Emeklilik nasıl da güzel bir nimettir!
Düşünsenize, gençliğinizin en güzel yıllarından itibaren sabahın erken saatlerinden akşam oluncaya kadar çalışmak, didinmek...
Çalışma hayatının verdiği zamansızlık ve binlerce sorumluluk gereği tadını çıkarmaya pek vakit olmasa da,
Evlilik, çoluk çocuk gibi hayata lezzet katan tatların da o zamana denk gelmesi,
Ama gençliğin verdiği güç ve enerjiyle hepsinin üstesinden gelebilmek...
Zaten hayatın matematiği de bunun üzerine kuruludur.
Gençken çalışır didinirsin,
Sonrasında gücün azaldığı, enerjin tükendiği vakit ise;
Emekli olur, keyfine bakarsın!
Ve işte o zaman en son çocukluğunda bıraktığın, zaman kavramının olmadığı, sorumluluk zincirinin boynuna dolanmadığı mis gibi günlere merhaba dersin...
Bazen o hep istediğin ama gitmeye vakit bulamadığın yerleri gidip doyasıya gezmek,
Bazen yıllardır merakın olan hobilerine zaman ayırmak,
Kimi zaman, gençken sevgini göstermeye vakit ayıramadığın evlatlarının çocuklarıyla o boşluğu doldurmak,
Belki yıllarca çalışıp aldığın bahçeli müstakil evinde yetiştirdiğin çiçeklere bakıp zevk almak,
Ve en çok da, yarın erkenden işe yetişme derdi olmadan ve keyfi plansızlıkla,
Ve nihayet yıllarca sabah akşam verdiğin emeğin karşılığını aldığın, ömrümüzün mis gibi zaman dilimidir emeklilik...
...
Fakat alışkanlık mıdır nedir?
Bazı insanlar bu dönemi çalışmaya devam ederek geçirmeyi tercih eder.
Tabii ki saygı duymak gerekir. Üstelik hayatın her döneminde çalışmak bunu yapabilmek de bir erdemdir.
Mesela yaşı gereği işe alınması zor olsa da, yine de çalışmak için ısrarcı olur bazıları.
Hatta kimi zaman kendi iş kariyerinin çok altındaki birimlerde, bazen torunu yaşındakilerin emirlerine boyun eğerek ve bazen sağlığı el vermese de güç kuvvet gerektiren zor işlerde devam eder gençliğinin artık olmayan enerjisiyle...
Aracına bindiğim bir taksi şoförü 40 sene çalışıp emekli olduktan birkaç yıl sonra bu işe başladığını söylemişti.
Ve yine yeşil türbe civarında büyük bir iş yerinde gece bekçiliği yapan 65-70 yaşlarında emekli mühendis amcamızla uzun bir sohbet etmiştim.
Vakti zamanında yüksek lisansını yurt dışında yapmış ve 3 dil biliyordu. Tarih alanında da nasıl da bir donanıma sahipti anlatamam.
Zaten eski bir konak olan iş yerinin tarihi hakkında çalışanlara soru sorduğumda, dışarıda kasketiyle duran bu amcamıza da onlar yönlendirmişti beni,
“O Bursa’nın tüm tarihi bilgisine hakimdir” diye...
...
Ve şimdi olayın gerçek yüzüne dönelim; Enflasyon değerlerinin durdurulamayan yükselişiyle tükettiğimiz, kullanmak zorunda olduğumuz her hizmete ve almak zorunda olduğumuz her ürüne gelen zamlar maalesef çoğumuzun gelirinin çok üstüne çıktıkça,
Geçinebilmek artık ya hayal veya mucize haline geldi maalesef...
Kaldı ki emeklinin durumu çok daha zor!
Bir çoğunun asgari ücretin bile çok altında aldıkları maaşlarıyla, ayakta durmakta zorlandıkları aşikar...
Yoksa kim istemez ki; emeklilikte rahat etmeyi, yıllarca kurduğu hayallerini gerçekleştirmeyi.
Ve kim ister ki, gücü yetmediği işlerde ve çalışmaya enerjisi kalmadığı yıllarda koşturmak zorunda kalmayı...
Hele ki keyfiyetten değil, zorunluluk gereği ise!
Cumhuriyetimizin 100. yılını gururla kutlayacağımız, hepimiz için oldukça özel olan 29 Ekim günü emekliler için günlerdir daha bir heyecanla beklenir olmuştu.
Her ne kadar net resmi bir açıklama olmasa da,
Ve her ne kadar bu miktarda bir “maaş zammı” daha mutlu edecek olsa da,
Yine de bugüne özel bir kereye mahsus 5 bin lira ikramiye alacaklarına dair haberler mevcuttu ve bunun kısa da olsa bir soluk aldıracağını düşünen milyonlarca emekli vardı.
Ve tıpkı bayramlarda günler öncesinden harçlıklarına göre hesaplamalar yapan ve belki o çok istedikleri,
“Takım formasını veya oyuncak bebeği alabilirim!” diye küçük beklentileriyle mutlu olan çocuklar gibi heyecanlıydılar...
Fakat dün gelen resmi açıklamayla geçinemeyip şoförlük, bekçilik ve daha birçok sektörlerde çalışmak zorunda kalan,
Adı emekli olsa da, bir türlü emeklilik nasip olmayan “emekçi emekli” dumura uğradı!
Lakin dünkü kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan;
Emeklilerin çektiği sıkıntıları bildiklerini, kabinede yaptıkları değerlendirmelerin ardından emeklileri rahatlatacak yeni bir karar aldıklarını, emeklilere bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yapmayı kararlaştırdıklarını, ödemelerin kasım ayının ilk yarısı itibariyle yatırılmış olacağını fakat fiilen çalışmaya devam edenlerin bu düzenlemenin dışında bırakılacağını belirtti.
Tabi her ne kadar birçok emeklinin hayalleri suya düşse de, dul ve yetim maaşı alanların maaş hakediş oranlarına göre bu ödemeden yararlanacak olmaları bir teselliydi...
Gelelim bu ikramiyeyi alamadığı için üzülen emeklilere;
Teselli olur mu bilemiyorum ama şunu belirtmek isterim, muhtemelen bu ikramiyeyi alan emekliler çalışma gücünü kendinde bulamayan ve sağlığı el vermeyen emeklilerimiz!
Yoksa eminim bu yaşam şartlarında, çalışmamak gibi bir tercihleri olması çok zor.
Bu nedenle, sağlığınız ve gücünüz yerinde olduğu için şükretmelisiniz.
Yine EYT’den emekli olup, yaşı gereği daha rahat iş bulan emekliler var ki, en azından onlara verilmeyen bu emekli ikramiyeleri sayesinde,
Belki de yaşı hayli ilerlemiş veya sağlık sorunları nedeniyle çalışamayan, iş kapıları kapanmış emekliler bir nebze de olsa mutlu olacak ve buna binlerce EYT’linin vesile olduğu kuvvetle muhtemel...
Al işte! Alamadığın için dert ettiğin 5 bin lira karşılığında binlerce sevap!
Tamam haklısınız! Çalışarak elinize geçen maaş zaten zengin olma hayallerinden çok uzak, sadece geçinmeye az buçuk yardımcı olacak kadar.
Amma velakin şu an hayallerinizin yıkıldığını veya haksızlığa uğradığınızı düşünerek üzüldüğünüz miktar da;
Çocukluğunuzda hayalini kurup belki aldığınız, belki alamadığınız o takım formasından veya çok istediğiniz o oyuncak bebeğin fiyatından çok da fazla sayılmaz maalesef...
Ve fotoğrafın bütününe baktığımızda; Emeklinin aslında bayram harçlığı yaşını çoktan geçtiği,
Meselenin bunun çok ötesinde “Emeklinin neden çalışmak zorunda kaldığı” ile ilgili düşünmek ve aslolanın “Onların refah seviyelerini nasıl yükseltebiliriz” ile alakalı olması gerekmez mi?
Yorumlar
Kalan Karakter: