Gerek iç, gerek dış siyaset ve gerekse İsrail-Filistin çatışmalarıyla beraber haftaya gündemini vuran bir diğer haber ise 3 gazetecinin yabancı karşıtlığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlarıyla tutuklanmalarıydı...
Hal böyle olunca, ilk olarak tepki gösterenler de, MHP dışındaki milliyetçi tabandan gelen muhalefet partileri oldu.
Tutuklamaların ardından Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Akşener art arda,
“Milliyetçilik suç mu?” şeklinde benzer açıklamalar yaparken,
Bugün de İYİ Parti kapsamlı bir tepkiyle, 81 il teşkilatlarıyla eş zamanlı basın açıklaması düzenledi.
Bu doğrultuda İYİ Parti Bursa İl Başkanı Dr. Mehmet Hasanoğlu ve ilçe başkanlarının da katıldığı toplantıda Hasanoğlu:
“Türk milliyetçiliği düşüncesine sahip gazetecilere yönelik bir baskı politikasının ifşa olduğunu,
‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ pankartının bulunduğu fotoğrafın delil sayıldığını belirterek, Türk milliyetçisi olmak ve bu paylaşımları yapmanın suç olmadığı gibi Türk milletinin her bir ferdinin görev ve sorumluluğundadır da” dedi.
Ortak paylaşım sonrasında ise Hasanoğlu:
İçinde hasta olan ve tedavisi gereken bu gazetecilerin sağlık haklarının da gasp edilerek mağdur edildiklerini, hükümetin beka ve sığınmacılar politikalarını örtbas etmek için gazetecileri tutukladıklarını belirterek;
“Mevcut iktidar kadrolarına sesleniyoruz. Mesele halkı galeyana getirmekse, öncelikle kendi kadrolarına bakmaları gerekir” şeklindeki sözlerle düşüncelerini ifade etti.
Evet, ifade özgürlüğü kapsamında düşündüğümüzde; hele ki mesleği gereği halkın haber alma özgürlüğünü sağlamaya çabalayan gazetecilerin, sırf mesleğini yaptığı için tutuklanması her seferinde ne kadar da içimizi burkan bir durumdur.
Bu sanki bir doktorun ameliyat yaparken, bir öğretmenin çocuklara ders anlatırken ve hatta bir duvar ustasının kiremitleri üst üste koyarken habire mesleğin dışındaki birilerinin müdahale edip üstüne bir de tutuklanmaları gibi bir şey aslında...
Tabii ki gazeteci de olsa, mesleğin etik kurallarını da elden bıraksın demiyoruz. Tıpkı tüm diğer meslekler gibi...
Ama etik kurallara uymayanlar için de göreceli bir bakış açısıyla değil, tamamen objektif ve hakkaniyetli bir bakış gerekir ki,
Bu sadece yetkililer anlamında değil, gerek siyasiler, gerekse biz sıradan vatandaşlar için de;
Yanlış kim için olursa olsun tarafı olmamalı ki, doğrunun çizgileri de net olsun ve dikkate alınsın.
Aksi halde doğru-yanlış arasındaki anlam karmaşasıyla hep baş başa kalmaz mıyız?
ADAYLAR, PASLAŞMALAR VE...
Bu arada toplantı sonrası İl Başkanına Büyükşehir ve bazı ilçeler için aday belirleme süreçlerinin nasıl gittiğiyle ve bizlerin de duymuş olduğumuz isimler konusunda sorduğum soruya karşılık Hasanoğlu:
Muhakkak ki bazı isimlerle temas halinde olduklarını ve bunların neticesinde Büyükşehir için güçlü bir adaylarının olduğunu söylerken,
Anladığım kadarıyla bu ismin sıkça adı geçen Recep Altepe olmadığı ve olmayacağı da kesin gibi diyebilirim.
Ayrıca siyasi partiler için mühim ilçelerden olan Yıldırım’da adaylığını ilan eden Ferit Gürsoy dışında eski ilçe başkanı Kerem Arslan’ın da aday olacağı duyumlarımla ilgili de;
Hasanoğlu, henüz öyle bir başvurusunun olmadığını belirtti.
Ve her ne kadar Hasanoğlu erken olduğunu düşünerek Yıldırım konusuna pek girmek istemese de; aldığımız duyumlar birkaç tanınmış iş adamıyla görüşüldüğü ve ileri ki günlerde kamuoyuna açıklanacağı yönünde...
...
İYİ PARTİ İTTİFAK İÇİN CHP KURULTAYINI MI BEKLİYOR!
Önceki günlerde gerek CHP, gerek Saadet Partisi ve gerekse Gelecek Partisi kulislerinden aldığım bilgiler doğrultusunda, ortak düşüncelerinin yerel seçimlerde yine bir ittifak olması yönünde olduğunu ve bu ittifakın içinde İYİ Parti’nin de yer alması için temaslar yapıldığıyla ilgili haberlere yer vermiştim.
Ve hatta teşkilatların bu konuda ılımlı olduğunu, fakat Akşener’in uzak durduğunu da belirtmiştim.
Peki, gerçekte İYİ Parti’de durum neydi ve ne düşünüyorlardı?
Yönetim kademesinden bazı isimler gerek 2019 seçimleri ve gerekse genel seçimlerde hep geri planda kaldıklarını, ittifak sebebiyle güçlerinin zayıfladığını düşünüyor ve Akşener’in kararına katılıyorlar.
Ve diyorlar ki:
“Biz de ağırlığımız nedir, ne değildir yerel seçimlerde görmek istiyoruz.”
Ve belli ki bunu söyleyen taraf, güçlerine güvenen ve ittifaksız da yapacaklarına inanan bir kesim...
Fakat bu mevzuda İYİ Parti Ankara kulisleri biraz daha farklı düşünüyor gibi...
Şöyle ki; Partinin üst kademesi tamamiyle CHP’nin 5 Kasım’da nihayete erecek kurultayına odaklanmış durumda!
Nedeni ise; Kılıçdaroğlu’nun tekrar genel başkan seçilmesi halinde, CHP ile ittifaka girme konusunu kesinlikle kapatarak Akşener’in söylediği gibi parti olarak kendi logolarıyla yerel seçime girecekleri netleşecekmiş,
Amma velakin Kılıçdaroğlu değil de, Özgür Özel seçilecek olursa, tekrar ittifak masasına oturulabileceği düşünülüyormuş.
Ve bu yönüyle baktığımızda, birçok iddianın aksine Akşener'in, hala Ekrem İmamoğlu’na ve Mansur Yavaş’a desteğini sürdürmek niyetinde olduğunu da görüyoruz...
Ve ilginçtir, hatırlarsanız geçtiğimiz günlerdeki bir köşe yazımda, AK Parti’nin Bursa dahil bazı illerde adaylarını belirlemek için,
CHP’nin kurultay sonrası netleşecek adayları nedeniyle, AK Partinin de CHP kurultayını beklediği iddialarını da yazmıştım.
Ne diyelim, belli ki CHP kurultayı sadece parti içindeki değişimciler ve yenilikçiler için değil!
Girilecek ittifakların, adayların belirleneceği ve belki de seçimlerin kaderini değiştirecek öneme sahip bir kurultayda olacak gibi görünüyor...
Yorumlar
Kalan Karakter: