta Nilüfer olmak üzere Mudanya ve Gemlik’in de dahil olacağı tahmin ediliyor.
Nilüfer’in bu anlamda öncelikli olması mühim!
Nedenine gelince, Nilüfer için aday olan isimlerden bazılarının aslında aday seçilmeyeceklerini bilerek, sonrasında farklı konumlar için anlaşarak aday oldukları yorumlarının epey fazla oluşu...
Mesela eğitim camiasından Mehmet Yıldız’ın, ki aslında sevilen ve kariyerli bir isim olduğunu da belirtelim.
Fakat belediye başkanlığındansa Büyükşehir’e bağlı Tarım A.Ş, BURULAŞ, BESAŞ veya BURSAŞ gibi kurumlarda genel müdür olmak da hiç fena sayılmaz diye düşünenlerden biri olabilirmiş.
Bir diğer isim Bukle Erman... Mustafa Bozbey döneminde Nilüfer Belediye Başkan Yardımcılığı sonrasında devran değişip Turgay Erdem dönemi başlayınca,
Erdem, “Güle güle” demeden önce kendisi veda edip, Bursa’ya bağlı bir köyde belediyenin sosyal kurumlarından birinde 5-6 ay çalışıyor. Sonrasında ne olduysa oluyor aniden... Ve Gemlik Belediye Başkanı Uğur Sertaslan’dan, “Olur mu ne işin var oralarda gel buraya seni Kültür Tanıtım müdürü yapayım da kültürümüzü tanıt” diye teklif geldiğini söylüyor Erman.
Bukle Hanım beklenmedik bu güzel teklifi haliyle kabul ediyor ve birkaç yıl da Gemlik Belediyesinde çalışıyor. Ama sonrasında yerel seçimler için adaylık başvuruları başlayacakken, bu kez Uğur Sertaslan ve söylediğine göre Mustafa Bozbey’in teşvik etmesiyle görevinden istifa edip Nilüfer’den aday oluyor.
Gazetemizi ziyaretinde kendisini biraz tanıma fırsatı bulduk. Oldukça tatlı, sohbeti de renkli biri diyebilirim. Fakat siyasetle ilgili sorularımıza yeterli karşılığı aldığımızı söyleyemem.
Hele ki, projeleriniz neler diye her adaya sorduğum olağan soruya, “Sanki uzaya çıkacak mısınız” diye sormuşum gibi dona kalmasına ve hatta kızarmasına da çok şaşırdım.
“Şimdi söylemeyeyim. Adaylığım belli olduktan sonra anlatırım. Sürpriz olsun” derken,
Benim anladığım, aklında belli ki henüz hiçbir projenin olmamasıydı.
Ee o zaman bu adaylık neyin nesiydi!
Üstelik belediye geçmişi olan ve doğaçlama bile bir şeyler anlatabilecekken...
Sonrasında Bukle hanım ile ilgili bana gelen bilgilerde ise; Kendisinin yıllarca belediyede çalışmasına karşın, işin tekniğinden ziyade kendisinin “Hoş sohbet, çok eğlenceli biri, oldukça esprili ve gereğinde iyi bir sırdaş” olmasıyla öne çıkan özellikleri olduğundan bahsettiler.
İyi de bunlar gerçekten yeterli miydi belediye başkanı olmaya veya oldurmaya!
Bir başka kadın aday ise Dilber Dereli...
Kendisiyle söyleşimizde açıkça ifade edecek olursam; her ne kadar belediyede memur olarak görev almasa da, örgütten gelen biri ve belediye meclis üyesi olarak,
Bukle Hanım’a göre belediyecilik anlamında çok daha fazla fikir sahibi olduğunu, sorularıma samimiyetle cevap verebildiğini ve kadınlara yönelik güzel projeler ürettiğini görmek, bir kadın olarak beni oldukça memnun etti.
Fakat bazı kulis bilgilerine göre, birileri Bukle hanımı gölge aday olarak çıkarırken, birilerinin de Dilber hanıma destek verdiği ve aslında aday olamayacaklarını varsayarak onlar için farklı görev alanları düşünüldüğü iddia ediliyor.
Ve aslında Nilüfer için Özgür Özel’in bir kadın aday olması yönünde isteği düşünüldüğünde, iddia edildiği gibi bu adaylar başka görevlendirmeler için aday gösterilmişse, sürpriz başka bir isim daha olabilir miydi acaba?
Malum daha YSK’nın aday başvuruları devam etmekte...
Peki şimdi şöyle bir şey düşünülebilir; “Madem farklı görevlendirmeler düşünülüyor, ne diye aday gösteriliyorlar ki? O vakit geldiğinde düşündükleri görevlere getirilebilirler” değil mi ama!
Doğru! Fakat o zaman da bu insanlar nereden çıktı diye birileri sorabilir.
Halbuki “Adaylarımızdı” deyip, kimini şuraya genel müdür, kimini şu belediyeye başkan yardımcısı olarak atamak çok daha üslubunda olmaz mı?
Neyse bu arada mevcut başkan ve başkan adayı, Turgay Erdem’i de unutmayalım!
Erdem gelen haberlere göre “Bir daha aday olarak seçilirsem” diye finansal sıkıntı çekmemek için Bademli’deki evini satışa çıkarmış.
Gerçekten kapı kapı finansör arayan adaylara, bence bu davranışı örnek olmalı!
“Hamama giren terler” ve,
Gücünün yettiği kadarına güvenmek ise en doğrusu diyerek, Turgay Erdem’i tebrik ediyoruz!
Fakat Turgay Erdem’in bunca çabasına rağmen onun da çalışanlarıyla geçen yıldan beri sıkıntılı bir süreçte olduğunu öğreniyoruz...
İşçilerin iddialarına göre; 2022 Eylül ayında Nilüfer Belediyesi’ndeki işçiler belediye yönetiminin zorunlu dayatmasıyla DİSK’ten istifa ettirilip, Türk-İş’e geçirildiklerini söylüyorlar.
Ve yaklaşan seçimler öncesi DİSK yönetimi “İntikam soğuk yenir” mantığıyla içinde Turgay Erdem’in de bulunduğu 3 belediye başkanı için DİSK, CHP genel merkezine;
“Bu belediye başkanlarını aday gösterirseniz metropol iller dahil seçimlerde diğer sol partilerini konfederasyon olarak destekleyeceğiz” şeklinde tepkilerini belirtiyorlar.
“Peki olaylar nasıl bu hale geldi?” soruma karşılık; “Nilüfer Belediyesi’ndeki yaklaşık 2 bin işçi DİSK’e bağlı Genel-İş sendikasına kayıtlıydı. Toplu sözleşmelerde DİSK temsilcisiyle uzlaşamayınca belediye DİSK işyeri temsilcisi Onural Keskin’i işten çıkardı. Fakat yoğun tepkiler sonunda, 1ay sonra tekrar işe geri aldı. Ardından DİSK seçimlerine belediye yönetimi Keskin’in karşısına bir aday çıkardı. Ama Keskin 115’e 60 oyla yine kazanınca ve belediye yönetimi sendika yönetimini değiştiremeyince bu kez DİSK’e karşı Türk-İş kozunu kullandı. Ankara’dan gelen 2 Türk-İş profesyonelleri 4-5 ay Nilüfer Belediyesi’nde yatıp kalktı. Lakin 2 bin üyeden ancak 500 kadar çalışanı üye yapabildiler.
Hal böyle olunca yetkinin belirleneceği son iki gün belediyede olağanüstü bir hareketlilik yaşandı. Başkan yardımcıları, müdürler, danışmanlar bizzat devreye girerek işçiler üzerinde baskılar uygulayarak bir günde 1000 kişiye yakın işçiyi DİSK’ten istifa ettirip Türk-İş’e geçirdiler. Ve tüm bu süreyi yakından takip eden DİSK, yerel seçimlerde CHP’ye söylediğimiz gibi restini çekti. Dahası tüm bu olayların stresi yaşanırken, Turgay Erdem’in Ankara’da Türk-İş yetkilileri ile görüşme iddiaları da meseleyi iyice içinden çıkılmaz hale getirdi” diyorlar...
Evet bu durumda acaba CHP, DİSK’i bu konuda karşısına alır mı veya bu iddialar doğru ise;
Nilüfer Belediyesi ve DİSK arasında barış için adım atılır mı? Sanırım onu da yakın zamanda göreceğiz. Ama Turgay Erdem için sıkıntı yaşatacağı muhakkak gibi görülüyor.
Yazımın başında da belirttiğim gibi Nilüfer, CHP için kaybedilmesi zor bir bölge ve bu nedenle adaylar için risksiz görülen bir ilçe.
Ve yine birkaç adayla ilgili kısa tespitler yapacak olursam,
NOSAB Başkanı Erol Gülmez ve önceki dönem Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin’in de geçiştirilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Hatta duruma baktığımızda; adaylar içinde Nilüfer’de bir şeyler yapmak amacıyla aday olan birkaç isim arasında olduklarını söyleyebiliriz.
Okan Şahin; başkanlığı süresince oldukça sevilen, iletişimi kuvvetli, genç,dürüst ve çalışkan bir başkan olarak görülürken,
NOSAB Başkanı Erol Gülmez de aslında öncesinde adaylık düşünmezken,
CHP yönetiminden birilerinin teklif götürmesiyle düşünür olmuş. Sonrasında müteşebbisleriyle ve ailesiyle konuşup karar verdiğini ve böylelikle adaylığı kabul ettiğini yaptığımız söyleşi sırasında ifade ediyordu.
Ve çiftçi bir ailenin oğlu olarak her ne kadar yasayla çoğu köyler mahalle olsa da, meraları ranta açmayıp koruyacağını, tarım ve hayvancılığı elinden geldiğince destekleyeceğini belirtirken,
Yine “Bozbey zamanında başlatılan ve yarım bırakılan bazı mühim projeleri de tamamlamak istiyorum ve şehir planlamasını da köylere varıncaya kadar daha yaşanılası yerler haline getirmeyi amaçlıyorum.
Ayrıca liyakat benim için oldukça mühim! Kaldı ki ben en yakınlarım için dahi onca çevrem olmasına rağmen hiçbir zaman öncelik veya torpil kullanmadım, kullandırtmadım” diyor.
Ve ümidimiz; tüm adayların vaatlerinden şaşmadan, aday olduklarında koltuğun büyüsüne kapılmadan görevlerini hakkıyla yapmaları...
Bu arada ilk günlerde adını çok fazla duysak da, son zamanlarda “Neden sessizliğe büründü” diye arada düşündüğümüz güçlü adaylardan Deniz Baykal isminin de aklımızdan çıkmadığını belirtelim.
Ve her ne kadar göz önünden uzak olsa da; seçime yönelik kendi adına özel seçim şarkıları listesi ve seçim için broşür daha gerekli ne varsa hazırlıklarının tam gaz devam ettiğini de işitiyoruz.
Ve bazen göz önünde olmanın; yıprattığı ve kaybetmenin nedeni olduğu da düşünüldüğünde, Baykal belki de en iyi stratejiyi uyguluyordur.
Kim bilir? Belki de şimdiden hazırladığı şarkıları hep beraber dinleyeceğiz...
Yorumlar
Kalan Karakter: